Yazılı bir açıklama ile 2 Ekim’de Strasbourg’daki Komün Köy eylemine polisin saldırısını “sert bir şekilde” kınayan KCDK-E Eşbaşkanlık Divanı, tecridin kaldırılması ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için her yerde mücadeleyi yükselteceklerini vurguladı.
KCDK-E’nin açıklaması şöyle:
“Önder Apo’ya karşı 23 yıl önce komployu gerçekleştiren güçler Önder Apo ve Kürt özgürlük mücadelesini tasfiye etmeyi amaçlıyorlardı. Başta Rêber Öcalan direnişi olmak üzere halkımız ve dostlarımızın gerçekleştirdiği direnişle tamamı olmasa da komployu önemli oranda boşa çıkardılar. Başarılı olamayan bu güçler komployu güncelleyerek sürdürmeye çalışıyorlar. AKP-MHP devleti geliştirdiği çökertme planı çerçevesinde Kürdistan’da geliştirdiği katliam ve işgal politikalarında, İmralı’daki tecritti ve işkence sistemi bu güçlerin desteği ve ortaklaşmasıyla yürütmektedir.
En son uluslararası hukuku ve insanlık değerlerini ayaklar altına alan politikalarını daha da ileri götürerek Kürdistan özgürlük gerillasına karşı kimyasal silahları kullanan soykırımcı Türk devleti uluslararası kurumların ve güçlerin sessizliğinden cesaret alarak gerçekleştirmektedir.
Tüm bu kirli planları ve politikaları geçen yıl 12 Eylül’de Kürdistan halkı ve dostları ortaklaşa başlattıkları ‘Dem Dema Azadiyê ye’, Şimdi Öcalan’a Özgürlük hamlesiyle önemli oranda boşa çıkarmıştır.
2 Ekim’de Strasburg’da İngiliz ve Fransız sendikaları, Fransa’nın önemli sivil toplum örgütü MRAP, Arap halkların kurumu ve demokratik güç birliği gibi katıldığı organizasyonda bir çok ülkedeki aydınların, akademisyenlerin, kadın, çevre örgütlerin yer aldığı Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’nin düzenlediği miting ‘Dem Dema Azadiyê ye’ hamlesinin 2. Aşamasının ilanı ve taleplerini görkemli bir şekilde dile getirdiği gibi, Önder Öcalan’ı Kürt halk önderliğinden demokratik konfederalizmin önderliği haline getirerek, demokrasi ve özgürlük önderliği olarak uluslararasılaştırmıştır.
İtalya, İngiltere ve Fransa ve daha birçok yerden katılımcı ve saygın konuşmacıların olduğu mitingde Kürt halkı ve dostlarının talepleri; 23 yıldır süren tecrit son bulsun, uluslararası hukuk işletilsin ve CPT derhal görevini yapsın. Konseyin Reber Apo için aldığı kararı hayata geçirsin. Türk devletine yaptırım uygulanması. AİHM, Avrupa Konseyi ve BM’nin Türkiye’ye uluslararası sorumluluklarını hatırlatarak gerekirse Türk devletine yaptırım uygulamalıdır. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin icra yetkisinin sağladığı yaptırım gücünü kullanarak, Önder Öcalan’ın özgürlüğünü amaçlayan siyasi adımları acilen atmalıdır.
2 Ekim’de Strasburg’da Öcalan’a Özgürlük inisiyatifinin düzenlediği Özgürlük kazanacak ve Öcalan için harekete geç Kampanyasının ilanı ve taleplerini dile getirdikleri miting görkemli bir şekilde gerçekleşti. Bu görkemli mitingi organize eden ve katılan herkesi selamlar ve kutluyoruz
Mitingin ardından Arnold Meydanı’nda Kürdistanlılar ve dostları taleplerini duyurmak ve ilgili kurumları harekete geçirmek için sivil itaatsizlik haklarını kullanarak çadır köy komünü eylemini başlattılar. Çadır köydeki çok sayıda yaşlı, genç ve kadın Strasburg polisinin acımasızız şiddeti ve saldırılarıyla karşılaşmıştır. Eylemciler yerlerde sürüklendi, şiddete uğradılar ve göz yaşartıcı gazlarla işkence gördüler. Kurulan çadırlar parçalandı, şahsi eşyalar darmadağın edildi. Bu saldırılarla Strasburg valisi ve polisi DAİŞ zihniyetli Erdoğan’ın kirli politikalarına güç vermiştir.
‘Özgürlük Kazanacaktır – Öcalan İçin Harekete Geç’ İnisiyatifinin düzenlediği çadır köyü komününe yaptığı utanç verici saldırı nedeniyle derhal kamuoyuna açıklama yapmaya, Kürt halkı ve dostlarından özür dilemeye çağırıyoruz.
Bilinmelidir ki ne Türk devletinin terör saldırıları ne Avrupa devletlerinin sessizlikleri Kürt halkı ve dostlarının haklı mücadelesinden ve kararlılığından vazgeçiremeyecektir.
Strasburg’da halkımıza ve dostlarımıza yapılan bu vahşi ve gayri hukuki saldırıyı en sert biçiminde kınıyoruz. Halkımızın kararlı ve iradi direnişini de selamlıyoruz.
‘Özgürlük Kazanacaktır – Öcalan İçin Harekete Geç’ kampanyamız önümüzdeki süreçte daha geniş ve kapsamlı çalışmalarla başta AK olmak üzere, uluslararası kuruluşların kararlarını uygulamaları ve Önderliğimiz üzerindeki tecridin kaldırılarak, fiziki özgürlüğünün sağlanması için mücadelemizi her yerde yükselteceğiz."