GÖRÜNTÜLÜ

Dünyayı Yeniden Düşünmek: Kürtler kazanırsa Ortadoğu barış süreci ilerler

Berlin’de düzenlenen konferansın ikinci gününde konuşan PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah, Ortadoğu’da yaşanan krize işaret ederek, burada çözümün Kürtlerin haklarına kavuşmasıyla mümkün olabileceğini vurguladı.

Almanya’nın başkenti Berlin’de KURD-AKAD ve Civaka Azad’ın organizesiyle gerçekleştirilen “Dünyayı Yeniden Düşünmek: Zorluklar, Geçişler ve Kürt Perspektifleri” adlı konferans, ikinci günün ardından sona erdi.

Konferansın ikinci gününde “Almanya, Türkiye ve Kürtler” ve “Farklı Bir Dünya Düzeni: Yeni Dürtüler ve Perspektifler” başlıklı iki panel düzenlendi.  Sabah saatlerinde iki oturumdan oluşan “Almanya, Türkiye ve Kürtler” panelinin ilk oturumunda Kürtlerin Almanya’ya gelişini, örgütlenmesini ve karşılaştıkları güçlükleri Prof. Kenan Engin ve aktivist Yılmaz Peşkevin Kaba değerlendirdi.

Gazeteci Susana Santina moderatörlüğünde düzenlenen birinci oturumda Berlin Akkon Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Prof. Kenan Engin, “Almanya'da 100 Yılı Aşkın Kürt Göçü: Genel Bir Bakış” konusunu anlattı. Almanya’daki Kürt diasporasının oluşumunu anlatan Prof. Kenan Engin, Kürtlerin, Kurdistan’ın farklı parçalarından ilk olarak işçi göçü ile Almanya’ya geldiğini belirtti. Engin, Almanya’da Kürt kimliğinin oluşumunda Kürt kurumlarının önemli olduğunu söyledi.

İnsan hakları aktivisti Yılmaz Kaba ise, “Almanya ve Kürt Sorunu: Anlatılar ve Gerçekler” başlıklı sunumunda Almanya ve Kürt sorununa odaklandı. Kaba, Almanya’nın Türkiye ile ilişkileri nedeniyle Türkiye’ye silah sattığını, bu silahların ise Rojava, Başûr ve Bakur’da Kürtlere karşı kullanıldığını belirtti.

ERDOĞAN ÇÖZÜM SÜRECİNİ KENDİ ÇIKARLARI İÇİN KULLANDI

Panelin ikinci oturumunda HDP Eski Eş Genel Başkanı Prof. Mithat Sancar, “Türkiye'de Demokrasi: Restitutio Ad Integrum (Orijinal durumunda restorasyon) ya da  yeni bir başlangıç” başlığını değerlendirdi. Türkiye’nin anti-demokratik bir sistem üzerine inşa edildiğini belirten Prof. Sancar, “2015 yılı çok önemli bir yıldı. Çünkü o zaman Erdoğan, Kürtlerle bir barış süreci yürütüyordu. Erdoğan bu süreci kendi iktidarı için bir enstrüman olarak kullanıyordu. HDP ise  Kürt meselesinin çözümü ile Türkiye demokrasisi arasında çok önemli bir bağ olduğunu düşünüyordu. Erdoğan barış sürecinde düzenlenen seçimde istediği oyu alamadı. Ayrıca Kürtlerin Rojava’da özerk yönetime kavuşmaları da onu rahatsız etti” diyerek Erdoğan’ın neden savaş siyasetine yöneldiğini anlattı. Kendi partisinin ise isim değiştirmesine rağmen aynı ilkeleri savunduğunu belirten Mithat Sancar, “Bugün HDP’nin yerini fiziksel olarak DEM Parti almış olsa da 2012’den beri prensip olarak aynı paradigma ile hareket edilmektedir. Bu da Kürt meselesinde demokratik çözümü talep eder” dedi.

