Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a fiziki özgürlüğü için Fransa’nın başkenti Paris’ten Strasbourg’a kadar planlanan 25 günlük yürüyüş, 7. gününde Fransa’nın Rouen kentinde sürdü.
Eylemciler, saat 11.00’de başlattıkları ve 16.30’da Rouen kent belediyesi önünde sonlandırdıkları yürüyüş boyunca çevredeki halka ve esnafa binlerce bildiri dağıtarak bilinçlendirme faaliyetlerinde bulundu. Fransız esnafı ve kurumları ziyaret eden katılımcılar, onlara Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tecrit koşulları hakkında bilgi veren dosyalar sundu.
Yürüyüş boyunca coşkulu şarkılar söyleyen 25 kişilik temsili yürüyüş grubu ve dostları, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için sürekli sloganlar atarken hoparlörlerden yaptıkları açıklamalarla yerel halkı İmralı’daki tecrit hakkında bilgilendirdi.
Yol boyunca konuşmalar yapan CDK-F Eşbaşkanı Şahin Polat, şu ifadeleri kullandı:
“Kirli pazarlıklarıyla faşist AKP-MHP iktidarına güç verenler, yeniden politikalarını gözden geçirmek zorundalar. Rojava’da, Başûr’da kimyasal silahlar, taktik nükleer silahlar kullandıkları halde gerilla karşısında aciz kaldılar. Çaresizliklerini uluslararası arenada güçlerini kullanarak, medyada algı operasyonları yaratarak çarpıtmak istiyorlar. Ama nafiledir.
Yürüyüş boyunca toplanan kartpostallar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yoğun tecrit altında tutulduğu İmralı adasına gönderildi.
Yürüyüşün ardından yerel saat ile 18.00’da Rouen Halk Derneği’nde MAF-DAD Eşbaşkanı Avukat Mahmut Şakar’ın katıldığı bir halk toplantısı yapıldı. Bölge halkı toplantıya yoğun bir ilgi gösterdi.
Halk toplantısı Kurdistan Devrim Şehitleri adına bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
Dernekte yapılan konuşmalarda Şakar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açılmış onlarca dava olduğunu ve bunlardan bazılarını kazandıklarını diğerlerinin sürdüğünü vurgularken, Birleşmiş Milletler nezdinde de bazı davalar açtıklarını belirtti. Avukat Şakar, tecride karşı bulunabilecekleri tüm hukuki girişimlerde bulunduklarını belirtti. Bu durumun sadece hukuki mücadeleyle çözülemeyeceğini ifade eden Şakar, Türk devletinin Kurdistan siyasetine de vurgu yaptı.