GÖRÜNTÜLÜ

‘Sur bizim, devlete bırakmayız!’

“Acele kamulaştırma” adı altında yaşanan gaspı kabul etmeyeceklerini vurgulayan Hanife Atlı “Varsın taş üstünde taş kalmasın gerekirse gidip evlerimizin bulunduğu yerde, o yıkıntıların arasına çadır açıp yaşarız" dedi.

“Acele kamulaştırma” adı altında yaşanan gaspı kabul etmeyeceklerini vurgulayan Hanife Atlı “Varsın taş üstünde taş kalmasın gerekirse gidip evlerimizin bulunduğu yerde, o yıkıntıların arasına çadır açıp yaşarız ama Sur’u devlete bırakmayız” dedi.

90’lı yıllarda baskı ve zulüm ile köyleri boşaltan devlet günümüzde ise aynı politikalarla şehirleri boşaltıp insansızlaştırmaya çalışıyor. Öz yönetim direnişleri sırasında ve toplarla yakıp yıkılan ilçeler “acele kamulaştırma” kanunu adı altında rant ve kar amacı ile TOKİ’lere devredilirken halkın istemleri hiçbir şekilde göz önünde bulundurulmuyor. İlçelerin bir bütün olarak gasp edilmesine tepki gösteren halk ve Sivil Toplum Kuruluşları ise “acele kamulaştırma” kararına karşı hukuki sürecin başlaması için harekete geçti. 

“Acele kamulaştırma” kararı sonucunda devlet tarafından evine el koyulan Hanım Atlı, doksanlardan bu yana devletin zulmü ile karşı karşıya olduklarını belirterek, “Devlet eliyle gerçekleştirdiğimiz ilk göç değil bu daha önce de 1990’lı yıllarda köyümüze düzenlenen baskında evlerimiz askerler tarafından yakıldı. İşkence ve baskılar ile göçe zorlandığımız köyümüzden çıkarak şehre geldik. Burada Sur’un Cemal Yılmaz Mahallesi’ne yerleştik. Bir süre bu evde kaldıktan sonra bir akşam evimiz devlet güçleri tarafından kundaklandı. Cayır cayır yanan evden geriye hiçbir şey kalmadı ama tekrar göç etmek istemedik. Bir kere zorla göç ettirildiğimiz topraklardan ikinci kez göç etmek istemedik. Bu nedenle yakılan evimizi el birliği ile yeniden inşa edip orada oturmaya devam ettik. Bu durum devlet asker, polis, korucu, tank ve toplarla Sur’a saldırıncaya kadar böyle devam etti. Sur direnişinin 50. gününe kadar da evimizi terk etmedik. Ancak 50. gün saldırıların yoğunlaşması ve top atışlarının bulunduğumuz bölgedeki evleri yerle bir etmesi üzerine çıkmak zorunda kaldık” dedi. 

‘ELİMİZDE TAPULAR VAR; DEVLET, ZORLA MI ÇIKARACAK?’

Sur’dan çıkmak zorunda kaldığım günden beri evimin ne durumunda olduğuna dair hiçbir fikrim yok diyen Atlı şunları söyledi: “Şu an Sur’da tek bir darbe almadan sapasağlam duruma olan yapılar bile devlet tarafından yıkılıyor. Top atışları yüzünden evimden çıkmak zorunda kaldığımda etraftaki evler zarar görmüştü ama benim evim hala sağlamdı. Ama şimdi ne durumda bilmiyorum. Başta perdeler şimdi ise duvarlar ile evlerimize girmemiz engelleniyor. Malımıza, mülkümüze, evlerimize, eşyalarımıza hatta çocuklarımızın kıyafetlerine bile el koymuşlar. Bu hangi hukuka, hangi adalete uyar? Ellerimizde tapularımız var Sur bizim. Ne yani devlet zorla mı çıkarak bizi evlerimizden? Hem madem geçerliliği yoktu bu tapuları neden verdiler bize? Bu hukuksuzluğu hiçbir koşul altında kabul etmeyeceğiz! Ne olursa olsun Sur’u terk etmeyeceğiz! Varsın taş üstünde taş kalmasın gerekirse gidip evlerimizin bulunduğu yerde o yıkıntıların arasına çadır açıp yaşarız ama Sur’u devlete bırakmayız! Başbakan ve Cumhurbaşkanı çıkmış utanmadan evlerimizin karşılığının ödeneceğini söylüyor. Milyarlar da verseler boş! Değil para, pul Sur karşılığında İstanbul ve Ankara’nın tamamını üzerimize yapsalar da bu durumu kabul etmeyiz!”

HUKUKSUZ ‘ACELE KAMULAŞTIRMA’YA KARŞI HUKUKİ SÜRECİ BAŞLATACAĞIZ!

Yaşanan haksızlıklar karşısında uluslararası kamuoyunun sessizliğine tepki gösteren Atlı, “Yaşanan bu zulme tepki göstermek için daha neyi bekliyorsunuz, Erdoğan’ın bütün Kürtleri katliamdan geçirmesini mi? Dünya üzerinde tek Kürt bile kalsa bu zulmü kabul etmeyecek! Evlerimizi yakıp, yıkan devlete teslim etmeyeceğiz! Bu nedenle hukuki anlamda tapularımız ile birlikte Ulu Caminin yanında bulunan eski belediye binasına tapularımız ile birlikte giderek Sur için kurulan ‘hukuk komisyonu’ aracılığı ile Sur’daki ‘acele kamulaştırma’ kanununa karşı başvurularımızı gerçekleştirdik. Bizimle aynı durumda olan tüm insanları da bu konuda duyarlılık göstererek Sur’a sahip çıkmaya davet ediyoruz” diye konuştu.