KÜRTLER TÜRK-ALMAN ÇIKARLARINA KURBAN EDİLİYOR

 Dr. Hüseyin Çiçek, “İlkelere karşı çıkarlar-Alman dış politikasının parametreleri” başlıklı sunumunda, Almanya’nın dış politikasının belirlenmesinde NATO ve AB’nin belirleyici olduğunu söyledi. Çiçek, “Almanya anti-demokratik ülkelerle ilişkilerinde ülkelerin sistemine bakmaz” dedi.

Türk- Alman ilişkilerinin Almanya’da yaşayan Kürtlere etkisine odaklanan MAF-MAD Üyesi Dilan Akdoğan ise, Kürtlerin Alman-Türk ilişkileri arasında çıkarlara kurban edildiğini söyledi. Ali Kaya dosyasında Alman devletinin Kürt yayınevini kapattığını hatırlatan Dilan Akdoğan, gazetelerin, yayınevinin ve Kürt kurumlarının yasaklandığını aktardı. “Kürtler Almanya’da sağcı siyasetin kriminalizasyonuna maruz kalıyor. Politik olarak aktif Kürtler ifade özgürlüğü, dernek kurma ve örgütlenme özgürlüğü hakkını kullanırken PKK yasağı nedeniyle engellerle karşılaşıyor. Kürtlere yönelik bir başka kriminalizasyon politikasının etkisi, de iltica sürecinde Kürtlere olan yaklaşımdır. Oturumları ya engelleniyor, ya ellerinden alınıyor ya da bulundukları kenti terk etmeme cezası ile karşı karşıya kalıyorlar. Almanya Kürtlere karşı kriminalizasyon politikasını izlerken PKK yasağını gerekçe yapıyor. PKK yasağını ise, ‘PKK, Almanya çıkarlarını tehlikeye atıyor’, ‘PKK burada geçerli olan ceza kanununu ihlal ediyor’, ‘PKK iç güvenliği ve kamu düzenini tehlikeye atıyor’ gibi gerekçelerle açıklıyor. Bu yasak, Tansu Çiller’in Türkiye’de iktidarda olduğu dönemde geldi. Ancak Almanya’da PKK’nin hiçbir faaliyeti bulunmuyor. Almanya’da yaşayan Kürtlerin ifade ve örgütlenme özgürlüğünü kullanması engelleniyor.

KÜRT KADIN HAREKETİ İLHAM KAYNAĞI OLDU

Konferansın son paneli ise “Farklı bir dünya düzeni: Yeni dürtüler ve perspektifler” başlığıyla organize edildi. Moderasyonu Almanya Gießen Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Christine Löw tarafından yapılan panelde, Almanya Berghof Vakfı Kıdemli Danışman Veronique Dudouet “Yeni Düzen: Barış Stratejisi - Direniş ve Direnç” konusunu yorumladı. Barış ve pozitif barış temasına odaklanan Veronique Duduet, Güney Afrika, Kolombiya’da kadın öncülüklü mücadele örneklerini sıraladıktan sonra, “elbetteki Kürt Kadın Hareketi bu konuda ilham kaynağı oldu” diyerek, Kürt Kadın Hareketinin feminist mücadeleye etkisini aktardı.

Veronique Duduet, Ortadoğu’da birçok barış süreçlerinin yaşandığını, “PKK ve Türk devleti arasında maalesef olumsuz sonuçlanan barış görüşmeleri; Suriye için Astana ve Cenevre görüşmeleri; İsrail ve Filistin arasındaki Oslo görüşmeleri” gibi süreçleri örnek verdi. Barış süreçlerinin elitist veya somutlaştıcı olabileceğini belirten Veronique Duduet, Ortadoğu’daki barış süreçlerinde jeopolitikanın etkili olduğunu belirtti. Türkiye ile PKK arasındaki görüşmelere ilişkin ise, “Hükümet kendini güvenceye aldı ancak diğer tarafta yer alanların herhangi bir güvencesi söz konusu olmadı” ifadesini kullandı.

