GÖRÜNTÜLÜ

Berlin’de katliamcı Türk devleti protesto edildi

Tişrîn Barajı’nı korumak amacıyla barışçıl eylem yapan halka saldırıların protesto edildiği Berlin’de, “Bu bölgeyi korumak, uluslararası toplumun ortak bir sorumluluğudur” denilerek saldırıların durdurulması istendi.

Almanya’nın başkenti Berlin’de işgalci Türk devleti ve güdümündeki çetelerin Tişrîn Barajı’nda düzenlenen nöbet eylemine katılmak üzere bölgeye ulaşmaya çalışan sivillere yönelik saldırılarına karşı alanlara çıktı.

Dest Dan Kadın Meclisi ve Nav Berlin’in çağrısıyla Alexanderplatz’da bir araya gelen Kurdistanlılar ve dostlarının mitingi, Kürdistan Özgürlük Şehitleri için saygı duruşu ile başladı, açıklamalar ile devam etti.

“Kuzeydoğu Suriye’nin demokratik ve özerk bölgesi Rojava, giderek Türkiye’nin yoğunlaşan saldırılarının hedefi olmaya devam ediyor” denilen açıklamada, Türk devletinin sivillere, hayati altyapıya ve stratejik tesislere yönelik sistematik saldırılarının yalnızca masum hayatları değil, bölgedeki kırılgan istikrar ve barışı da tehdit ettiğine işaret edildi.

Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “Bugün, Rojava halkının yaşam kaynağı olan Tişrîn Barajı çevresinde düzenlenen barışçıl bir gösteri, insansız hava araçlarıyla gerçekleştirilen saldırılarla kana bulandı. 6 sivilin hayatını kaybettiği bu saldırıda, aralarında gazetecilerin de bulunduğu 10 kişi ağır yaralandı. Türkiye’nin bu hayati öneme sahip baraja yönelik İHA ve topçu saldırıları, bölgede geniş çaplı bir insani felaket riski doğuruyor. Olası bir baraj hasarı, taşkınlara ve binlerce insanın hayatını tehdit edecek kaynak kayıplarına yol açabilir. Bu saldırılar, uluslararası hukuka ve Cenevre Sözleşmesi’ne açıkça aykırıdır. Türkiye’nin sivilleri ve temel altyapıyı hedef alması, uluslararası insan haklarına yönelik bir ihlalin ötesinde, bölgedeki demokratik yaşam modeline yönelik bir tehdittir. Kürtler, Araplar, Süryaniler ve diğer etnik grupların eşitlik ve barış temelinde bir arada yaşadığı Rojava, Ortadoğu’da bir umut meşalesi olarak parlıyor. Ancak Türkiye, bu kazanımları yok etmeye çalışıyor.”

Uluslararası toplumun sessizliğine de vurgu yapılan açıklamada, “Uluslararası sessizlik, Türkiye’ye cesaret veriyor. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi kurumların sorumluluk alarak saldırıları durdurması, sivilleri koruması ve insani yardım sağlaması gerekiyor. Türkiye’nin savaş suçlarına ilişkin bağımsız bir soruşturma başlatılmalı ve sorumlular hesap vermelidir” denildi.

Kuzey ve Doğu Suriye’nin sadece Kürt halkı için değil, tüm dünya için bir barış ve demokrasi vizyonunu temsil ettiği vurgulanan açıklama, “Bu bölgeyi korumak, uluslararası toplumun ortak bir sorumluluğudur. Rojava dimdik ayakta kalacak; ancak dünyanın dayanışması her zamankinden daha acil bir ihtiyaçtır” ifadeleriyle son buldu.

Eylemde sık sık, “Bijî Berxwedana Rojava”, “Bijî Berxwedana YPJ-YPG”, “Jin Jiyan Azadî “ sloganları atıldı.