Tülay Hatimoğulları: Avrupa'daki halkımız da seçimler için seferber olmalı
İşviçre'de konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 31 Mart yerel seçimleri için Avrupa'daki halkın da seferber olması gerektiğini söyledi.
İşviçre'de konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 31 Mart yerel seçimleri için Avrupa'daki halkın da seferber olması gerektiğini söyledi.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) İsviçre temsilciliği 10 yıldır geleneksel olarak düzenlediği etkinliğin 10’uncusu geleneksel şölen Solothurn kantonuna bağlı Oensingen kentinde yapıldı.
Etkinliğe DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, İsviçre Komünist Gençlik yapısı Eşbaşkanı İnès Marthaler İsviçre’de yaşayan Kürt siyasetçiler Musa Farisoğulları, Ayşe Acar Başarır, Dilan Dirayet Taşdemir, Ferhat Encü, Nejdet Atalay, Fırat Anlı ile çok sayıda kişi katıldı.
Saygı duruşu ile başlayan etkinliğin açılış konuşmasını SYKP İsviçre Eşbaşkanı Berfin Göçer yaptı.
‘BARIŞI DAHA GÜÇLÜ SAVUNMALIYIZ’
Göçer, bu yıl etkinliğin temasının savaşa karşı barış olduğunu vurgulayarak “Biz her yıl gündeme dair bir tema belirliyoruz. Bu yıl da gerek Kurdistan’da gerek Filistin, Ukrayna ve Karabağ’da maalesef savaş sürüyor. Biz de bu yıl savaşa karşı ‘barış hemen şimdi’ diyoruz. Kapitalist sistem eskiden olduğu gibi her zaman kriz haliyle topluma hüküm ediyor. Kapitalist ülkeler krizden çıkışı yeniden silahlanmaya sarılarak gidermeye çalışıyor. Avrupa giderek sağa kayıyor. İsviçre’de son seçimde bu eğilimin güç kazandığını gördük. Kötü gidişatı durdurmak için yeni ve güçlü bir mücadeleye ihtiyacımız var. Küresel kapitalist savaş çığırtkanlarına karşı barışı daha güçlü savunmalıyız” dedi.
‘SINIRLARI AŞIP BİR ARAYA GELMELİYİZ’
Berfin Göçer’den sonra sahneye Serenat Ezgican çıkarak dünyanın farklı coğrafyalarında ezilenlerin ezgilerini seslendirdi.
Etkinliğe katılan İsviçre Komünist Gençlik yapısı Eşbaşkanı İnès Marthaler bir konuşma yaptı. Ines Marthaler, kapitalist sistemin saldırılarına karşı yerelde dar alanlara sıkışmış, tekil mücadelelerle başarılı olunamayacağını ifade ederek “Her ne kadar güç de olsa ezilen sınıflar bir araya geliyoruz. Kapitalist sistem nasıl sınırları tanımıyorsa biz devrimcilerde sınırları aşıp bir araya gelmeliyiz. İşgalci İsrail’in Filistin’de yaptığı saldırılar ve işgale hepimiz tepki göstermeliyiz. Bunu içinde İsviçre’de onlarca yapı bir araya geldi. Bu sevindiricidir. Ancak İsviçre işgali savunuyor, İsrail’e destek olmaya devam ediyor. Halk hareketlerini, mücadelelerini görmek bizim açımızda önemli bir yol gösterici oluyor” şeklinde konuştu.
Konuşmanın ardında sanatçı Azad Karahan ve müzik grubu sahne aldı. Etkinliğe katılanlar Karahan’ın söylediği ezgilerle boş bol halay çekti. Etkinliğe katılan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’da davetlilerle halay çekti.
TÜLAY HATİMOĞULLARI SEÇİMLER İÇİN SEFERBER OLMAYA ÇAĞIRDI
DEM Parti Eşgenel Başkanı Tülay Hatimoğulları yaptığı konuşmada Türkiye’de faşizmin giderek kurumsallaşmak için adımlar attığını belirtirken, buna karşı başını DEM Partinin çektiği demokrasi güçlerinin direndiğini vurguladı.
Tülay Hatimoğulları, “Türkiye seçim sürecine girmiş ancak daha kronik sorunlarımız var. Mevcut iktidar faşist bir anlayışla iktidarda. Bu faşist anlayışı iktidarda tutmak için halk desteğine ihtiyacı var. Halk desteği olmadan meşruluğunu sağlayamaz. Sadece Türkiye de değil Dünyada sağa bir kayış var. Demokrasi güçleri olarak daha fazla efor sarf ederek bunun önüne geçmeliyiz” diye konuştu.
Yaklaşan yerel seçimin artık bir yerel seçim olmaktan çıktığını; demokratik güçlerin tekçi ırkçı faşist yönetimlere karşı bir demokrasi mücadelesi olduğunu vurgulayan Tülay Hatimoğulları şöyle konuştu:
“AKP kayyumlarla bizleri korkutmak istiyor. Ama günlerdir sahadayız. Halkımızla beraberiz. Korkunu zerresi yol bizde. Mutlaka başaracağız. O kayyumları yollayacağız. AKP her seçim hile ile oyun peşinde. Basına da yansıdı. Oy kaydırmalar yaparak seçimi kazanmak istiyorlar. Buna karşı iki temel görevimiz var. Birincisi bugüne kadar bize oy vermemiş herkesin evine girmeliyiz. Neden AKP faşist yönetimine oy vermemesi gerektiğini anlatmalıyız. Bir diğer konu seçmen kaydırma meselesidir. Bu uygulama da bir nevi kayyumdur. Kayyum olarak el koydukları belediyelere bu sefer askerleri tabur tabur kaydırarak halkın iradesini gasp etmek istiyorlar. Buna karşı hepimiz seferber olmalıyız.
Kurdistan’da insanlarımız ekonomik olarak zor durumda. Çalışmak için farklı kentlere gidiyor. Şimdiden bu insanların oy kullanması için bir çalışma başlatmış durumdayız. Avrupa’da yaşayan halkımızdan da temel talebimiz budur. Herkes kendi tanıdığını arkadaşını bu konuda duyarlı kılmalıdır. Şimdiden çalıştıkları yerlerdeki il ve ilçe binalarımıza gidip kayıt yaptırmalılar. Telefon rehberlerimizde oy kullanmayan tek kişi kalmamalıdır.”
Etkinlik Niyazi Koyuncu’nun seslendirdiği ezgiler ve çekilen halaylarla sona erdi.