29 siyasetçi, yazar, filozof, barış aktivisti, milletvekili, hukukçu ve sanatçı, Uluslararası Kürtlere Adalet İnisiyatifi kurarak PKK’nin AB’nin terör listesinden çıkarılması için bir kampanya başlattı.
Siyasetçi, yazar, filozof, barış aktivisti, milletvekili, hukukçu ve sanatçılardan oluşan 29 kişi, Uluslararası Kürtlere Adalet İnisiyatifi kurdu.
Aralarında Nobel Ödüllü yazar Elfriede Jelinek, Filozof Slavoj Žižek, Uluslararası Hukuk Uzmanı Prof. Norman Paech, EUTCC Genel Sekreteri Prof. Michael M. Gunter, Plaza de Mayo Anneleri Örgütü kurucu üyesi Nora Cortinas gibi birçok ünlünün içerisinde yer aldığı Uluslararası Kürtlere Adalet İnisiyatifi, PKK’nin Avrupa Birliği’nin (AB) terör listesinden çıkarılması için bir kampanya başlattı.
Gelinen süreç ve objektif gerçekliklerin PKK’nin listeden çıkarılmasını gerekli ve zorunlu hale getirdiğini kaydeden İnisiyatif, “Barış, demokrasi ve insan hakları için bizler Avrupa Birliği Konseyi’nin PKK’yi Terör Örgütler Listesi’nden çıkarması için çağırıyoruz” diyor.
İnisiyatif’in kampanyaya ilişkin imzaladığı kampanya çağrısı şöyle:
PKK’NİN LİSTEDEN ÇIKARILMASI ZORUNLULUKTUR
“Kürt Sorunu'na siyasal-barışçıl çözüm, Türkiye ve Ortadoğu bölgesinde istikrar ve sağlıklı bir demokrasinin gelişimi için ön koşuludur. Yeryüzündeki bütün savaşların bir gün siyasi çözüm ile sona ermesi gerçeği, Türk devletinin Kürtlerle yaşadığı savaş bakımından da geçerlidir. Siyasi ve barışçıl çözümün yolu da diyalog ve müzakerelerden geçmektedir. Muhtemel bir diyalog ve müzakere sürecinin PKK (Kürdistan İşçi Partisi) dahil tüm tarafları içermesi gerekiyor. Fakat PKK'nin terör örgütü listesine alınması başlı başına diyalog ve müzakerelerin önünde engeldir.
Geldiğimiz süreç ve objektif gerçeklikler PKK’nin listeden çıkarılmasını gerekli ve zorunlu hale getirmiştir. Bunun için birçok pratik ve hukuki gerekçe mevcuttur.
PKK’NİN ORTADOĞU’DAKİ YENİ ROLÜ DİKKATE ALINMAMIŞTIR
Bunun yanı sıra PKK’nin listeye alınmasında PKK'nin Ortadoğu'daki yeni durumu da dikkate alınmamıştır. Bu konuda ne PKK/Kürtlerin Türk hükümeti ile 2013-2015 arasında barış ve müzakere süreci ne de PKK’nin Ortadoğu’da DAİŞ’e karşı verdiği mücadeledeki yeni rolü dikkate alınmamıştır.
DAİŞ 2014 yazında Irak ve Suriye topraklarının büyük bir bölümünü işgal etmiş; bu işgal sırasında Türk devleti de açık bir biçimde DAİŞ’i desteklemiş ve DAİŞ’in Rojava’daki Kürtlere saldırması için her türlü yardımı yapmıştır. Ancak PKK gerillaları Türk ordusu ve DAİŞ çetelerinin yenilgiye uğratılmasında belirleyici bir rol oynamış ve DAİŞ yenilgiye uğratılmıştır.
PKK'nin DAİŞ’e karşı mücadelesi, bu insanlık dışı hareketin Irak ve Suriye'deki gelişmesini ve büyümesini durdurmuştur. PKK, DAİŞ’e karşı savaşta Irak’taki Maxmur, Şengal, Kerkük gibi bölgelerin yanısıra Kuzey Suriye’de de Kobanê, Reqa, Girê Spî, Serêkaniyê, Minbic, Dêrazor gibi şehirleri DAİŞ çetesinden kurtarmıştır.
DAİŞ’LE MÜCADELEDE BİNLERE VARAN GERİLLASI YAŞAMINI YİTİRMİŞTİR
Ağustos 2014'te PKK, DAİŞ’in Şengal’de gerçekleştirdiği katliama müdahale ederek, bu vahşetin büyümesine engel olmuş; Şengal Dağı'nda mahsur kalan on binlerce Êzidî'yi kurtarmak için insani bir koridor oluşturarak binlerce Êzidî’yi katliamdan kurtarmıştır. Sonuçta, Irak ve Suriye’de DAİŞ’e karşı yürütülen savaşta binlere varan sayıda PKK gerillası yaşamını yitirmiştir.
