Irak ve Başur'daki gelişmeler, ABD'nin İran planları

ABD’nin bölgeyi yeniden dizayn etme Irak ve Başur’a önemli rol biçtiği görülüyor. Ancak Irak ve Başur’da yaşanan ağır sorunlar, ABD’nin biçtiği bu rolü kısa sürede yerine getirmekten uzak olduğu görülüyor.

Yeniden siyasi, askeri, diplomatik çatışmaların merkezi haline gelen Irak ve Başûrê Kurdistan’da rutin gibi görünen ancak ABD’nin İran’a karşı olası müdahaledeki planlarını açığa çıkaran ciddi gelişmeler yaşanıyor. 

Gelişmelerin bir boyutu, ABD’nin "İran ordusu saldırı hazırlığında" diyerek bölgeye güç ve savaş silahlarını sevk etmesi olurken, diğer bir boyutu da İran'dan petrol alan ülkelerden bazılarını Irak’a yönlendirmesi. ABD'nin bir planı da Başur'daki hükümeti kurma, partileri uzlaştırıp bir araya getirme üzerine.

UFUKTA İRAN'A MÜDAHALE VAR

ABD'nin, İran’a yönelik uyguladığı ve giderek ağırlaştırdığı yaptırımlar, yine son günlerde atılan adımlar, İran’a yönelik kısa süre içinde küçük çaplı da olsa bir müdahalenin hazırlıklarını gösteriyor. 2 Mayıs’tan itibaren İran’dan petrol alan ülkelere tanıdığı muafiyeti kaldırması, yine Dışişleri Bakanı Pompeo’nun Bağdat’a sürpriz ziyarette bulunması, bu ziyaretle birlikte ABD’nin şu ana kadar sadece Vietnam savaşında kullandığı ve 'halı bombardımanı' olarak bilinen, nokta bombardıman yapabilen B52 uçaklarını bölgeye göndermesi, bunun askeri boyuttaki hazırlıklarının işareti. Ekonomik yaptırımlar boyutunda kendi içinde Çin mallarına ek vergi sistemi getirse de, Pompeo’nun Irak ziyareti sırasında Irak ile Çin arasında büyük hacimli  petrol anlaşmasının yapılması, ABD’nin İran’dan petrol alan ülkeleri Irak’a yönlendirerek, İran’ın yerine Irak’ı ikame etmeye çalıştığını gösteriyor. Zira İran’dan büyük miktarda petrol alan ülkelerinden başında Çin geliyor. ABD bunu yapabilmek için kendisi de Irak ile büyük bir petrol anlaşması yaptı. 

IRAK VE BAŞUR MERKEZ ÜSLER

Son bir ay içinde yaşanan gelişmelerden ortaya çıkan bu somut veriler, ABD’nin, İran’ı kuşatma, kuşatarak teslim alma ve olası bir müdahalede Irak’ı ve Başûrê Kurdistan’ı üs olarak kullanmayı planladığını gösteriyor.  Ancak bunun yapılabilmesi için Irak ve Başur'da siyasi bir sistem, kurulu bir hükumetin olması gerekiyor. Irak'ta yarım ve tamamlanmamış olsa da bir hükümetten söz edilebilir. Ancak Başur'da 30 Eylül’de seçimlerin yapılmasının üzerinden 8 ay geçmesine rağmen hâlâ bir hükümet kurulabilmiş değil. Hükümetin kurulamamasının başında KDP, YNK, Goran ve İslami partiler ile Başur’un diğer partileri arasındaki anlaşmazlık geliyor. Bu partilerin bir bölümü İran’ın etkisinde olurken, KDP ve İslami Yekgurtu başta olmak üzere bir bölümü de İran ile birlikte daha çok Türkiye’nin etkisinde olduğu için şu ana kadar hükümet kurulabilmiş değil. Son bir ay içinde ABD, hükümetin kurulması, peşmerge ve asayiş güçleri, gümrüklerin birleştirilmesi ile Irak merkezi hükümeti ile sorunların çözülmesi için Başur’un önüne bir plan koydu. Bu plan doğrultusunda bazı adımlar atıldı. 

KDP İLE YNK ARASINDA YENİ BİR ANLAŞMA

ABD’nin telkinleri üzerine  daha önce 20’nin üzerinde toplantı ve iki yazılı anlaşma yapmalarına rağmen bir sonuç alamayan KDP ile YNK arasında, 5 Mayıs'ta yeni bir anlaşma imzalandı. İmzalanan anlaşma ile bölgesel başkanlık ve başbakanlık  makamları KDP’de kalıyor. 

