Umutla çıkılıp ölümle sonuçlanan yolculukların sorumluları kimler
Uluslararası Güçler, Dünya Uluslararası Mülteciler gününe sadece bir yılda yaşanan 4 bin 868 insanın ölümden sorumlu olarak giriyor.
Uluslararası Güçler, Dünya Uluslararası Mülteciler gününe sadece bir yılda yaşanan 4 bin 868 insanın ölümden sorumlu olarak giriyor.
Uluslararası Güçler, Dünya Uluslararası Mülteciler gününe sadece bir yılda yaşanan 4 bin 868 insanın ölümden sorumlu olarak giriyor. Yeni pazar ve sömürge alanları yaratmak için çıkartılan savaşlar sonucunda insanlara kendi vatanlarını terk ettirmeye mecbur bırakan uluslararası sermaye güçleri, dünyada yarattıkları kaosun ve ölümlerin hesabını vermek yerine ülkelerine gelmek zorunda bırakılan mülteci sayısını nasıl engellemenin cabasında.
Başta Avrupa olmak üzere uluslararası bütün güçler her yıl Birleşmiş Milletler’in (BM) 2001 yılında aldığı kararla “Dünya Mülteciler Günü” olarak kabul ettiği 20 Haziran’da birçok etkinlikler düzenlemeye hazırlanıyor. Bütün bir yıl boyunca yabancı düşmanlığı, iltica başvurusunu nasıl azaltma üzerinden yapılan politikalarını sadece bir günlüğüne yani 20 Haziranda rafa kaldırarak demokrasi naraları atacak olsalar da iyi biliniyor ki her yıl hayatını kaybeden binlerce göçmenin sorumluları da kendileridir.
Yıllardır sermaye güçleri, kendi sistemlerini ayakta tutmak için yeni pazar ve sömürge alanları yaratma amacıyla yarattıkları savaş veya sürmesini istedikleri kaos ortamı nedeniyle özellikle Ortadoğu ve Afrika ülkelerinden her yıl binlerce insanı ölüm korkusu ya da yoksulluk nedeniyle kendi topraklarından terk ettirmek zorunda bıraktırarak adına “umut” deyip ölümle sonuçlandırdığı bir yolculuğa mahkum ediyor. İnsanları mülteci bir yaşama mahkûm eden politikaların sanki hiç sorumluları kendileri değilmiş gibi bir siyaset içerisinde olanlar, yine göçmenler üzerinden ucuz bir iş gücü yaratarak kendi ülkelerine ekonomik anlamda sağladıkları büyük katkıların realitesinden uzak bir siyasetle, ülkelerinde yaşanan başta ekonomik sıkıntılar olmak üzere birçok sorunun kaynağı olarak göçmenleri gösteriyor.
Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği’nin (UHNCR) her yıl açıkladığı mülteci ölüm raporları ve ülkelerin göçmen politikaları, uluslararası güçlerin yaşanan her mülteci ölümünden ne kadar sorumlu olduğunun gözler önüne seriyor.
SADACE 2014 YILINDA 4 BİN 868 MÜLTECİ HAYATINI KAYBETTİ
Bu yılın başında Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Uluslararası Göç Örgütü (IOM) tüm dünyada 2014 yılı içerisinde sadece kayıtlara yansıyan rakamlara göre 4 bin 868 mültecinin hayatını kaybettiğini açıklamıştı.
UMUDUN SON BULDUĞU YER AKDENİZ
Yine UNHCR verileri göre ise sadece Akdeniz’de 2014 yılı içerisinde 3 bin 400 mülteci hayatını kaybetmiş. UNHCR verilerine göre Akdeniz’de 2011’de 1500, 2012’de 500, 2013 yılında 600 mülteci hayatını kaybetmiş. Yine Bengal Körfezi’nde 540, Aden Körfezi’nde 242 ve Karayiplerde ise 71 mülteci denizi geçmeye çalışırken hayatını kaybetmiş. Bu veriler dikkate alındığında umuda yolculukların ölümle sonuçlandırdığı en büyük merkez Akdeniz olarak karşımıza çıkıyor. Başta Avrupa Birliği olmak üzere Türkiye ve Uluslararası güçlerin göçmen politikaları bu ölümlerin yaşanmasında en büyük etken.
