Kampanya Grubu, Strasbourg Valiliği’ni ve polisini sert dille kınadı

Özgürlük Kazanacaktır, Öcalan İçin Harekete Geç Kampanya Grubu, Fransa polisinin Strasbourg’daki eylemcilere saldırısını ve saldırı kararını veren Strasbourg Valiliğini sert bir dille kınadı, kampanyayı daha da büyüteceklerini söyledi.

Özgürlük Kazanacaktır, Öcalan İçin Harekete Geç Kampanya Grubu, saldırı kararını veren Strasbourg Valiliğini ve Fransa polisinin Cumartesi günü eylemcilere yönelik saldırısını yaptığı yazılı bir açıklamayla kınadı.

Kürt halkının ve dostlarının Avrupa Konseyi önünde gerçekleştirdiği mitingden sonra yaşananların İmralı rejiminde Fransa’nın rolünü gösterdiği belirtilen açıklamada, “Kampanyamız, Avrupa Konseyi başta olmak üzere uluslar arası kuruluşların kararlarını uygulamaları ve Önderliğimiz üzerindeki tecridin kaldırılarak, fiziki özgürlüğünün sağlanması mücadelesini yükseltecektir” vurgusu yapıldı.

Kampanya Grubu’nun açıklaması şöyle:

23 YILDIR SÜREN TECRİT VE ULUSLAR ARASI HUKUKSUZLUK

“Uluslar arası Komplo’nun 23. yılında Önder Apo üzerinde mutlaklaşan tecrit 23 yıldır devam ediyor. Halkımız Uluslar arası Komplo’nun ilk yılından itibaren, Önderliğinin özgürlüğünün sağlanması ve üzerindeki tecridin kaldırılması amacıyla her yerde düzenledikleri eylemlerle direniştedir. Kuşkusuz halkımız direnişin mayasını 23 yıldır İmralı İşkence Sistemi’nde uluslar arası komployu direnişiyle boşa çıkaran Önder Apo’dan almaktadır.

İmralı Adası her ne kadar Türk devletine bağlı bir yer olsa da, uluslar arası rejimle yönetilerek ve uluslar arası hukuksuzluk alanına dönüştürülmüştür. Türk devletine verilen görev ise “gardiyanlıktır”. Önder Apo ve halkımızın 23 yıllık direnişi, İmralı rejiminin planlayıcısı ve uygulayıcısı olan tüm bu güçleri açığa çıkarmıştır.

Bu bağlamda halkımız ve dostlarımızın güçlü katılımıyla 2 Ekim tarihinde Fransa’nın Strasbourg kentinde, Avrupa Konseyi önünde “Özgürlük Kazanacaktır – Öcalan İçin Harekete Geç” sloganıyla gerçekleştirdiğimiz miting sonrası yaşananlar, İmralı rejiminde Fransa devletinin rolünü göstermiştir.

Bu mitingde halkımız ve dostlarımız yıllardır gerçekleştirdikleri eylemler sonucu İmralı İşkence Sistemi’ndeki ihlalleri raporlayıp düzeltilmesi noktasında sözler veren, sonrasında sorumluluk ve sözlerini yerine getirmeyen Avrupa Konseyi ve CPT başta olmak üzere uluslar arası kurumların siyasi nedenlerden dolayı Önder Apo’ya dayatılan bu hukuksuzluğa göz yumduklarını belirtmişlerdir.  Çok açıktır ki siyasal hesaplar nedeniyle Avrupa Konseyi icra organı olan Bakanlar Komitesi, kendi mekanizmalarını çalıştırmayarak hukuklarını bile ihlal etmektedirler.

AVRUPA KONSEYİ İMRALI SİSTEMİNİN PARÇASIDIR

Kamuoyunun yakından bildiği gibi, CPT 5 Ağustos 2020 tarihinde yayınladığı İmralı Raporu’nda, açık bir şekilde İmralı’daki tutukluluk şartlarının kabul edilmez olduğunu ve değişmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu rapora dayanarak Avrupa Konseyi yasama organı olan Parlamenterler Meclisi de 23 Ekim 2020’de Türkiye’ye CPT’nin belirtiklerini yerine getirmesini karara bağlamıştır.

