Suriye halkı savaştan ötürü çok zor koşullarda yaşam mücadelesi veriyor. Milyonlar yerlerinden edilmiş. Ekonomi kötünün kötüsü bir durumda. Ülke ağır yaralı ve yaraları kapanmamış. Kanama devam ediyor. Halk özgürlüğe, demokrasiye, güven ortamına aç. Buna karşın ülkeyi yönetenler ve politikalara yön verenler çıkarları ve egemen olma hesaplarıyla halkı bir kenara itmiş. Halk dağınık ve örgütsüz. BAAS’ın egemen olduğu bölgelerde hak arama, tartışma ve sesini duyurma olanağı yok. Bütün basın ve devletin kurumları BAASs’ın elinde.

Geçen yıldan beri devam eden HAMAS-İsrail savaşı ve buna Hizbullah’ın dahil olması Suriye’nin durumunu daha kötü hale getirmiş ve belirsizlik artmış halde. Suriye halkı önünü göremiyor ve geleceğe dair bir iyimserlik, beklenti yok gibi. 

ESAD’I DESTEKLEYENLER ZORDA

Ortadoğu tümden kaynıyor. Suriye bu süreçten nasıl çıkacak belirsiz. Mevcut haliyle Suriye sessiz, savaşa katılmamış ama savaşın en çok etkilediği ülkelerden biri. Beşar Esad yönetimini destekleyen ve ayakta kalmasını sağlayan Rusya, İran ve Hizbullah’tır. Şimdi Hizbullah ve İran savaşta. İsrail, Suriye’de Hizbullah’ın varlığını yakın takibe almış, belirlediği hedeflerini sürekli vuruyor. İran’ın elçiliği dahil, bütün varlığı ve etkinliği hedefleniyor. Ayrıca ABD güçleri de İsrail ile ortaklaşıyor. Onlar da İran milislerini ve belirlediği hedefleri vuruyor.

RUSYA DA ÇIKMAZDA

Rusya konumunu korumaya çalışıyor. İsrail’in saldırılarına karşı da etkili ve aktif bir tutumu yok. Başına sardığı Ukrayna sorunu ve savaşı, dikkatini o cepheye çekmiş. Suriye’deki etkinliği zayıflamış görünüyor. Yine de Esad’ı ayakta tutmaya uğraşıyor. Esad yönetimi giderse Rusya’nın Suriye’de kalma şansı kalmaz. İhvan ve benzeri güçlerin yönetim olduğu yerde Rusya istenmez. Ayrıca Batılı güçler de onların etkisiz hale gelmesini ister. Zaten ABD ve Avrupa devletleri, şimdi de İdlib gibi bölgelerin Suriye’nin denetimine girmesini istemiyor. Rusya’nın rahatlamasına ve rejimin güçlenmesine karşılar.

TÜRKİYE, İDLİB’DE BATI İLE

Türkiye bu durumdan yararlanarak İdlib’de güç bulundurmaya devam ediyor. Türk devleti İdlib’de Batılı güçler ile ortak hareket ediyor. Erdoğan, İdlib’i koruyor. Oraya saldırı olmasın, yüz binlerce mülteci Türkiye’ye akar bahanesini öne çıkarıyor. Zaten Türkiye’nin işgali altında olan bölgelerde devşirilen on binlerce silahlı güç, genelde Sünni ve İhvan çizgisinde örgütlendiriliyor. Bunları önemli bir kesimi eskide DAİŞ, El Kaide gibi örgütlerde yer alıyordu. Bunlar terör listelerinde olduğu ve dünyada tepki çektikleri için Erdoğan onlara makyaj yapıyor. İsimlerini değiştiriyor veya farklı isimler taşıyan örgütlerde konumlandırıyor.

ERDOĞAN’IN HEDEFİ KÜRTLER

Erdoğan faşizminin temel hedefi, şimdi Özerk Yönetim’i, Kürtleri ortadan kaldırmaktır. Bunun için Rusya’yı da devreye sokarak, Esad yönetimini iş birliğine zorluyor. Erdoğan, sadece Türkiye’nin gücüne dayanarak bu hedefleri kolay ortadan kaldıramayacağını görüyor. Onun için Esad’ın içinde bulunduğu zor durumu da kullanarak istediği çözüme çekmek istiyor. Rusya, Türkiye’den yararlanmak, Suriye’de daha fazla sorun çıkarmalarını engellemek ve kendisine karşı sürdürülen ambargoya katılımını engellemek için tavizkar davranıyor.

DURUMDAN YARARLANMA ÇABASI

Hizbullah sıcak çatışma bölgelerinde hep bulundu. Şimdi Lübnan’da Hizbullah zorlanıyor. Ağır bir savaşla yüz yüze geldi. Türkiye bu konuda da fırsatı kaçırmak istemiyor. Özellikle Til Rifet ve Şehba bölgelerini ele geçirmeye çalışıyor. O cephedeki Hizbullah güçleri çekilir ve Lübnan’a giderse Suriye zayıflar. Ayrıca İran da eskisi gibi ağrılığını Suriye’ye veremez. İran’ın başı belada. İsrail kollarını kestik, şimdi sıra gövdede diye İran’ı hedef almış. Ha bugün ha yarın vuracak, deniliyor. Erdoğan bu durumdan yararlanıp kendisi bölgeyi almak ve Kürtlerden temizlemek istiyor. Normalinde bu bölgeler zaten Suriye yönetiminin denetiminde, ancak daha önce o bölgede yaşayan ve Efrîn’den gelip çadır vb. yerlerde barınan Kürtler kalmaya devam ediyor. Türkiye’nin asıl sorunu etnik temizlik ve Kürtleri oralardan sürmektir. 

İLHAK ETMEYE ÇALIŞIR

Ayrıca o bölgeleri almayı başarırsa zaten Halep tehdit altına girmiş olur. Suriye daha da zayıflamışken çetelerin yönünü de Halep’e çevirir. Halep gibi bir bölgeyi de denetimine alırsa bölgeyi ilhak etme ve egemenliğine alma olanağına da kavuşabilir. En azından Esad’ı masaya oturtma ve koşullarını dikte etmek için elini güçlendirmiş olur.

TÜRKİYE’Yİ SAVAŞA HAZIRLIYOR

Erdoğan bir yandan Filistin ve Lübnan’da savaş dursun, acil ateşkes ilan edilsin diye demagoji yaparken bir yandan da yeni çatışmaların ve işgalin zeminini yaratmak istiyor. Ordusu zaten Suriye’de konumlanmış. Irak’ta saldırıları sürüyor. Türkiye kamuoyunu savaşa hazırlıyor. İç sorunları saptırmaya ve Türkiye tehlikede derken kendileri de savaşı yayma ve işgal alanlarını genişletme peşinde.