Türkiye, Kürtleri mezara kadar kovalamaya devam ediyor
Türkiye, “YPG, PKK’dir” diyerek Kürtlerin sürece aktif katılımlarını bloke etmeye çalışıyor. Karada kuşatıp saldırırken, siyasi ve diplomatik olarak da devre dışı bırakmakla uğraşıyor.
Türkiye, “YPG, PKK’dir” diyerek Kürtlerin sürece aktif katılımlarını bloke etmeye çalışıyor. Karada kuşatıp saldırırken, siyasi ve diplomatik olarak da devre dışı bırakmakla uğraşıyor.
Suriye’de ilgili bütün güçler yoğunlaşmış ve harekete geçmiş durumda. İsrail kendi yolunda ilerliyor. Hangi devlet ne diyor, Suriye nasıl düzenlenecek diye masa başı tartışmaları ve diplomasi görüşmeleriyle zaman kaybetmiyor; güvenliğini ilgilendiren konularda tek taraflı adımlar atmaya devam ediyor. Bu konuda eli serbest. Zaten bölgede yapılan bütün düzenlemeler, öncelikli olarak İsrail’in güvenliğini sağlamakla ilgili. ABD, İngiltere ve diğer etkili güçler, İsrail’in yaptıklarını onaylıyor. Ayrıca bölgenin planlamasını birlikte yapmışlar.
İRAN AKDENİZ’DEN SÜRÜLDÜ
İran, Suriye’den sürüldü. Rusya stratejik bir kayba uğradı. Rusya, Ortadoğu’da etkili oluyor, Arap ülkeleriyle ilişkilerini artırıyor derken Akdeniz’den sürüldü demek yanlış olmaz. Ukrayna’da Rusya’yı uğraştırıp bölgedeki kazanımlarını ortadan kaldırmayı başardılar. İran, bundan sonra daha fazla tehlike ile karşı karşıya kalacak. Trump’ın görevi devralmasıyla üzerindeki basınç artacak. Ortadoğu’da hareket alanı daha da daraltılacak. İran’ın kaybı sadece Suriye’yle sınırlı kalmayacak. Zaten Hamas ve Hizbullah gibi örgütler darbelenerek kolları budanmış durumda. İran, içerideki sorunlarla da uğraştırılacak ve İsrail’e zarar veremeyecek duruma getirilecek. Diğer Arap ülkeleri zaten İbrahim Anlaşması ile İsrail’le normal ilişkilerine devam ediyor.
Türkiye, HTŞ’yi koruduğunu ve hazırladığını varsayarak Suriye’de herkesten daha fazla parsa toplamaya çalışıyor. Mevcut durumda avantaj sağladığı açık. Önemli olan, bunu nasıl kullanacağı. ABD ve İsrail, Türkiye’ye ne kadar yol açar? Erdoğan, İsrail ve ABD ile uyumlu olmaya özen gösteriyor. Rusya’yı deyim yerindeyse, şutladı. Dostu Putin’e ağır bir travma yaşattı. Bir yerde, onlar da bunu hak ettiler. Varsın, artık yaptıklarının üzerine düşünsünler.
TÜRKİYE BÜTÜN HESAPLARINI KÜRTSÜZLEŞTİRME ÜZERİNE YAPIYOR
Türkiye, beklendiği gibi, demokratik bir Suriye’nin önünde engel olduğunu gösterdi. Bütün etkisini ve hesaplarını, Kürtleri süreçten dışlamaya veya en az kazanımla çıkmalarını sağlamaya harcıyor. HTŞ güçleri Şam’a doğru yönlendirilirken, SMO denen güçleri Tıl Rıfat, Şehba gibi bölgelerin üzerine sürdü. Önceliği, bu bölgeleri Kürtsüzleştirmek oldu. Bununla yetinmedi; çetelerini Minbiç’e saldırttı. O da yetmedi, Tışrin Barajı ve Qerakozax Köprüsü’ne saldırıldı. Olabildiğince Kürtleri daraltmak ve özerk bölgeleri çökertmek için gözü kara bir çaba içinde oldu. Rakka’da ve diğer bölgelerde Arapları kışkırtmaya ve provokasyonlar yaratmaya çalıştı; tam bir kaos planı uygulamak istedi. Her taraf karşısında dursun, her taraf cephe olsun ve Kürtler ile Özerk Yönetim çöksün planını devreye soktu.
