Doğal yaşam, ahlak ve paylaşım üzerinden ortak yaşamı inşası

Mezopotamya İnançlar Platformu’nun düzenlediği çalıştayda, tüm inançların doğal yaşam, ahlak ve paylaşım ilkelerine dayandığı, bu temelde ortak yaşamın inşasının önemi vurgulandı.

Mezopotamya Dinler ve İnançlar Platformu’nun düzenlediği “Ortadoğu’da yaşanan krizlerin aşılması ve çözüm önerileri” başlıklı çalıştay devam ediyor.

Çalıştayın ikinci oturumunda Êzidî Koordinasyonu’ndan Fevzi Çoli’nin moderatörlüğünde “Ortadoğu’da toplumsal değerler ve eşit yaşam” konulu panel düzenlendi.

Panelde konuşan CİK Şura Üyesi Hatice Turhallı,  Ortadoğu ve Kurdistan’da Siyasal İslam anlayışının yarattığı tahribatlar sonucu farklı inanç ve kimliklerin bir arada yaşama sorunu ortaya çıktığını; İran’da Şia, Türkiye’de Türk İslam Sentezi, Suudi Arabistan’da Selefilik ve DAİŞ halifeliği şeklinde gelişen tekçi din anlayışın bu sorunların temelini oluşturduğunu söyledi. Hatice Turhallı, bu anlayışların Kürtleri dışladığına ve Kürt toplumun farklı inançlarının tümümü hedef aldığına dikkat çekti.  

DOĞAL YAŞAM, AHLAK VE PAYLAŞIM TÜM İNANÇLARIN TEMELİ

FEDA Eş Başkanı Demir Çelik ise Kürt toplumun farklı inançlarının bir arada olmasının ve ortak bir yaşam arzulamasının sevindirici olduğunu kaydederek, “ Bu, Özgürlük Hareketi ve önderliğinin sayesindedir. Özgürlük için canını feda eden kahramanların sayesindedir” dedi. İnsanların doğal yaşamının yerine kapitalist sisteminin anlayışını öngören ve gözeten bir anlayışın inşa edildiğine dikkat çeken Çelik, “Bu sisteme alternatif ve doğal yaşamın özgünlüklerine ve ahlakına dönmek için 3 esas var. Doğal yaşam, ahlak ve paylaşım. Bunlar tüm inançlar için temeldir” dedi.

Dr. Xelil Xalti ise Şengal ve Kurdistan’ın dört parçasında savaşan özgürlük savaşçıları selamlayarak, “Yüzlerce yıllık tarihimizde toprağımızı işgal eden devletler nasıl bizi birbirimize düşürdü? Nasıl bir sistem kurdular ki Kürt toplumunu birbirine düşman yaptılar? Bunun temelini nasıl oluşturdular? Bunu nasıl düzeltebiliriz” sorusunu yöneltti.  

Kurdistan coğrafyasının insanlık tarihinin beşiği olduğunu ve birçok kavmin geçmişinin Kurdistan’a dayadığını dile getiren Xalti, Kurdistan’ın tarihsel zenginliğinin bütün halklar için örnek olduğunun altını çizdi. Xalti, Kurdistan’daki yer altı ve yer üstü zenginliklerinin dört işgal devleti ayakta tuttuğuna işaret ederek, Kürtleri inançsal ve toplumsal olarak birbirine düşüren sömürgeci anlayışın bu şekilde coğrafyayı talan ettiğini söyledi.

İNANÇLI BİREYLER YAŞAMINI DEMOKRASİ ÇERÇEVESİNE OTURTMALI

FEDA Üyesi Handan Mutlu moderatörlüğünde yürütülen “Demokratik İnanç” konulu panelde ise, ilk sözü Avrupa Êzidi Toplumu Koordinasyonu adına Ali Atalan aldı. İnanç ve demokrasi nasıl bir arada yaşar konusuna değinen Ali Atalay, insanlık tarihinde demokrasi ve inanç bir arada yaşayabilir mi tartışmasına dikkat çekti. İnancın demokrasiye ihtiyaç duymayabildiğine değinen Atalan, ancak inançlı bireyin demokrasiye ihtiyaç duyduğunu ve demokrasiye göre yaşaması gerekliliğini vurguladı. Atalay, “İnançlı bir insan demokratik bir toplumda nasıl yaşar, farklı ve inanmayan insanlara karşı hoşgörü anlayışını nasıl ortaya koyar, ortak yaşamı nasıl kurar; bu bizim için önemlidir” dedi.

FEDA adına konuşan Songül Morgül Tarhan, Kurdistan’daki farklı inançların ortak bir paydada buluşmasına öncülük eden Türk devleti suikastı ile katledilen Özgürlük Hareketin öncü kadrolarından Zekî Şengalî, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü kadrolarından Aysel Doğan ve yaşamını yitiren HDP Eski Milletvekili Prof. Dr. Kadri Yıldırım’ı anarak, bu öncülerin Kurdistan’ın inanç renkliliğinin bir arada yaşaması ve inanç özgünlüğünün ortaya çıkması için sarf ettikleri emeklerinden bahsetti.

Son panelist CİK Üyesi Hatice Kavran ise İslam’da Kur’an’ın referans alınması, yöneticilerin Kur’an’daki adalet, emanet, liyakat, ehliyet ve ıslahatı esas alması gerektiğini ancak hiçbir İslam ülkesinin yöneticilerinin esas alınmadığına değindi.