İsviçre’nin Zürih, Basel ve Lozan kentlerinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik İmralı tecrit sistemi ve “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” hamlesi gündemli halk toplantıları gerçekleştirildi.
ZÜRİH
Zürih Demokratik Kürt Toplum Merkezi'nde (DKTM) yapılan halk toplantısına Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatlarından Raziye Öztürk ve Siyasetçi Kemal Aktaş konuşmacı olarak katıldı.
Av. Raziye Öztürk Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 25 yıllık İmralı tecrit, işkence ve soykırım sistemini anlatarak, bu durumun kabul edilemez olduğunu ifade etti. Raziye Öztürk, “İmralı’daki duruma bir sadece bir tecrit değil bir sistem olarak bakıyoruz. 3 yıla yakındır kendisinden hiçbir şekilde haber alamıyoruz. Sadece sayın Öcalan’dan değil orada bulunan Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’tan da haber alamıyoruz” dedi.
Türk devletinin amacının Kürt Halk Önderi’ni unutturmak olduğuna, bunun nedeninin de ortaya koymuş olduğu paradigma olduğuna işaret eden Avukat Raziye Öztürk, “Sayın Öcalan, İmralı’da tecrit altında iken daha fazla üretti. Bütün dünyayı etkileyen bir paradigma ortaya çıktı. Sayın Öcalan’ın halk ile olan bağının farkına varan devlet, halkla sayın Öcalan arasına duvar örmek istedi. Bunun için de yoğun bir izolasyon uygulamaya, izolasyonda çok farklı yöntemle kullanmaya başladı” diye konuştu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Avrupa Birliği İskenceyi Önleme Komitesinin (CPT) görevlerini yerine getirmediğini belirten Raziye Öztürk, “AİHM ve CPT bugüne kadar kendi görevini yetine getirmedi. Yasal ve hukuki görevlerini esas almıyor. Bunun yerine siyasi çıkarlara göre karar veriyor. Bu tavır nedeniyle Türkiye AİHM kararlarını tanımıyor” dedi.
Siyasetçi Kemal Aktaş ise, Kürt halkının Roma sürecinde ortaya koyduğu tepkinin çok önemli olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Önder Apo daha önce şunu demişti ‘Eğer benden haber alamazsanız kıyamet koparmanız gerekir’. İşte geçen hafta Köln’de köprüleri sallayan bu halk, önderliğine sahip çıkacaktır. 10 Ekim 2023 yılında Kürt halkının dostlarının öncülüğünde başlayan “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” hamlesi tarihi bir adımdır. Her birey kendi yaşamını, kendi mücadelesini bu hamleye göre ayarlamalıdır. Bu hamleye katılmayan her insan kendini sorgulamalıdır. Hamle kapsamında başta dört parça Kurdistan olmak üzere dünyanın birçok farklı ülkesinde eylemler yapılıyor. Gerilla direniyor, cezaevlerinde tutsaklar direniyor, halk direniyor. Bu direnişi devam ettirmeliyiz, ısrarlı olmalıyız” dedi.
Toplantı, soru-cevap bölümüyle devam etti.
LOZAN
Lozan DKTM’de de aynı çerçevede bir halk toplantısı gerçekleştirildi. Avukat Mahmut Şakar ile Kürt siyasetçi Musa Farısoğulları’nın katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda ilk sözü Farısoğulları aldı.
Kürt halkının dostlarının çok fazla olmadığının bu süreçte açığa çıktığını, Kürtlerin yalnız bırakıldığını ifade eden Farısoğulları, Uluslararası komplonun devamı olarak Kürt halkının savaşla topyekûn imha edilmek istediğini söyledi. Farısoğulları, şöyle konuştu: "Önder Apo üzerinde sürdürülen tecrit, Uluslararası Komplonun devamı niteliği taşımaktadır. Önder Apo 20 yıl önce öngörüsüyle, ortaya koyduğu tezlerle bugün yaşanan sürece işaret etmiştir. Önder Apo 25 yıldır tek başına İmralı’da direnmeye devam ederken uluslararası kurumlar da komplonun devam etmesi çabası içerisindedir. Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) bile Türk devletinin sistematik işkencesine karşı suskunluğuyla taraf olmayı seçmiştir.Kürtleri yok etmek isteyen ve kendi çıkarlarına karşı tehlike olarak gören uluslararası güçler, bu doğrultuda politika yürütmektedir. Avrupa'da yaşayan Kürt halkı, bu süreçte yoğun bir mücadele içine girerek bu imha politikalarını boşa çıkarmalıdır.”
