Anna Irma Battino imzalı tam sayfa haber şu ifadelerle başlıyor: “Adı Türkiye'de iyi biliniyor, ancak dünyanın geri kalanı için büyük ölçüde bir gizem olmaya devam ediyor. Birçok Kürt için bir kahraman, Türklerin çoğunluğu için ise bir suçlu. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için ise 'bir numaralı düşman'. Adı Abdullah Öcalan, 1970'lerin sonunda ortaya çıkan siyasi bir oluşum olan Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) kurucusu ve başkanı.”

Abdullah Öcalan’ın “gerçek bir siyasi ve entelektüel devrim vaaz eden bir hareketin lideri” olduğunu yazan gazete, komplo ve esaret altına alınma sürecini de hatırlattı.

Gazete bu süreci şöyle özetledi: “15 Şubat 1999'da PKK'nin kurucusu Abdullah Öcalan Nairobi'de yakalandı. Ancak İmralı Cezaevi'ndeki tecrit yetmedi: Hücresinden devrim başlattı.”

TECRİDE GRAMSCI GİBİ YANIT VERDİ

25 yıl önce acımasız bir tecridin başladığını kaydeden gazete, “Abdullah Öcalan hala Türkiye'deki bir hapishanede tek mahkum olarak gece gündüz gözetim altında tutuluyor. Kendisi Marmara Denizi açıklarında, İmralı adasında bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.

Haberde şu değerlendirme dikkat çekiyor: “Halkının ona verdiği isimle 'Başkan Apo' için Türk yetkililer bir hücrenin onu unutturacağını umuyordu. Ancak Öcalan tecridine Antonio Gramsci'nin İtalyan faşizminin hapishanesinde kullandığı silahlarla karşılık verdi: çalışma, araştırma, eleştiri ve özeleştiri.”

Gazete Demokratik Mondernite Akademisi’nden Ali Çiçek ve Abdullah Öcalan’a Özgürlük-Kürdistan’a Barış isimli uluslararası girişimin sözcülerinden Havin Gneşer’in ifadelerine de yer verdi.

BİRÇOK HALK İÇİN LİDER

Gazete şu yorumlarda bulundu: “Öcalan bugün sadece Kürtler için değil, Ortadoğu'da kendi kaderini tayin etmek için mücadele eden pek çok halk için bir liderdir. Bunu düşünceleri, kavramları ve nihayetinde Suriye'nin kuzeydoğusundaki Rojava'da, Batı Kürdistan'da gerçekleştirdiği devrimle yaptı. Suriye'den bir parti lideri olarak ayrıldı ve özgür, çok etnikli, çok dinli ve demokratik bir toplumun öncüsü olarak  'üçüncü yol' ile bir düşünür olarak geri döndü.

Çeyrek asırlık İmralı yılları, aslında bir barış elçisi olarak ortaya çıkan ve bunu 'insan eliyle inşa edilenin yine insan eliyle değiştirilebileceğini' iddia eden samimi sözlerle yapan Öcalan'ın dayanıklılığıdır.

Enkazın altında, beslenmesi gereken bir umut yeşermeye başladı bile: dayanışma ve yaşamı yeniden, özgür bir yaşamı inşa etmek için kendini örgütleme ihtiyacı.”

Gazete son olarak 17 Şubat günü Roma’da saat 14.30’da, Milano’da 15.00’te Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm talepleriyle yürüyüşler yapılacağını da duyurdu.