Bilbao'da Abdullah Öcalan’a özgürlük talebi yükseldi

Bilbao’da düzenlenen konferansta İmralı tecridine tepki gösterilerek, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için mesajlar verildi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı Ada Cezaevindeki tutsaklığı 25. yılını doldururken, 10 Ekim’de startı verilen “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm” hamlesi kapsamında düzenlenen eylem ve etkinlikler de küresel çapta yayılarak devam ediyor.

Bu kapsamda İspanya’nın Özerk Bask Bölgesi Bilbao’da Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve Kürt halkıyla dayanışma amacıyla bir konferans düzenlendi.

Bask Ülkesi Üniversitesi’nde (UPV/EHU) düzenlenen konferansa konuşmacı olarak Bask Bölgesi’nin koalisyon partisi olan EH Bildu’nun Avrupa Parlamentosu üyesi Pernando Barrena, Bask Sendikalar Konfederasyonu (LAB) temsilcilerinden Koldo Saenz, Asrın Bürosu Avukatlarından İbrahim Bilmez, KNK Üyesi Adem Uzun konuşmacı olarak katıldı.

BİLMEZ: İMRALI’DA HİÇBİR HUKUK GEÇERLİ DEĞİL

EH Bildu Partisi Kürt Dostluk Grubu Sözcüsü Esther Lopez moderatörlüğünde başlayan konferansta ilk olarak Abdullah Öcalan’ın avukatlarından İbrahim Bilmez söz aldı. İmralı’da hayata geçirilen tecrit koşullarına değinerek konuşmasına başlayan Bilmez, Abdullah Öcalan’ın yargılandığı dönemde ve sonrasında sayısızca hukuksuzlukla karşı karşıya kaldığını kaydetti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AIHM) Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu tecrit koşullarından kaynaklı verdiği kararları hatırlatan Avukat Bilmez, gelinen aşamada Türk devletinin İmralı’da ne kendi iç hukukunu ne de uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini kaydetti.

“Öcalan ve arkadaşları açısından Türkiye’de işleyen bir iç hukuk sürecinden asla bahsedemeyiz” diyen Bilmez, devamla şunları söyledi: "Türkiye; AİHM, CPT ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin aldığı kararları uygulamayarak uluslararası hukuk mekanizmalarının etkisini de kırmakta ve onları işlevsiz bırakmaktadır. İmralı adası, Türk yargı ve politik süreci için adeta her türlü hukuksuzluğun denendiği bir laboratuvar işlevi görmektedir. Burada çıkarılan sonuçlar Türkiye’de yaşayan muhalifler başta olmak üzere herkese karşı kullanılmaktadır. Sayın Öcalan’ın uzun tutukluluk süreci ve AİHM’nin 'umut hakkı'na dönük kararları göz önüne alındığında Öcalan’ın özgür kalması uluslararası hukukun ve adaletin gereğidir."

İmralı tecridinin siyasi boyutuna dönük de bir sunum yapan Av. Bilmez, “Öcalan’a uygulanmakta olan bahsettiğimiz tüm bu hukuksuzlukların ve tecridin elbette bir de siyasi anlamı ve sonucu bulunmaktadır. O da Kürt meselesinde çözümsüzlüktür. 25 yıllık İmralı sürecinde şunu net bir şekilde gördük; ne zaman ki tecrit derinleşmişse Kürt meselesinde güvenlik politikaları da daha yoğunluklu uygulanmıştır. Yani çözümsüzlük devrededir” diye konuştu.

BARRENA: ABDULLAH ÖCALAN ÖZGÜRLEŞTİRİLMELİ

Bilmez’in ardından Bask Bölgesi’nin koalisyon partisi olan EH Bildu’dan Avrupa Parlamentosu üyesi Pernando Barrena, “Avrupa’da ve Bask Ülkesi’nde Öcalan ve Kurdistan ile dayanışma” başlıklı bir sunum yaptı.

Bask'ın Kürt halkının özgürlük mücadelesinin hep yanında olduğunu belirterek sunumuna başlayan Barrena, Abdullah Öcalan’ın 1999’dan beri hukuksuzlukla karşı karşıya kaldığını söyledi.
Abdullah Öcalan’ın Demokratik Konfederalizm paradigmasının önemine değinen Barrena, “Öcalan’ın ortaya koyduğu bu paradigma 21. Yüzyıl açısından önemli ve ön açıcıdır. Demokratik konfederalizm önerisi bugün tüm Kürt bölgelerinde barış, bir arada yaşam ve sorunun köklü çözümü için büyük bir önem taşımaktadır. Bu paradigma, Ulusal Bağımsızlık mücadelesi veren bizler yani Bask ülkesi için büyük önem teşkil etmektedir” dedi.

Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununun çözümünde baş aktör olduğunu kaydeden Barrena, “İmralı’da yaşanan tecrit temel insan haklarına haykırı olduğu gibi aynı zamanda Türk devletinin çözümsüzlükte ısrarını ortaya koymaktadır” diye kaydetti.

Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, CPT ve Birleşmiş Milletler gibi yetkili kuruluşların Abdullah Öcalan’a tecrit koşulları karşısındaki tutumunu da eleştiren Barrena, “Rusya'nın Ukrayna'yı işgali söz konusu olduğunda haklı olarak ses çıkarıp uluslararası hukuku hatırlatanlar, Öcalan’ın yaşadığı tecrit ve Türkiye’nin ihlalleri karşısında sessiz. Öcalan üzerindeki hukuksuzluğa son verilmeli ve özgürlüğü sağlanmalıdır” diye kaydetti.  

ADEM UZUN: ÖNDER APO DÜNYA HALKLARINA UMUT OLUYOR

Barrena’nın ardından söz alan KNK Üyesi Adem Uzun ise “Kürt sorunu, radikal değişim: Çatışmadan çözüme Kürtler, yeni paradigma” başlığı altında bir sunum yaptı.

Abdullah Öcalan’ın fikirleri ve paradigmalarının sadece Kürtler için değil aynı zamanda bugün büyük bir kriz içinde olan dünya açısından önemli olduğunun altını çizen Uzun, “İçinde yaşadığımız kapitalist sistem halkların haklarını savunan bir sistem değil. Ulus devletlere dayanan bu sistem kendisiyle birlikte her türlü sorunu yaratmıştır ve yaratmaya devam ediyor. Her türlü alanda tıkanan bu kapitalist sisteme ve ürettiği sorunlara çözüm noktasında bir alternatif sistem gerekliydi. Tam da bu noktada, Önder Apo sadece Kürt sorunu için değil aynı zamanda ortaya koyduğu paradigmalarla kapitalist sisteme bir alternatif geliştirdi. Bugün geldiğimiz aşamada artık Önder Apo’nun düşünceleri ve fikirleri dünya halkları tarafından dikkate alınıyor ve tartışılıyor ve dünya halklarına umut oluyor. Bu anlamda 10 Ekim’de başlatılan kampanyaya destek vermek, aynı zamanda içinde yaşadığımız sorunların çözümüne destek anlamına gelecektir" şeklinde konuştu.

Uzun, “İmralı’da bugün her türlü hukuk yok sayılıyor. Öcalan’a özgürlük kampanyası ile aslında uluslararası hukuka uymayanlara da bir mesaj veriliyor ve verilecek. Tecridin kaldırılması ve Önder Apo’nun özgürlüğüne kavuşturulması Kürt sorununun ve toplumsal sorunların çözümüyle doğrudan bağlantılıdır. Bu anlamda Başkan Öcalan’ın fikirlerini sahiplenmek hepimizin geleceği açısından büyük bir önem taşımaktadır” dedi.

SAENZ: ÖZGÜRLÜK KAMPANYASININ DESTEKÇİSİYİZ

Konferansta son olarak Bask'ın en büyük işçi sendikalarından LAB'ın Uluslararası İlişkiler Başkanı Koldo Saenz bir konuşma yaptı. Saenz, sendika olarak Kürt halkının mücadelesinin hep yanında olduğunu hatırlatarak konuşmasına başladı.

Kurdistan’da yaşanan savaşın uluslararası alanda çok görülmediğini belirten Saenz, “Dünyada yaşanan savaşları durdurma noktasında olduğu gibi Kurdistan’da yaşanan savaşın da önüne geçilmesi için sendikal mücadele önemlidir” dedi.

Bask ülkesinin sendika hareketleri olarak Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu tecrit koşullarına dönük yaptıkları açıklamaları hatırlatan Saenz, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü için başlatılan kampanyanın bir destekçisi olduklarını söyledi. Seanz, “Öcalan’ın içinde bulunduğu hukuksuzluğa son verilerek, özgürleşmesi sağlanmalıdır” diye konuştu.

Konferans yapılan konuşmaların ardından geçilen soru cevap bölümünün ardından sona erdi.