Sur’daki yıkım Dünya Miras Komitesi gündemine taşındı

Dünya Miras Komitesi Oturumuna katılan Ercan Ayboğa, AKP'nin Kürdistan'daki yıkımını anlattı.

Dünya Miras Komitesi (WHC) Oturumu Polonya'nın Krakow kentinde başladı.

Amed Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı Unesco Dünya Miras Listesine bu kurum tarafından alındı.

Amed'de sivil toplum faaliyetlerinde bulunan Ercan Ayboğa da, Sur'un Yıkımına Hayır Platformu adına toplantıya katıldı.

Ayboğa, toplantıdaki konuşmasında, "Dünya Miras Listesinde olan Diyarbakır’ın tarihi kenti sistematik bir yıkımı yaşadığından dolayı bizler çok ciddi kaygılar yaşamaktayız" dedi.

'YIKIM, GÖÇ, GASP YAŞANDI'

Çatışmalı dönem olan sonbaharda, 2015 ile Mart 2016 arasında yüzlerce yapının yıkıldığına dikkati çeken Ayboğa, şu bilgileri verdi:

"Yıkımın çoğu bu dönemden sonra devletin kontrolü altında gerçekleştirildi. 2 binden fazla yapı yıkıldı ve eski kentin üçte biri yok edildi. Devam eden blokaj -sokağa çıkma yasağı- altında hafriyat herhangi bir araştırma ve kurtarma yapılmadan iş makineleriyle alandan çıkarıldı.

Eski kentin bütünlüğü, sokakların özgünlüğü ve 180 tarihi bina ve eser ciddi tahribat ve yıkım yaşadı. 20 bin insan zorla göç ettirildi ve yoksulluğa itildi.

Kısa süre önce yıkılan alanda betonarmeden yeni yapılar inşa edilmeye başlandı. Bunlar yüksek fiyatlarla satılıp alanın demografisi değiştiriliyor.

2017 ilkbaharından beri eski kentin batısında da zorla göç ettirilme başlandı.

Sivil toplumun da güçlü temsil edildiği ve Büyükşehir Belediyesinde bulunan Dünya Mirası Alan Yönetimi 2016 sonbaharında Türk hükûmeti tarafından zorla gasp edildi."

'KARAR TASLAĞI ÇOK ZAYIF'

Ayboğa, şu eleştirileri de yaptı:

"Sivil toplumla herhangi bir diyalog ve şefafflık yok.

Tüm bunlar az önce Dünya Miras Komitesi tarafından tartışmaya açılmayacak şekilde kabul edilen karar taslağında dikkate alınmadı.

Konuşmama her şeye rağmen şu umutla bitiriyorum: Bu yıl Halep için yapıldığı üzere gelecek yıl Diyarbakır’ın yeniden inşasını konuşalım!"

UNESCO WHC 21 devletten oluşuyor ve şu an Türkiye hükûmeti de içinde yer alıyor.

Oturumlar kapsamında geçen yıl olduğu gibi bu yıl da zayıf bir karar taslağı hazırlandı ve onaylandı. AKP hükûmeti, Kürdistan'daki yıkımlarının gündeme getirilmemesi için özel bir çaba sarf etti.

KARAR TASLAĞI

Karar taslağında şu hususlara dikkat çekildi:

1) WHC/17/41.COM/7B belgesini inceledi;

2) 39. (Bonn, 2915) ve 40. (İstanbul, 2016) oturumlarında alınan 39 COM 8B.32 and 40 COM 7B.60 kararları hatırlatıyor;

3) Devlet tarafınca WHC'nin daha önceki kararlarında bulunan tavsiyeleri uygulama çabalarını ve devlet tarafınca varlığı ve tampon alanlarını koruma amaçlı alınan girişimleri kabul ediyor ve bundan sonra varlığa başka zararların engellenmesinin önemini vurguluyor;

4) Devlet tarafını Suriçi bölgesinin rehabilitasyonuna ilişkin çalışmaları devam etmesi konusunda cesaretlendiriyor;

5) Devlet tarafından restorasyon ve rehabilitasyon amaçlı varlık alanını kapsayan, enformasyon ve teknik ve malzemelere ilişkin belgelendirmeye içeren bir Master Planının geliştirilmesinin başlatılmasını talep ediyor;

6) Devlet tarafından varlığın üstün evrensel değerine tehdit teşkil edebilecek "Cevatpaşa Mahallesi İç Kale Vadisi Kentsel Tasarım Projesi" gibi kentsel tasarım projeleri için bir Miras Etki Değerlendirmesi'ni (HIA), ICOMOS Dünya Mirası Kültürel Varlıkları Rehberine uygun uygulamasını da talep ediyor;

7) Devlet tarafından şartlar uygun olması durumunda bir ortak Dünya Miras Komitesi/ICOMOS Reaktiv İzleme misyonunu, varlığa tehditlerin boyutunu ve kapsamını incelemek ve yapılması gereken uygun yöntemleri önermesi için ayrıca talep ediyor;

8) Son olarak devlet tarafından Dünya Miras Merkezi'ne en geç 1 Aralık 2018 tarihine kadar varlığın korunma durumuna ve yukarda belirtilenlerin uygulanmasına ilişkin sunmasını ve 2019 yılında yapılacak 43. Dünya Miras Komitesince incelemek amaçlı talep ediyor.