İşçiler ve emekçiler Kartal’dan haykırdı: Sınıfımızın gücünü gösterme zamanı!

Kartal Meydanı’nda düzenlenen mitinge akın eden yüzlerce işçi ve emekçi, “İktidarın sefil çıkarları için insanlığa dayattığı yıkımlara karşı sınıfımızın gücünü gösterme zamanıdır” mesajını verdi.

İşçilerin hakları için yaklaşık 40 sendika, siyasi parti, demokratik kitle örgütünün organize ettiği, "Emeğimiz ve Özgürlüğümüz İçin İşçi Emekçi Mitingi" Kartal Meydanı'nda yapıldı.

Yoğun yağmura rağmen yüzlerce işçi ve emekçinin akın ettiği mitingde, iktidarın politikalarına öfke vardı. Direnişteki işçilerin ve KHK zulmüyle işçileri ellerinden alınan emekçilerin ön saflarda yerini aldığı mitinge, HDP milletvekilleri Musa Piroğlu, Serpil Kemalbay, Ömer Faruk Gergerlioğlu yanı sıra çok sayıda siyasi parti temsilcisi ile üniversite öğrencileri katıldı.

“ Emeğimiz ve özgürlüğümüz için birlik olalım, mücadele edelim” yazılı pankartın etrafında birleşen işçi ve emekçiler, “ Direne direne kazanacağız” sloganı eşliğinde Marmaray Başka istasyonundan yürüyerek miting meydanına girdi. İş cinayetinde yaşamını yitiren işçiler için yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başlayan miting, “Sermaye düzenini tarihin çöplüğüne süpüreceğiz” mesajı verildi.

Bürokratiklerşen sendikaların protesto eden işçiler adına ortak metni Miting Düzenleme Kurulu'ndan Tamer Doğan ve Nazlı Şen tarafından okundu.” Bizler pandemi sürecinde daha da yoksullaşan, işsiz kalan, güvencesiz çalışmaya itilen milyonlarız” vurgusunda bulunarak sözlerine başlayan Doğan ve Şen, “Pandeminin ve ekonomik krizin faturası bizlere kesilirken, sermaye sahipleri bu dönemde karlarına kar kattılar.’İşten atmak yasaklandı’ dendi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin pandemi sürecinde Kısa Çalışma Ödeneği, Ücretsiz İzin ve İşsizlik Ödeneği’nden 8 milyon kişiye ödeme yapıldığını açıkladı. ‘İşten atmak yasaklandı’ dendi. Madde 25/2’den (Kod 29) işten atılanların oranı %70 arttı. Pandemi döneminde günde ortalama 500 işçi Kod 29’la işten atıldı. Nasıl ki KHK’larla yüzbinlerce kamu emekçisi fişlenip, sosyal ölüme terk edildiyse yüzbinlerce işçi-emekçi de Kod 29’la fişlendi” hatırlatmasında bulundu.

Kod 29’a karşı verilen mücadeleler sonucunda ‘Kod 29’u kaldırdık’ demek zorunda kaldıklarını ancak farklı kodlar vererek Madde 25/2’yle işten atmalar devam ettiğine dikkat çeken Doğan ve Şen, TÜİK işsizlik oranlarının düştüğünü iddia ederken gerçekte işsizlik oranı üç yılda 11 puan arttığına işaret etti. Yeterli denetim yapılmadığı, önlem alınmadığı için başta inşaat sektöründe olmak üzere iş cinayetleri hız kesmeden devam ettiğini hatırlatan Doğan ve Şen, işsizlik ve gelecek kaygısı sebebiyle intiharların da arttığını belirtti. Gelecek kaygısı yaşayan kesimlerin başında gelen gençlerin, işsizlik, iş olduğunda da düşük ücretler dayatmasıyla boğuştuğunu dile getiren Doğan ve Şen, diğer yandan ise EYT’lilerin yaşadığı hak gaspları pandemi sürecinde devam ettiğini söyledi.

Cumhurbaşkanın eşi Emine Erdoğan'ın ‘Sıfır Atık’ Projesi ile oluşan rant için atık kağıt işçilerin de hedef haline geldiğini anımsatan Doğan ve Şen, emeğine sahip çıkan atık kağıt işçilerinin polis saldırısına uğradığını, depoları kapatıldığını, gözaltına alınıp, tutuklandığını belirttiler.

İş yerlerinde çalışma koşulları her geçen gün kötüleşirken, en basit korona önlemleri dahi alınmadığına işaret eden Doğan ve Şen, yükselen enflasyon karşısında ise ücretlerin eridiğini hatırlattı. Temel tüketim maddelerine, faturalara, ev kiralarına gelen zamlar karşısında düşük ücretler dayatıldığını vurgulayan Doğan ve Şen, insanca yaşamaya yetecek ücretin çok altında olan asgari ücret genel ücret haline getirildiğini belirtti. Ücretsiz izin gibi uygulamalarla güvencesiz çalışma, genel çalışma biçimi haline getirdiğine işaret eden Doğan ve Şen, ‘Kamuda çalışan taşeron işçilere kadro müjdesi’ diyerek sözde kadroya alınan işçilerin ise haklarının gasp edildiğini kaydetti.