KADIN ÖZGÜRLÜKÇÜ, EKOLOJİK, AHLAKİ BİR TOPLUMU ESAS ALIYOR
Kürdistan’ın dört parçasında da örgütlü olan, hem nicelik hem nitelik bakımından Kürdistan’ın en büyük hareketi konumunda olan PKK, Ortadoğu ve diasporadaki Kürtler arasında en güçlü halk hareketi konumundadır. Ortadoğu gibi etnik ve dinsel çelişki ve çatışmaların yoğun olduğu bir coğrafyada, PKK hareketi, çok etnisiteli, çok inançlı, çok kültürlü bir yaşamı savunurken, kadın özgürlüğünü esas alan, ekolojik- politik-ahlaki bir toplum yaşamını esas almaktadır.
LİSTELERLE TOPLUMLARIN MEŞRU MÜCADELELERİ KARALANIYOR
“Teröre karşı küresel savaş” adı altında egemen devletler, Türk devletinin, Kürt halkına uyguladığı baskı örneğinde olduğu gibi, muhalefetin meşruiyetini ortadan kaldırmak, insan hak ve özgürlük mücadelelerini bastırmak için “terörist” tanımının arkasına saklanmaktadır. Egemen devletler, kendilerinin oluşturdukları “terör listesi” ve “yasak listeleri” ile toplumların meşru mücadelelerini karalayarak lekelemekte; bu tanımlamalar neticesinde kendi hukuk dışı uygulamaları ile zorbalıklarını “meşru” hale getirmektedir.
TÜRK DEVLETİ BATI’NIN DESTEĞİNE DAYANARAK İŞGAL, İSTİLA, SOYKIRIM GERÇEKLEŞTİRİYOR
PKK'nin terör ve yasak listelerine alınması, Türk devletinin Ortadoğu’daki tüm anti demokratik, hukuk dışı uygulamalarına destek anlamına gelmektedir. Türk devleti Batı’nın bu desteğine dayanarak işgal, istila, soykırım ve katliamlar gerçekleştirmekte; “teröre karşı mücadele” adı altında dinci faşist uygulamalarını Kürdistan’a ve tüm Ortadoğu’ya yaymaktadır.
BARIŞ İSTEYENLERİN HEPSİ ‘TERÖR’ SUÇLAMALARIYLA KARŞI KARŞIYA
PKK’nin “terör listesi”nde bulunması sadece Kürt halkına yönelik baskıların değil; Türkiye’deki insan hakları savunucularının, barış isteyen akademisyenlerin, basın çalışanı ve gazetecilerin ve Tayyip Erdoğan’ı eleştirenlerin baskı altına alınması, gözaltı ve tutuklanmalara maruz kalması ve cezaevlerine atılması ile sonuçlanmaktadır.
Mevcut durumda HDP eşbaşkanları başta olmak üzere, sayısı yüzlere varan HDP’li parlamenter ve Belediye eşbaşkanı, gazeteci, yazar ve sanatçı, “terör” ve “terörizm” suçlamaları ile cezaevlerine atılmıştır.
ABD, İngiltere, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi de Türk devletinin “teröre karşı savaş” bahanesiyle geliştirdiği bu zorbalık rejimine onay ve destek sunmaktadır. Bu listeler hala, Erdoğan diktatörlüğünün saldırılarını örtbas etmek için etkin bir şekilde kullanılmaktadır.
DERHAL TERÖR LİSTESİNDEN ÇIKARILSIN
Bilindiği üzere PKK, NATO üyesi Türkiye’nin talebi üzerine 2002’de “AB terör listesi”ne alındı. Ancak Lüksemburg’daki Avrupa Adalet Divanı 2018’de verdiği karar da, PKK'nin 2014-2017 yılları arasında AB terör listesine haksız yere dahil edildiğini belirtti. Sözkonusu mahkeme gerekçesinde, ABD’nin, PKK için aldığı “terör listesi” kararının da objektif ve somut verilere dayanmadığını, AB’nin PKK’yi terör listesine alınmasının, objektif ve somut verilere dayanmadığı belirtilmektedir. Adalet Divanı, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 2013 yılındaki barış çağrısına da atıfta bulunmaktadır.
Belçika Yüksek Mahkemesi de 2020’de verdiği kararda, PKK’nin terörist bir örgüt olarak ele alınamayacağını; PKK’nin, savaş hukuku kapsamında ve savaşan taraf statüsü ile ele alınmasına karar vermiştir.
Bütün bu gerekçeler ve nedenlerle aşağıda imzası olan bizler;
Barış, demokrasi, eşitlik, adalet ve özgürlük isteyen insanlar olarak PKK'nin derhal terör listelerinden çıkarılması çağrısında bulunuyoruz.”
İMZACILAR
