Türk devleti 'Çökertme Planı'nda KDP'yi sahaya sürdü

Türk devleti ve ABD’nin, PKK’yi tasfiye etme planı olan Çökertme Planının özü, Kürdistan Özgürlük Hareketine, Sri Lanka Modeli adını verdikleri soykırımcı bir yöntemle saldırarak, tümüyle tasfiye etmeyi içermektedir...

KDP’nin Türk devletinin işgal ve sömürüsünü meşrulaştırma siyasetinde ısrar etmesi her geçen gün Kürt halkından daha fazla tepki gelmesine neden oluyor. Türk devletinin tüm Kürtleri hedef alan saldırı konsepti hız kazanırken, AKP-MHP faşist-soykırımcı ittifakı 2014 yılındaki Dolmabahçe mutabakatını bir tarafa iterek, MİT öncülüğünde hazırlanan “Çökertme Planı” doğrultusunda Güney Kürdistan’da PKK’yi tasfiye etmek için KDP’yi pratik sahaya sürüyor.

KDP Genel Başkanlığı’na ait Konuk Evinde MİT yöneticileri ile yaptığı üç saatlik görüşmeden hemen sonra, PKK gerillalarının konumlandığı alanlardan biri olan Garê’ye zırhlı araçlar eşliğinde ağır silahlarla donatılmış, KDP'ye bağlı Özel Gulan güçleri gönderilmişti. PKK ve KCK başta olmak üzere Kürt toplumundan gelen iç savaş uyarılarına rağmen, KDP askeri sevkiyata devam ediyor. Bu gelişmelere baktığımızda KDP ve işgalci Türk devletinin yeni bir ortak operasyon harekâtı başlatma planı yaptığı anlaşılıyor. Türk devletinin 24 Temmuz 2015 itibarıyla yeni bir savaş konsepti temelinde Medya Savunma Alanlarına saldırıları oldu. Çökertme Planının en önemli ayağı olan, gerillaya yönelik imha saldırıları, Medya Savunma Alanlarında “Pençe1-2 ve 3” adı altında aralıksız bir şekilde sürdü. MİT öncülüğünde hazırlamış oldukları Çökertme Planı doğrultusunda Güney Kürdistan’da PKK’yi tasfiye etmek için son dönemde KDP sahaya sürüldü ve 5 aşama olarak uygulanacak plan çerçevesinde Medya Savunma Alanları çembere alınmaya çalışılıyor.

5 AŞAMALI ORTAK HAREKÂT PLANI

Türk devleti, Güney Kürdistan’ı bir bütün olarak işgal etme konsepti temelinde başlattığı saldırılarını KDP'nin özel güçlerini sahaya sürerek tamamlamaya çalışıyor. İlk olarak Behdinan bölgesinde başlayacak olan bölgeyi çembere alma operasyonunun aşamaları şöyle:

"Birinci aşama; Şexan, Etruş, Bergare ve Akrê bölgesi,

İkinci aşama; Zinî Wertê, Sidekan bölgesi,

Üçüncü aşama; Bamerne, Amediye ve Barzan bölgesi,

Dördüncü aşama; Behdinan-Kandil hattını birbirinden koparma,

Beşinci aşama; Gare'yi tümden kuşatma."

Yine plan dahilinde tüm operasyonel güçlerin Mesut Barzani'nin talimatıyla seferber edildiği, aynı zamanda Türk devletinin saldırılar için getirdiği özel harekât ve köy korucularına peşmerge ve zerevani elbisesi giydirildiği söyleniyor

AMAÇ TAMAMEN TASFİYE ETMEK

Türk devleti ve ABD’nin, PKK’yi tasfiye etme planı olan Çökertme Planının özü, Kürdistan Özgürlük Hareketine, Sri Lanka Modeli adını verdikleri soykırımcı bir yöntemle saldırarak, tümüyle tasfiye etmeyi içermektedir. Türk devleti neredeyse tüm ekonomik imkanlarını savaşın hizmetine soktu, bu amaçla en üst düzeyde ulaştığı teknik imkanları kullanarak gerillayı tasfiye etmek için kullandı. KDP, istihbarat yapılanması olan Parastın'la oluşturduğu gözlem noktaları, karakollar ve ajan ağı ile her türlü istihbarat desteğini sundu. Türk devletinin Aralık 2017’de başlattığı Güney Kürdistan’ı işgal saldırıları ilk olarak Raperin Soran hattına yönelikti. Behdinan (Zap, Metina Heftanin alanları) ve Soran (Xakurkê, Xinêre, Diyala ve Sîdeka alanları) hattını birbirinden koparma amaçlı yapıldı. Bu alanda halen konumlanmış durumdalar. Bunun ikinci ayağı da Zînî Wertê alanı. Tüm bu saldırılar ve provokatif girişimler gerilla direnişi karşısında sonuçsuz kaldı. Bu sonuçlar karşısında Türk devleti Çökertme Planı çerçevesinde KDP ile ortak yeni bir harekât planı hazırladı. Mesut Barzani’nin, Konuk Evinde MİT yöneticileri ile yaptığı toplantı sonucunda, plan dahilinde Gulan ve merkezi karargâhı Hewlêr'de bulunan Roj peşmergelerinin tümüyle operasyona dahil edilmesi kararı alındı ve karar gereğince karargâh boşaltıldı.

ULUSAL BİRLİK VE DİRENİŞ KİRLİ PLANI ÇÖKERTİR

KDP, tüm çağrı ve uyarılara rağmen Türk devletiyle girdiği iş birliğini ve PKK’ye yönelik saldırgan tutumunu sürdürüyor. KDP, ulusal birliğe, ulusal kongre çalışmalarına gelmiyor, bu konuda işgalci Türk devletiyle kirli planlar geliştirerek Kürt kazanımlarını tehlikeye atıyor. Bu anlamda KNK’nin 20. Kurultayında ortaya koyduğu, "KDP yine katılmamakta ısrar ederse, onsuz da olur" tutumu ve çalışmaları oldukça önemli. PKK'nin toplumsallaşması, diplomatik girişimleri, gösterdiği direniş ve halklar nezdinde kazandığı meşruiyet ve her türlü saldırıya karşı geliştirdiği direniş bu kirli planları boşa çıkaracak ve çökertecektir.