Emperyalistler ve hizmetindeki iktidarın, sistemin yaşadığı krizi aşmak için mazlum halklara dönük kanlı katliamlarını arttırdığını vurgulayan Doğan ve Şen, AKP-MHP iktidarı içerde ve dışarda sermayenin ve kendi gerici-faşist çıkarlarının bir parçası olarak kanlı ve kirli saldırıların ortağı olduğunu, gerici-faşist çeteleri besleyip, kirli işleri için her türlü desteği sunduğunu söyledi. Böyle bir ortamda, işçi ve emekçiler etnik, inançsal ve her türlü kimlik üzerinden ayrıştırıldığını belirten Doğan ve Şen, “Bir yandan “mülteci” düşmanlığı kışkırtılırken diğer yandan ‘mülteci’ işçiler asgari ücretin de altında ücretlerle, güvencesiz çalışmaya zorlanıyor. Türkiyeli işçilere kölece çalışma koşullarını kabul ettirmek için patronların elinde silaha dönüşen mülteci işçiler en ağır sömürü koşullarına maruz kalıyor. Kapitalistler Türkiye’den yurtdışına götürdükleri işçilere de aynı koşulları dayatıyor. Ücretleri başta olmak üzere tüm haklarını gasp ediyorlar. Kısacası taşeron ve güvencesiz çalışma biçimleri artıyor” dedi.

 Pandemi sürecinde ev içi yükleri artan kadınlar işyerlerinde de en fazla hak gaspına uğrayan kesim olduğuna işaret eden Doğan ve Şen, ilk olarak kapının önüne yine işçi kadınlar konulduğunu aktardı. Anayasal bir hak olan sendikalı olma hakkı pek çok iş yerinde engellendiğini belirten Doğan ve Şen, buna rağmen işçilerin bu hakka dört elle sarılmaya devam ettiğini vurguladı. Kod 29’a, keyfi işten atmalara, hak gasplarına, sendikal faaliyetin engellenmesine, kölece çalışma koşullarına, kadın işçilere yönelik tacize-mobbinge karşı pek çok yerde işçiler direnişte olduğunu hatırlatan Doğan ve Şen, Sinbo, SML, Bakırköy, Bayrampaşa ve Şişli Belediyeleri, Tur Assist, Alba Plastik, Bel Karper, AdkoTurk, Xiaomi Salcomp, Kentpar, CarrefourSa, Baldur, Uzel, Cargill, Rönesans Holding, Tanzim Market, A101, Kayı İnşaat işçileri ve daha birçok işçi direniş ve mücadele bayrağını yükselttiğini kaydetti.

 Nasıl ki 1 Mayıs’ta pandemi önlemi adı altında dayatılan keyfi yasaklar fiili-meşru mücadeleyle boşa düşürüldüyse, aynı kararlılık devam ettiğinin altını çizen Doğan ve Şen, “Sinbo Direnişçileri Kod 29’un kaldırılması talebi ile Ankara’ya yürüdüler. Her gün karşılarına çıkan polise “Biz meşruyuz, asıl siz suçlusunuz, dağılın!” seslenişleri hala hepimizin kulaklarında. Migros Direnişçileri’nin “Bizden çaldıklarınızı geri alacağız! Korkmuyoruz yine geleceğiz!” seslenişini unutmuyoruz. Coşkumuzu, maden işçilerinin haklı ve meşru mücadelelerinden aldıkları güçle önlerine çıkan jandarmaya “Öyle mi alay komutanı!” seslenişinden alıyoruz” vurgusunda bulundu.

“Bizler, sendika hakkının gaspına, keyfi işten atmalara, Kod 29’a karşı direnen işçilerin çağrısıyla bir araya geldik. İşçilerin kürsüsünü kurduğumuz mitingimizde söyleyecek daha çok sözümüz var” diyen Doğan ve Şen, “Mitingimiz bu mücadelede önemli bir adım. Şimdi buradaki kararlılığı, mücadele kıvılcımını fabrikalarda, sanayi havzalarında ve hayatın olduğu her yerde baskı ve sömürüye karşı yangına dönüştürme zamanıdır. Emeğimizi çalan, haklarımızı gasp eden sermayenin ve onun temsilciliğini yapanların karşısına örgütlü bir sınıf olarak daha güçlü çıkmak için attığımız bu adımı büyütme zamanıdır. Fabrikalarımızda, işyerlerimizde yan yana gelme, taban örgütlerimizi kurma zamanıdır. Bizlerin örgütsüzlüğünden faydalanan kapitalistlerin, iktidarın ve tüm kurumlarının sefil çıkarları için insanlığa dayattığı yıkımlara karşı sınıfımızın gücünü gösterme zamanıdır” diye konuştu.

Doğan ve Şen, işçilerin ve emekçiler taleplerini şöyle sıraladı: "Madde 25/2 (Kod 29) kaldırılsın. Herkese iş ve gelir güvencesi sağlansın. Taşeron çalışmak yasaklansın. İş yerlerinde taciz, baskı, mobbing son bulsun. KHK’lar iptal edilsin. Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın."

‘ÖFKELİYİZ !’

Açıklamanın ardından işçi kürsüsü kuruldu. Direnen işçilerin teker teker çıktığı kürsünde, 'İşçiyiz korkmayız' vurgusu bulunuldu, sömürü çarkına karşı mücadeleyi büyütme çağrısı yapıldı. Atık kâğıt işçileri adına yapan İstanbul Geri Dönüşüme Katkı Derneği (İGEKATDER) Başkanı Mesut Aygün, “ Öfkeliyiz” diyerek, “ Yandaş şirketlerin yüzlerce milyonluk vergi borcunu silenler, günde 100 TL’li zor kazandığımız çekçeklerimize göz dikti. Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu düzeninin adaletsizliğinden bıktık. Müslümanlığı ile övünen iktidar, her gün milyonlarca insanın aç kalmasına neden oluyor. İşte sizin düzeniniz” diye tepki gösterdi.

Yoğun yağışa rağmen halayların çekildiği miting ilerleyen saatlere kadar devam etti.

Miting halaylarla ve sloganlarla son buldu.