KÜRTLER İÇİN MANEVİ DEĞERİ YÜKSEK OLAN KOBANÊ’YE SALDIRMAK İSTİYORLAR
Şimdi de güçlerini yığıp Kobanê’yi kuşatmaya ve ezmeye çalışıyor. Kürtler için manevi değeri yüksek, DAİŞ’e karşı direnişin sembolü olan Kobanê’yi düşürerek “Bir şeye sahip olamazsınız” demeye ve iradelerini kırmaya çalışıyor. Tabii hedef sadece Kobanê de değil. Bir bütün olarak Kürt halkının örgütlü yapısını dağıtmayı ve iradelerini ortadan kaldırmaya çalışıyor. Ürdün’de yapılan toplantıda ABD, Avrupa ve Arap ülkeleri, Suriye’de çatışmaların sonlandırılması çağrısı yaptı. En azından çatışmaları durdurarak Suriye’de çözümün önünü açmak istiyorlar. Zaten mevcut haliyle Türkiye dışında çatışan ve çatışmayı sürdüren başka da bir güç yok. Türkiye, şimdi de Süleyman Şah Türbesi üzerinden bir savaş çıkarmak istiyor. Bu türbe, küçük bir alanda sembolik olarak duruyordu.
TÜRBEYİ BAHANE EDEREK ASKERİ ÜS KURMAK İSTİYORLAR
DAİŞ’in tehditleri üzerine Erdoğan, YPG’nin yardımıyla Qereqozax’ta bulunan türbeyi, bir Kürt köyü olan Eşme’ye taşıttı. Şimdi eski yerine taşımak istiyor. Özerk Yönetim de anlaşmalara bağlı olduklarını ve türbeyi taşıyabileceklerini açıkladı. Türkiye, daha geniş bir toprak parçası istiyor ve oraya askeri bir üs kurmak, ağır silahlar yerleştirmek için dayatıyor. ABD aracı olmuştu. Bu dayatma nedeniyle görüşmeler sonuçsuz kaldı. Türkiye’nin niyetinin ne kadar kötü olduğu açık. Yıllardır o türbenin Eşme’den taşınmasını gerektiren acil bir durum olmadı. Bir süre daha kalsa ne olur? Taşıyacaksanız da daha önceki hukuka bağlı olmanız gerekir. Ama amaçları, Qereqozax Köprüsü’nü kontrol altına almak ve Kobanê’yi kuşatmaktır. Zaten köprüye daha önce ağır saldırılar yaptılar. Bu saldırılar kırıldı ama vazgeçmediler. Bu açıdan, Kobanê ve köprünün çevresi ağır bir kuşatma ve tehdit altında.
ÖZERK YÖNETİM AĞIR BİR KUŞATMA ALTINDA
Suriye’de Kürtler örgütlü olmasın, yine statüsüz yola devam etsinler diye bunları yapıyorlar. HTŞ ve diğer güçlerin, “Kürtler Suriye’nin bir parçasıdır, haklarını almalıdır” dediği bir zamanda Türkiye, yıkıcı olmayı sürdürüyor. Elinde kalan tek gerekçe de PKK! “PKK kendisini SDG içinde saklıyor, YPG-PKK aynıdır, YPG tasfiye edilsin” diye dayatıyorlar. Kendileri HTŞ’yi terör listesine almış ama şimdi sarmaş dolaşlar. Demek ki terörist demek, öyle hukuki ve bağlayıcı bir karar değilmiş. Çıkarlarına uymayana terörist diyorlar. Hesaplarına geldi mi, sorun yok. Halbuki YPG’yi dünyada hiçbir devlet terörist olarak kabul etmiyor. “Terör listesi”nde olan PKK’dir. Ondan yola çıkarak, “YPG, PKK’dir, kendisini SDG içinde saklamış” diyerek Kürtlerin sürece aktif katılımlarını bloke etmeye çalışıyorlar. Karada kuşatıp saldırırken, siyasi ve diplomatik olarak da devre dışı bırakmaya uğraşıyorlar.
Kürtler ve dostları, demokratik çevreler, Özerk Yönetim’in ağır bir kuşatma altında olduğunu bilmelidirler. Bu yazı yayımlanana kadar saldırılar başlamış olabilir.