Bölgesel başkanlığın iki yardımcısı olacak. Bunlardan biri YNK’ye, diğeri ise Goran'a verilecek. İmzalanan anlaşma ile partilerin alacakları bakanlıklar da belli oldu. Anlaşmaya göre KDP’de kalacak bakanlık ve makamlar şöyle sıralanıyor:

Kürdistan Parlamentosu Başkan Yardımcısı, İçişleri Bakanı, Doğal Kaynaklar Bakanı, Sağlık Bakanı, Eğitim Bakanı, Şehircilik ve Turizm Bakanı, İletişim ve Ulaşım Bakanı, Şehit ve Enfal İşleri Bakanı, Elektrik Bakanı, Vakıflar ve Din İşleri Bakanı, Dış İlişkiler Ofisi Başkanı ve Hükümet Sözcülüğü. 

YNK’de kalacak bakanlık ve makamlar ise şöyle: Kürdistan Parlamentosu Başkanı, Kürdistan Bölgesi Başkan Yardımcısı, Başbakan Yardımcısı, Peşmerge Bakanı, Planlama Bakanı, Kültür ve Gençlik Bakanı, Yüksek Eğitim Bakanı, Tarım ve Su İşleri Bakanı, Turizm Komisyonu ile Kürdistani Bölgeler Komisyonu. 

Goran Hareketine verilecek bakanlık ve makamlar da şöyle:  Kürdistan Bölgesi Başkan Yardımcısı, Maliye Bakanı, Toplumsal İşler Bakanı, Sanayi ve Ticaret Bakanı, İmar ve Yerleştirme Bakanı. 

Her üç parti arasında varıldığı belirtilen ve bakanlıklar ile makamlar arasında varıldığı söylenen bu uzlaşmada, Kürdistan Parlamentosu'na Hıristiyan, Asuri, Ermeni, Türkmen kotasından girenlerin itiraz etmemesi için KDP’nin kendisinde kalan bakanlıklardan iki tanesini bunlara bırakılacağı belirtiliyor.  

İLK KRİZ BAŞKANLIK YASASINDA GÖRÜLDÜ ANCAK...

KDP-YNK ve Goran arasında varılan bu anlaşmadan hemen sonra Parlamento'nun 8 Mayıs’ta toplanıp Bölgesel Başkanlık yasasını kabul etmesi gerekirdi. Anlaşma imzalanıp, bakanlıklar ve makamlar belli olmasına rağmen YNK, 7 Mayıs akşamına kadar Parlamento oturumuna katılmayacağını söyledi. Yeniden başlayan görüşme trafiğinin ardından YNK, 8 Mayıs'ta gerçekleşen Parlamento oturumuna katıldı. 

Parlamento oturumunda başkanlık yasası kabul edildi. Kabul edilen başkanlık yasasında daha önce halk tarafından seçilen bölge başkanının bu kez Parlamento tarafından seçilmesi, daha önce bir başkan yardımcısı iken sayının ikiye çıkarılması ve bunların başkan tarafından belirlenmesi var. Kabul edilen başkanlık yasasında çok dikkat çekici başka bir nokta da var. O da bölgesel başkanlık makamına oturan kişide diploma aranmaması gibi bir ibarenin yer alması. Yasanın bu şekilde kabul edilmesi ile hiç okula gitmemiş biri de bölgesel başkan olabilecek. 

ÇELİŞKİLER VE İÇ ÇELİŞKİLER SÜRÜYOR

ABD’nin telkinleri üzerine Başur’da partiler arası bir anlaşma sağlandığı, yeni hükümet ve bölgesel başkanlık için adımlar atıldığı görünse de partiler arasındaki çelişkiler ve yine partilerin iç çelişkileri, iktidar kavgaları bitmiş değil. 

YNK-KDP-Goran arasında yeni hükümet ve bölgesel başkanlık için varılan anlaşmaya ilk itiraz Türkiye ile hareket eden İslami Yekgurtu başta olmak üzere diğer İslami ve küçük partilerden geldi. Her ne kadar bazı partiler hükümette yer almayacaklarını açıklasalar da, Başur’daki pastadan bir biçimde pay almak istiyorlar. Bunun için varılan anlaşmaya daha şimdiden itiraz ediyorlar. 

