Özgürlük Yürüyüşçüleri'nden ‘Önderlik Konferansı’

Üç merkezden Özgürlük Yürüyüşü başlatan eylemciler, bir araya geldikleri Strasbourg’da “Önderlik Konferansı” düzenledi. Medya Botan, nehrin akışının önünün alınamayacağı gibi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünün önünde kimsenin duramayacağını vurguladı.

Paris’te 25 yıllık komploya vurgu yapmak amacıyla 25 kişinin 25 gün boyunca sürdürdüğü, Kürt gençliğinin Almanya’nın Manheim kentinden 10 Şubat tarihinde, 13 ülkeden 200 enternasyonalistin İsviçre’nin Basel kentinden başlattıkları Özgürlük Yürüyüşü’nün finali Fransa’nın Strasbourg kentinde yapıldı.

Strasbourg’da buluşan yürüyüşçüler Place Dauphin’de bir araya gelerek Avrupa Konseyi önüne kadar bir yürüyüş düzenlediler. Yol boyunca atılan sloganlar, yürütülen kitle çalışmasıyla Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve uluslararası 15 Şubat komplosu hakkında kamuoyu bilgilendirildi.

Türk devleti ve mevcut AKP – MHP faşist iktidarının sürekli protesto edildiği yürüyüş, 7 kilometre mesafedeki Avrupa Konseyi önünde son buldu.

Burada yapılan mitingde uluslararası komplo ve uluslararası bağlantılarının kınandığı konuşmalar yapıldı.

Kapitalist modernitenin tüm canlı yaşama karşı büyük bir tehdit oluşturduğuna da vurgu yapılan konuşmalarda, Abdullah Öcalan’ın ekoloji, kadın özgürlüğü ve demokratik modernite paradigmasının önemi anlatıldı.

Konuşmalarda ayrıca Kürt halkı başta olmak üzere ezilenlerin özgür ve eşit bir yaşam için mücadele verdiği ifade edilirken, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü bir kez daha yüksek bir dille talep edildi.

Özgürlük Yürüyüşçüleri 16 Şubat tarihinde “Önderlik Konferansı” organize etti.

İki bölümden oluşan konferansın ilk bölüm konukları TJK – E üyesi Medya Botan ve Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’nden Zülfü Bingöl oldu.

Medya Botan “Uluslararası komplonun ilk gününden bugüne Kürt halkının ve kadınlarının komploya karşı mücadelesi”ni ele aldı.

“Önder Apo Kürtlerin iradesidir. Uluslararası komplo Önder Apo şahsında Kürt halkına karşı geliştirildi” diyen Medya Botan, Kürt halkının Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için bedeninden meşaleler yaptığını belirterek, 1999’da gelişen "Güneşimizi Karartamazsınız" eylemlerini hatırlattı.

Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için cezaevlerindeki açlık grevlerine de değinen Medya Botan, Kürt halkının Öcalan’ı özgürleştirinceye kadar mücadelesine devam etmekten bir adım dahi geri atmayacağının altını çizdi.

BOTAN: KADINLARIN EVRENSELLEŞEN MÜCADELESİ KOMPLOYA CEVAPTIR

Medya Botan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Uluslararası Komploya karşı verdiği nefes nefese mücadeleye dair ise şunları vurguladı:  “Reel sosyalizm çöktükten sonra kapitalist modernite kendisini ezel ve ebet ilan ettiği için Önder Apo’yu kendi önünde bir engel olarak gördü. Önder Apo’nun kadın özgürlükçü, toplum özgürlükçü Önderlik paradigmasını kendi önünde bir engel olarak gördü. Komplo bu temelde gelişti. 

Ve bu engeli Önder Apo şahsında Uluslararası Komployla ortadan kaldırmak istedi. Önderlik farklı direndi. Yani bilinen direnişler dışında bir direniş sergiledi. Önderlik üreterek direndi. Üretimi bir direniş mevzisi olarak kullandı. Bunu yazdığı beş savunmasında, evrenselleşen demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmasında görebiliyoruz. Üreterek direnmek tarzını gördükçe bunu örnek almamız gerektiğini anlamış oluyoruz. Üreterek direniş, bu yüzyılın direniş tarzı olmalıdır. 

Önderlik, kapitalist modernitenin yarattığı yıkımı tespit etti ve bunun karşısında demokratik moderniteyi geliştirdi. Demokratik modernitenin önünü hiçbir güç alamaz. Çünkü bu zaman, dünya koşulları, tarihin akışı Önder Apo’nun zamanının olduğunun ispatıdır. Ve Önder Apo bu zamanı çok iyi kullandı. Bu, Önderlik zamanıdır. Hiç kimse bu akışın önüne geçemez ve engelleyemez. Çünkü bu nehir akıyor ve Önder Apo’nun deyimiyle “önündeki engelleri aşıyor”. Önderliğin deyimiyle “Sürecin ve tarihin ruhunu anlamayanlar tarihin çöp sepetine giderler.”

Komplo, komplocu güçlerin elindedir. Komplo yeni konseptlerle devam ettirilmeye çalışılıyor. Bizim bunu unutmamız veya buna alışmamız ihanettir. Biz buna asla alışmayacağız. Kendimizi üreterek, yaratarak bunun karşısında duracağız ve bunu yıkacağız. Komplonun gerçekliği, komplocuların elinde sürekli bir “Demokles’in Kılıcı” gibi sürekli kafamızın üzerinde sallanıyor. Biz mücadelemizi bu süreçte de buna karşı yürüttük, yürüteceğiz.”

Komplonun diğer bir ayağının da kadın özgürlük mücadelesine dönük yapıldığını söyleyen Botan, “Biz Kürt kadınlarının amansız direnişi ve evrenselleşen mücadelesi komploya karşı verdiği cevabın ispatıdır. Edebiyat hakikatin kılıcıysa bir gün mutlaka 15 Şubat Uluslararası Komplo’nun neyi amaçladığını mutlaka yazacaktır. En çok da biz Kürt halkı ve dostları bunu yazacağız” diyerek konuşmasını bitirdi.

Zülfü Bingöl ise komplonun başlangıç süreçlerini ve komplo süreçlerinin en önemli ayaklarından birisi olan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Roma’daki sürecini anlattı.

Zülfü Bingöl, "Roma'da enternasyonalistler 10 gün boyunca Önderlik etrafında çember oluşturdular. Roma halkı Kürt halkı ile büyük bir dayanışma gösterdi. 10 gün boyunca enternasyonaller komploya karşı Roma'ya akan Kürt halkının her an yanında saf tuttular. Tüm ihtiyaçları karşıladılar. Eylemler düzenlediler." dedi.

Bingöl, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın kendisine "Avrupa halkı bizi şimdilik anlamıyor. Ama gençleri bizi çok iyi anlayacaktır” dediğini belirterek, Özgürlük Yürüyüşü'nü sürdüren ve Rojava'da şehit düşen enternasyonalistlerin bu belirlemenin ispatı olduğuna dikkat çekti.

Konferansın ikinci bölümünde ise konuk Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Ömer Güneş olacak. Güneş, komplonun ilk gününden bugüne İmralı İşkence Sistemi’nin nasıl işletildiğini; sistematik işkencenin ulaştığı boyutu; Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecritle uluslararası hukuk başta olmak üzere Türk devletinin tecritle kendi anayasasını da çiğnediğine değinecek.