Düsseldorf’ta oturma eyleminde 4. gününde

Almanya’nın Düsseldorf kentinde ‘Abdulllah Öcalan’a özgürlük’ talebiyle başlatılan oturma eylemi 4. gününde sürüyor.

Almanya'nın Kuzey Ren Vestfilya (NRW) Eyaleti'nin başkenti Düsseldorf’ta Pazartesi günü başlayan oturma eylemi bugün de saat 12.00’de Cornaliusplatz’da devam etti. Saygı duruşuyla başlayan eylemde ilk olarak KON MED’in bildirisi okundu. Bugünkü eyleme Dortmund ve Bonn’da yaşayan Kürdistanlılar katıldı. Ayrıca ADKH ve MLKP üyeleri de eyleme destek verdi. Eylemde Öcalan’ın düşüncelerinden oluşan derlemeler okundu, ayrıca Almanca broşürler dağıtıldı. 

Eylemde PDSK (Suriye Kürdistanı Demokrat Partisi) Temsilcisi Bawe Narin bir konuşma yaptı. Bawe Narin, Kürdistan’da tarih boyunca birçok ayaklanma ve isyan yaşandığını ancak Abdullah Öcalan’ın önderlik ettiği hareketin 40 yıldır farklı bir çizgiyle mücadeleyi kesintisiz sürdürdüğüne dikkat çekti. Öcalan’ın ortaya koyduğu paradigmanın net olarak Rojava’da tüm dünyaya model olduğunu belirtti. 

İZOLASYON ULUSLARARASI BİR POLİTİKADIR

Daha sonra  söz alan ATİK Eşbaşkanı Süleyman Gürcan da şöyle konuştu: 

“Abdullah Öcalan çok özel bir izolasyonda tutuluyor. Bu uluslarası hukuka da aykırı. Bu sadece Türk devletinin bir politikası değil uluslararası bir politikadır. Almanya’nın özel bir politikası var. Türk devletinin Garê saldırısı öncesi Almanya’ya temsilcilerini gönderip onay istemesi dikkat çekicidir. İzolasyon politikası Almanya’nın uyguladığı ve Türkiye’de de politik tutsaklara uygulanmasını sağladığı bir politikadır. Tüm politik tutsaklara özgürlük istiyoruz.”

AVRUPA BU SİSTEME DESTEK VERMEMELİ

Oturma eyleminde bir seminer veren HDP eski Milletvekili Tuba Hezer de, “Öyle şanslı bir toplumuz ki bugün dünyaya alternatif bir yaşam sunan Önderliğin izindeyiz. Önderliğimizin direnişi uluslarası komployu boşa çıkardığı ve tüm düşünceleri evrenselleştiği için böyle ağır bir tecrit uygulanıyor. Ama bu hedefleri de boşa çıktı.

Türk devletinin son Garê saldırısı kendi askerlerine neler yaptıkları nasıl bir zihniyete sahip olduklarını göstermiştir. Bugün cezaevleri Kürtlerle sosyalist demokrat insanlarla öğrencilerle dolu. Zulüm bu derece ağırdır” dedi.

Avrupa’nın politikalarına tepki gösteren Hezer konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“Her şeyde endişe duyuyorlar. Faşizmin düzeyi şu anda endişe düzeyi midir? Büyük bir soykırım var. HDP’ye saldırı neyse bugün Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit de aynıdır. Açlık grevleri aynı politikanın sonuçlarıdır. Açlık grevleri 90 günü aştı. Artık tutumunuzu netleştirin. Şunu bilmeniz lazım ellerinde sadece hukuksuzluk yok etme politikası var. Biz yok olursa var olacaklarını sanıyorlar. Soykırım çağrısı yapıyorlar. Avrupa bu sisteme destek vermemeli.”

TÜM İNSANLIK ABDULLAH ÖCALAN'A BORÇLU

Tüm dünyayı tehdit eden DAİŞ belasının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirleriyle yürüyen bir mücadele sonucu geriletildiğini belirten Tuba Hezer, tüm insanlığın Abdullah Öcalan’a borçlu olduğunu söyledi. Avrupa çapında yürütülen kampanyalara da dikkat çeken Hezer, “Bugün Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için bir kampanya yürütülüyor. Yine kadın hareketinin yürüttüğü ‘Diktatör yargılansın’ kampanyası var. Eminim ki bir gün diktatör Kürt kadınlarının eliyle yargılanacak” dedi. 

Eylemde MLKP temsilcisi Şafak Deniz İldan konuşma yaptı. İldan, Dresden’de bedenini ateşe veren Halil Şen ve Temmuz ayında Kandıra Cezaevinde tecride karşı bedenini ateşe veren tutsak ile Gare şehitlerini andı. Birlikte mücadeleyi yükseltme çağrısı yaptı. 

Eylemde saat 15.00’ten itibaren kültürel programa geçildi. TEV-ÇAND sanatçıları Roni Erez ve Narinxan stranlarıyla renk kattı.