Artık tüm dünyanın Kürtlerin direnişini tanıdığına dikkati çeken Farısoğulları, "Artık Önder Apo'nun fiziki özgürlüğünü sağlama zamanı gelmiştir. Kürtler artık Önder Apo’nun özgürlüğünü istiyor ve dostlarıyla birlikte bir hamle başlattı. Bu sürece sahip çıkmamız gerekiyor. Barış ve çözüm için Önder Apo’nun özgürlüğü önemlidir. Onun düşünceleri tüm dünyaya yayılmıştır. Kurdistan’ın her yerinde direnişi güçlendirmeniz ve onurlu bu direnişe sahip çıkmamız gerekiyor. Çünkü düşman alçakça ve insanlığa sığmayan, saldırılar yapmaktadır. Ankara eylemi, direniş ve mücadele nasıl devam etmeli, diyenlere en iyi örneği vermiştir. Zindanlarda Önder Apo için açlık grevleri devam ediyor. Ve bu direnişi selamlıyoruz. Biz Önder Apo’ya özgürlük ve Kürdistan’a statü hamlesi başarıya ulaşmalı ve bunun için de mücadele etmeliyiz" diye konuştu. Daha sonra söz alan Avukat Mahmut Şakar ise, Abdullah Öcalan'ın 'Komploya karşı yaşamam ve direniş göstermem gerek' sözünü hatırlatarak, direnişini bugün de sürdürdüğünü söyledi.
Kurdistan’ın iki temel sorunu olduğunu belirten Av. Şakar, “Kurdistan demek Ortadoğu demek gerek. Kurdistan siyaseti üzerinde hakim olmak, Ortadoğu ve dünya siyasetine hakim olmak demektir. Bunun öncülüğünü yapan Kürt Özgürlük Hareketi ve sayın Öcalan olduğu için komployla tasfiye etmek istediler. Tüm bunlar komplonun içinde İran'ın, ABD'nin, İsrail'in yanı sıra birçok uluslararası gücün yer almasındaki temel unsurdur" diye konuştu.
Şakar devamla şunları dile getirdi: “Türkiye’de komplo süreciyle bir iç savaş yaratılmak istendi. Bu hareketin bitmemesi Önder Apo’nun direnişi ile bağlantılıdır. İsyanların bastırılması gibi benzer bir durum yaşanmasın diye Önderlik büyük bir mücadele verdi. Önderlik, bir soykırım tehdidi olduğunu öngördü ve buna yönelik hamleler yaptı. Sayın Öcalan'ın attığı adımlar bizim geleceğimizi belirledi. Bu adım, yaşanacak katliamlarının önüne geçti. Önder Apo'nun temel hedefi, komplonun hızını düşürerek boşa çıkarmaktı. Bunu da İmralı'daki direnişiyle tüm dünyaya gösterdi. Yeniden diriliş ortamını yaratan Önderlik ve Kürt Özgürlük Hareketidir.
Rojava'da Önder Apo’nun yarattığı özgürlük projesi Ortadoğu ve dünyaya örnek oldu. Türk devleti, Rojava Devrimi’nden korktu. Ve görüşmeler bundan dolayı askıya alındı.
İttihatçı akıl, kendini yeniden güncelleyerek Kurdistan’ın parçalarıyla savaşacak yeni bir konsepte girdi. Ve bundan dolayı görüşmeler sekteye uğratıldı. Ve şimdiye kadar da Önderlikten haber alınamıyor."
İmralı işkence sisteminin CPT'nin onayıyla kurulduğunu da söyleyen Avukat Mahmut Şakar, bu işkence sisteminin tüm Türkiye'ye yayıldığını da sözlerine ekledi.
BASEL
Basel kentinde ise Abdullah Öcalan'ın avukatları Zelal Aydoğan ile Cengiz Yürekli'nin katılımıyla halk toplantısı gerçekleştirildi.