Bir dönem Bitlis’in en önemli geçim kaynaklarından biri olan ‘Bitlis tütünü’ AKP’nin 14 yıl boyunca uyguladığı özelleştirme politikalarının kurbanı oldu. Şimdi Bitlis tütününü satmak ‘kaçakçılık suçuna’ giriyor.
OKTAY CANDEMİR
BİTLİS
Pazar, 12 Haziran 2016, 09:01
Yüzyıllardır Bitlis’in en önemli geçim kaynağı olan Bitlis tütünü hem üretime hem de bölge ekonomisine çok büyük katkılar sağladı. 400 yıldan beri Mezopotamya topraklarında yetiştirilen tütün, milyonlarca insanın geçim kaynağı oldu. 1940 yılında destekleme kapsamına alınan tütün üretimi, 2000’li yılların başına kadar 550 Bin üreticisi ile birlikte 3 milyonu aşkın insanın geçim kaynağı konumundaydı. Özellikle 2000’li yıllardan itibaren uygulanan yanlış tarım politikaları sonucunda tarımsal üretim ve aynı zamanda tarımsal ihracatımızda önemli bir paya sahip olan tütün ve tütün üreticisi yok olma durumuna geldi.
AKP İLE BİRLİKTE ÜRETİMDE BİTTİ
Cumhuriyetin ilanından hemen sonra le alınan konuların başında gelen tütün kadar, kültürel, sosyal, ekonomik ve politik yönleri ile tartışılan tütün 1925 yılında çok ortaklı emperyal Reji şirketi satın alınarak tütünde devlet tekeli oluşturuldu ve tütün üretimi ve tütün politikası yeniden yapılandırıldı. Özelleştirme çalışmalarının başlatıldığı 2003 yılından itibaren gerek TEKEL markalarının Pazar payı gerekse Türkiye’de tütün üretici sayısı, üretim alanları ve üretiminde ciddi bir düşüş başladı. TEKEL markalarının pazar payı 2003 yılında yüzde 55,8 iken, satışın yapılığı 2008 yılında yüzde 30 civarına, 2009 yılında ise yüzde 20,6’ya düşerken 2002 üretim yılında 406.000 kişi olan tütün üreticisi 2008 üretim yılı sonunda yüzde 55 oranında azalarak 181.000, tütün üretimi ise 2002 üretim yılında 160 bin ton düzeyindeyken 2008 üretim yılında 93 bin tona, 2002 üretim yılında üretim alanı 199.bin hektarken 2008 üretim yılında 146 bin hektara düştü.
ECEVİT CEBİNDE TAŞIYARAK PROPAGANDA YAPIYORDU
Bitlis bir zamanlar 32 bin 500 tütün üreticisi, 100 Bini aşan aile bireyleri ile birlikte gelecekleri 4-5 dönümlük ufak tarlalarına ektikleri tütünün verimine bağlıydı. Tütün üretiminin önceleri kota ile, sonrasında da ekim yasakları ile sona erdirilmesinin ardından 32 bin 500 üretici ile 100 bini aşkın nüfuslarının yanı sıra 600 Tekel Fabrikası işçisi de göç etmek zorunda kaldı.
Tütün üretiminin ile kentte bulunan 2 sigara fabrikası ile Bitlis adı önceleri sigara paketlerinde, sonrasında dünyanın en kaliteli tütünü olarak dünya piyasalarında yerini aldı. Ünü sınırları aşan Bitlis tütününün ününü en çok arttıran olaylardan biri de Ecevit rüzgârının estiği yıllarda Ecevit’in gömlek cebinde yer almasıyla gerçekleşir. Önceleri bölge tüketimine yönelik üretilen Bitlis markası, Bülent Ecevit’in cebine girmesinin ardından kentten hatır gönülle siparişlerin artması üzerine üretimi tüm Türkiye’yi kapsayacak derecede fabrika kapasitesi arttırıldı. Tüm bu olumlu gelişmeler 2000’li yılların başından itibaren uygulanan özelleştirme nedeniyle kent genelinde karamsarlık yarattı. İktidar milletvekillerinin “TEKEL Namustur, Namus Satılmaz” şeklinde astırdıkları pankartlar ve aynı söz etrafında dillendirdikleri seçim vaatlerine karşın Bitlis Tekel Sigara Fabrikasının kapısına kilit vurulmasıyla birlikte Bitlis halkı 2000’li yıllara kadim aşkından ayrılığı nedeniyle karamsar başladı.
İlk etapta TEKEL ve BEST Sigara fabrikalarının kapatılması ile 600 işçi işsiz kaldı. Devamında gelen yıllarda 32 bin 500 çiftçinin tütün “üretememesi” ile bir zamanlar tütün ihraç eden Bitlis kenti; yaşanan kitle göçleri ile “insan” ithal eder konuma geldi. Fabrikaya tütün satamayan ancak bir şekilde tütün üretimine kendi topraklarında devam etmeye devam eden bazı çiftçiler ise Bitlis tütününün haklı ününden faydalanarak kıraç arazilerinde üretimlerine devam etme yolunu seçtiler. Başbakanların gömlek cebinden düşmeyen Bitlis tütünü artık tabakalarda sarma sigara olarak piyasada yeniden haklı bir ün elde etti. Kilosu kalitesine, üretim metoduna ve üretildiği köye göre değişen Bitlis tütünü sarma sigara piyasasında kilosu 170-300 liradan alıcı bulmaya başlayınca tütün üretici için umut olmaya devam etti.
‘VE BİTLİS TÜTÜNÜ ARTIK KAÇAK DURUMUNA DÜŞTÜ’
Tarlalarında ürettikleri tütünü sarma sigara olarak satmak isteyen üreticilerin umutları, yıllardır geleceklerini şekillendirdikleri tarlalarında ürettikleri tütünün “kaçak” olduğunu öğrenmeleriyle bir kez daha kırıldı. Bitlis tütün üreticisi yolda karşılaştıkları jandarmaların yakaladıkları her 1 kilo tütün için 1000 Liradan fazla ceza yazmalarının yanı sıra aldıkları hapis cezaları ile tütünleri gibi kendileri de “kaçak” duruma düştü. Üreticinin kendi kullanımı için 50 kg’a kadar işlenmiş kıyılmış tütüne izin var, ancak fazlası ticari sayıldığı için yakalandığında ağır para cezası uygulanıyor. Üretici tütünü tarladan evine taşırken, kıydırmaya, kıyıcıya götürürken jandarma üreticiyi “kaçakçı” olarak yakalıyor. Son on yılda Bitlis’te yüzlerce üretici kaçakçılıktan yargılanarak para cezasına çarptırıldı.