‘DÜNYA GENELİNDE 60 MİLYON İNSAN MÜLTECİ OLARAK YAŞIYOR’
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) 18 Haziran’da her yıl düzenli olarak açıkladığı UNHCR Küresel Eğilimler Raporu’nda birçok noktaya dikkat çekilmiş. Rapora göre dünya genelinde bugün yaklaşık 60 milyon mülteci yaşamaktadır. Savaşlar, çatışmalar, yaşanan baskı, şiddet ve zulümden kaynaklı yerinden edilmenin bugüne kadar en yoğun yaşandığına dikkat çekildiği raporda “2013 yılında yerinden edilen 51.2 milyon ve on yıl önce yerinden edilen 37.5 milyon kişiye kıyasla, 2014 yılı sonunda 59.5 milyon kişinin zorla yerlerinden edildiğini göstermektedir. 2013 yılından bu yana gözlemlenen artış, tek bir yılda görülen en yüksek artıştır” denildi.
HER 122 KİŞİDEN BİRİSİ MÜLTECİ
Son yıllarda mülteci oranının artmasının sebeplerinde en önemlisinin 2011 yılından bu yana devam eden Suriye’deki savaş olarak gösterildiği raporda, “2014 yılında her gün ortalama 42 bin kişi mülteci, sığınmacı olmuş veya ülkesi içerisinde yerinden edilmiştir. Bu sayı, yalnızca dört yıl içerisin de dört kat artışa karşılık gelmektedir” denilerek sayının yüksekliğine dikkat çekildi.
Dünya genelinde bugün her 122 kişiden birisi şu an ya mültecidir ya da ülkesi içerisin de yerinden edildiğinin belirtildiği raporda, “bu bir ülkenin nüfusu olsaydı, dünyada ki en büyük 24. ülke olurdu” denildi.
MÜLTECİ SAYISININ YARISINI ÇOCUKLAR OLUŞTURUYOR
UNHCR’nin raporu yine sadece 2014 yılında 13,9 milyon kişinin yerinden edildiği gerçekliğini ortaya koyarken, bu sayının 2010 yılındaki sayının dört katı eş değer olduğu belirtildi. Yerinden edinerek bir anlamda mülteci konuma düşen toplam sayının yarısını çocukların oluşturduğuna vurgu yapılan raporda, yaşanan bu olaylardan en çok mağdur olanların çocukları olduğu dile getirildi. UNHCR’nin raporuna göre son beş yıl içerisinde en az 15 ülkede çatışmalar patlak vermiş veya yeniden alevlenmiştir denilerek, yaşanan bu durumlardan kaynaklı dünyanın birçok ülkesinde mülteci sayısının gittikçe artarak çoğaldığına dikkat çekildi. Başta Suriye, Afganistan ve Somali olmak üzere birçok yerde süregelen istikrarsızlıklar nedeniyle milyonlarca insanın hala harekât halinde olduğu belirtildi.
‘ULUSLARARASI TOPLUMUN BARIŞI KORUMADA YETERSİZLİĞİ DEHŞET VERİCİDİR’
Raporun açıkladığı gün basına bir açıklama yapan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres yaptığı konuşma da uluslararası toplumun savaşları durdurmada yetersiz kaldığına dikkat çekmişti. Guterres “Bir paradigma değişimine şahit oluyoruz, dünya çapında zorla yerinden edilmenin ve gereken müdahalenin büyüklüğünün yanından daha önce tecrübe edilenin açık bir şekilde küçük kaldığı bir çağa kontrolsüz bir şekilde sürükleniyoruz” demişti. Çatışmaları başlatanların gittikçe da fazla cezasız kaldığını ifade eden Guterres “uluslararası topluluğun savaşları durdurmak ve barışı inşa etmek ve korumak için beraber çalışmada görünen mutlak yetersizliği dehşet vericidir” demişti.
ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI
Uluslararası toplumların göçmenlik politikalarını da eleştiren Guterres “Fon sağlanmasındaki çok büyük eksiklikler ve savaş mağdurlarını korumaya yönelik küresel rejimdeki geniş boşluklar, şefkat, yardım ve sığınacak yer ihtiyacı içinde olan insanlar yüzüstü bırakılıyor” şeklinde konuşmuştu. Guterres “Eşi görülmemiş kitlesel yerinden edilmelerin yaşandığı bir çağ için, eşi benzeri görülmemiş bir insani müdahaleden, çatışmadan ve zulümden kaçan insanlar için küresel hoşgörü ve koruma taahhüdümüzü yenilemeye ihtiyacımız var” diyerek uluslararası topluma çağrıda bulundu.