JIN JIYAN AZADÎ SADECE KÜRTLER İÇİN DEĞİL

Kürt Akademisyenler Ağı (Kurd-Akad) Üyesi Dr. Dersim Dağdeviren, “Anlık Çözümden Daimi Çözüme: Jin, Jiyan ve Azadî Perspektifi” başlıklı sunumu yaptı. Dersim Dağdeviren, ulus devlet, “sömürgecilik, erkek iktidarı arasındaki ilişkiye karşı Jin (kadın-ilk sömürge), Jiyan (yaşam, devrim), Azadî (özgürlük) ancak toplumun özgürlüğüdür. Bu, demokratik modernitenin konseptidir.  Demokratik konfederalizm ahlaki politik topluma dayanır, ekolojik toplum ve kadın özgürlüğünü esas alır. Bunun karşısında ise monopoliye dayanan kapitalizm, endüstriyalizm ve ulus-devletçilik bulunur. Bu çözümün (demokratik konfederalizm) en önemli özelliği, sadece Kürtler, Kürtlük ya da Kurdistan için olmamasıdır. Jin Jiyan Azadî örneğinde olduğu gibi 2006’da İstanbul’da kadınlar yürüyüş düzenledi ve bu sloganı seslendirdi. Aynı biçimde Almanya’da Kürt kadınlarının organize ettiği yürüyüşlerde de bu slogan atıldı. Aynı biçimde Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Jin Jiyan Azadî’yi temel maddesi olarak kabul etti.”

ORTADOĞU’DA ÇÖZÜM KÜRTLERİN HAKLARINA KAVUŞMASIYLA MÜMKÜN

PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah ise, “Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi: Bölgesel Model -Uluslararası Seçenek” olarak özerk yönetimin mevcut sisteme bir model olabileceğini anlattı.

Asya Abdullah, “İçinde bulunduğumuz dönemde çok farklı perspektifler, yaklaşımlar bulunuyor. Bizler de çok farklı bakış açılarını okuyarak kendi perspektifimizi paylaşmalıyız. Artık var olan sorunları iki taraflı bir sorun olarak yorumlayamayız. Özellikle Kürtler ve Kurdistan’a ilişkin konuştuğumuzda yapılan anlaşmalar, sadece Kurdistan’ı işgal edenlerin anlaşmaları değildi. Kurdistan hakkında yapılan anlaşmalar uluslararası anlaşmalardır. Bu anlaşmalar uluslararası güçler ve bölgesel güçler tarafından Kurdistan üzerinde uygulandı. Lozan Antlaşması uluslararası bir anlaşmaydı. 1999’da Kürt Halk Önderi Rêber Apo’ya yönelik ve Kürt halkına yönelik uluslararası komplo devletlerarası bir anlaşma idi. Sadece Kurdistan’ı işgal eden güçlerin işi değildi. 2018’de Efrîn’in işgali, 2019’da Girê Spî ve Serêkaniyê’nin işgali sadece Türk devleti tarafından gerçekleşmedi. Yine bir anlaşma vardı ve bazı güçler bu anlaşmanın ayağı oldular.”

Asya Abdullah, Kürt sorununun sadece Kürtlerin meselesi olmadığını belirterek, “Kürt sorunu varlık sorunudur, kimlik sorunudur. Bu nedenle nerede bir gelişme olursa Kürt toplumu etkileniyor. Nerede kayıp yaşanırsa tüm Kürt toplumunu, mücadelesini etkiliyor. Bu nedenle içinde yaşadığımız çağda Kürt toplumun ortak mücadelesi, ulusal ittifakı, stratejik bir çalışmadır; ki Kurdistan’da sürdürülen soykırım siyasetine karşı mücadele edebilelim.”

Ortadoğu’da yaşanan krize değinen Asya Abdullah, çözümün Kürtlerin haklarına kavuşmasıyla mümkün olabileceğini belirtti.

Panelin son konuşmacısı KNK Dış İlişkiler Komitesi Sözcüsü Nilüfer Koç ise, “Gordion Düğümünü Kırmak: Kürt Sorununun Çözümü - Almanya’nın Beklentileri”ni anlattı. Nilüfer Koç “Kürt sorunu sadece Kürtlerin sorunu değildir dedi. Kürt sorununun çözümünde Türk devletinin militarizasyonuna vurgu yapan Nilüfer Koç, Türk devletinin Başûrê Kurdistan’ı işgalinin enerji koridoruna sahip olma dürtüsünün sonucu olduğunu belirtti.