Prosedür gereği Bakanlar Komitesi, Parlamenterler Meclisi kararlarının uygulanmasının icra organıdır. Ancak geçen bu bir yıllık süreçte Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği ve Bakanlar Komitesi, Türk devletine herhangi bir yaptırımda bulunmadığı gibi sessiz kalarak, Erdoğan rejiminin İmralı’da uluslar arası hukuk ihlalini sürdürmesine göz yummuşlardır. Avrupa Konseyi gibi kurumların bu suç karşısındaki sessizliği ve kendi mekanizmalarını ihlal etmesi, İmralı rejiminin bizzat parçaları olduklarını göstermektedir.

Bu gerçeklikten hareketle Önder Apo’ya Özgürlük İnisiyatifimiz, “Dem Dema Azadiyê ye” hamlesi kapsamında “Özgürlük Kazanacaktır - Öcalan İçin Harekete Geç” adıyla kampanya başlatmıştır.

Fransa’nın Strasbourg kentinde bulunan Avrupa Konseyi önünde görkemli bir mitingle başlatılan kampanyada Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi şu talepleri dile getirmiştir:

  1. Abdullah Öcalan ve İmralı’daki diğer tutukluların CPT, avukat ve aileleriyle görüşmelerinin derhal sağlanması ve tecrit uygulamalarının sonlandırılması,
  2. AİHM, Avrupa Konseyi ve BM’nin, mevcut gözaltı rejiminin BM Siyasi Tutuklulara Uygulanacak Muameleye İlişkin Asgari Standart Kuralları’na (Nelson Mandela Kuralları) aykırı olması nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulaması,
  3. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin icra yetkisinin sağladığı yaptırım gücünü kullanarak, Öcalan'ın özgürlüğünü amaçlayan siyasi adımları acilen atması,

STRASBOURG VALİLİĞİNİN SİYASİ KARARIYLA SALDIRI YAPILMIŞTIR

Görkemli geçen ve net taleplerin dile getirildiği miting sonrasında ise Kürdistanlı yurtseverler ve dostları sivil itaatsizlik haklarını kullanarak, çadır köyü komünü eylemi başlatmışlardır. Kurulan çadır köy komünüyle, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için sivil hukuka dayanan haklar çerçevesinde siyasi-toplumsal bir etkinlik süreci başlatmak istenmiştir.

Strasbourg Valiliği kadın, çocuk ve yaşlı insanlarımızın da içerisinde yer aldığı halkımızın ve dostlarımızın bu barışçıl ve sivil yasal hakkına siyasi bir karar sonucu özel kuvvetlerle vahşice saldırmıştır. Bu saldırıda göz yaşartıcı gaz kullanılmış, insanlar coplanmış ve yerlerde sürüklenmişlerdir. Sebepsiz yere insanlarımız gözaltına alınmıştır.

Tüm bu saldırılara karşı halkımız ve dostlarımız direnişlerinden taviz vermeyerek, Önder Apo’nun ancak direnişle özgürleştirileceğini ortaya koymuştur.

MÜCADELEMİZİ DAHA DA YÜKSELTECEĞİZ

Önder Apo’ya Özgürlük İnisiyatifi ve Özgürlük Kazanacaktır, Öcalan İçin Harekete Geç Kampanyası yürütücüleri olarak, dün Strasbourg’da halkımıza ve dostlarımıza yapılan bu vahşi ve gayri hukuki saldırıyı en sert biçiminde kınıyor, halkımızın kararlı ve iradi direnişini selamlıyoruz.

“Özgürlük Kazanacaktır - Öcalan İçin Harekete Geç” kampanyamız, önümüzdeki süreçte daha geniş ve kapsamlı çalışmalarla devam edecektir. Kampanyamız, Avrupa Konseyi başta olmak üzere uluslar arası kuruluşların kararlarını uygulamaları ve Önderliğimiz üzerindeki tecridin kaldırılarak fiziki özgürlüğünün sağlanması mücadelesini yükseltecektir.