Her ne kadar bir uzlaşma sağlansa da KDP ile YNK, YNK ile Goran ve Goran ile KDP arasındaki çelişkiler de bitmiş değil. En küçük bir sorunda bile yaşanan çelişkiler hükümet krizi, başkanlık krizi, Parlamento krizi gibi kendisini dışa vurabiliyor. Hükümette yer alacak partiler arasında temel çelişki olarak kendisini dışa vuran, KDP’de kalan Doğal Kaynaklar ve Enerji Bakanının kim olacağı konusu. KDP bir önceki hükümetin bakanı olan ve Türkiye ile KDP arasındaki tüm anlaşmlarda adı geçen, bir nevi Başur'un kara kutusu olarak bilinen Aşti Hewrami’nin olmasını istiyor. Aşti Hewrami’nin bu bakanlıkta kalmasının istenmesi KDP’nin tamamının da istemi değil, Neçirvan Barzani’nin talebidir. Yeni hükümetin Başbakanı olarak görev alması beklenen Mesrur Barzani de Aşti Hewrami’nin bu bakanlıkta kalmasını KDP içinden istemeyenlerin başında geliyor. Tam da böyle bir dönemde Aşti Hewrami’nin İngiltere’de yaşayan eski Eşi Çıra Xan, Aşti Hewrami’nin yaptığı yolsuzluklar, hukuksuzlukları konu alan bir dava açtı. Çıra Xan eski eşi Aşti Hewrami’ye açtığı davaya çok sayıda belge de sundu. Bu çelişki ve çatışma aynı zamanda KDP içindeki bir iç çelişki ve çatışmadır. KDP içinde yaşanan diğer iç çelişki ise bölgesel başkanlık koltuğuna oturmaya hazırlanan Neçirvan Barzani’nin yetkilerinin ne olacağı konusudur. Neçirvan Barzani, Mesud Barzani’nin başkanlığı döneminde ona bağlı olan tüm kurumların kendisine bağlı olmasını istiyor. Bu kurumların başında da Başur Asayiş Meclisi ve komutanlığı geliyor. Bölgesel Başkanlık koltuğuna oturması beklenen Mesrur Barzani ise bu kurumun başbakan olarak bu kurumun kendisine bağlı kalmasında ısrar ediyor. KDP’nin kendi içinde yaşadığı temel çelişkiler bunlar olmakla birlikte bunun gibi daha birçok çelişkiyi sıralamak mümkün. 

Goran Hareketi en baştan beri KDP ile anlaşarak hükümet içinde yer aldı. Goran'ın kurmayları, Goran'ın var olan verili ve kirli siyasete karşı temiz ve halkın içinde yer aldığı bir siyaset vaadi ile ortaya çıktığını belirtirken, gelinen noktada ise hükümette en başta yer alma gibi bir anlaşma ile karşı çıktığı duruma ortak hale geldiği şeklindeki görüşlerle ciddi bir rahatsızlık içinde. Her ne kadar bu rahatsızlık şimdiye kadar açık bir şekilde dışa vurulmamışsa da Goran'ın kurmayları gelinen noktadan oldukça rahatsız. Bu durum Goran içinde bir iç çelişki ve çatışma yaratır mı, şimdiden bilinemez. Ancak görünen o ki bir süreye kadar bu durum idare edilse de ileri süreçte Goran'da bir iç çatışma görülebilir.

YNK'DEKİ MUHALİFLERDEN 'KONGRE' SESLERİ

YNK’de ise durum daha farklı. YNK Genel Sekreteri ve eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin ölümünden sonra ciddi iç sorunlar yaşamaya başlayan YNK’deki durum ise çok daha farklı ve iç çatışmalı. YNK’de yaşanan sorunlar şimdiye kadar çok fazla kamuoyuna duyurulmadı. YNK’nin mevcut yönetimine muhalif olarak bilinen Şehnaz İbrahim Ehmed, son günlerde resmi Facebook hesabından yayımladığı bir açıklama ile YNK’nin zaman kaybetmeksizin kongreye gitmesi gerektiğini duyurdu. Şimdiye kadar kongrenin yapılmamasının sorumlularını da isim vermeden eleştirdi. Bu açıklamalar YNK içinde kopan fırtınanın dozunu gösteriyor. 

Bütün bunlar bir araya getirildiğinde, ABD’nin bölgeyi yeniden dizayn etme ve İran’a karşı konumlandırmada önemli rol biçtiği görülüyor. Ancak Irak ve Başur’da yaşanan ağır sorunlar, Irak ve Başur arasında henüz giderilmemiş sorunlar ile Başur’daki partilerin kendi aralarında yaşadıkları sorunlar, ABD’nin biçtiği bu rolü kısa sürede yerine getirmekten uzak olduğu görülüyor. Ancak bütün bunlara rağmen ABD'nin, ağırlığını koyarak bu sorunları gidermek istediği de bir gerçek. Gelişmelerin hangi yönde seyredeceği önümüzdeki günlerde biraz daha netleşecek.