Şehit ve Kayıp Aileleri Derneği (KOMAW), Kürdistan’da insanlık suçları işleyen Türk devletini, yaptığı yazılı açıklamayla kınadı, Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere uluslar arası bütün hümaniter kurum ve kuruluşlara seyirci kalmamaları yönünde çağrıda bulundu.

KOMAW’ın açıklaması şöyle:  

“Türk Devleti, dünyanın gözü önünde Kürdistan’da alenen insanlık suçu işliyor. Kürt halkına karşı dört parçada uyguladığı katliamcı saldırıları, modern tekniğe dayalı tüm konvansiyonel silahlarla sürdürdüğü bilinen bir gerçektir.

Bu silahlar yetmiyormuş gibi, şimdi de fark gözetmeksizin tüm halka ve Kürdistan coğrafyasına karşı, kimyasal silahları da yoğunca devreye sokup kullanmaya başlamıştır. Alandan aldığımız bilgilere göre, özellikle Avaşin, Zap ve Metina bölgeleri başta olmak üzere, Güney’de ve Rojava’da, sadece son 1 ayda 157 kez kimyasal gaz kullanmıştır. Çok sayıda ölü ve yaralı vardır.

Dünya belki bilmiyor ya da bilerek bu vahşete sessiz kalıyor. Ancak Kürdistan halkı, bunlara yabancı değil, Türk devletinin barbarlıklarını yakın tarihlerinden de biliyor ve hala unutmamıştır. 1938 Dersim Tertelesinde, çoluk çocuk demeden topyekun fare zehiriyle mağaralarda nasıl vahşice katliama tabi tuttuğu hafızalardan silinmemiştir. Bu itirafı, o zamanın birinci derecede yetkililerinden olan İhsan Sabri Çağlayangil, açıkça ve övünerek söylemektedir.

Biz Şehit Aileleri Kurumu KOMAW olarak, Kürdistan halkından ziyade başta BM olmak üzere uluslar arası hümaniter kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütlerine çağrıda bulunuyoruz. Bu soykırımcı devletin yaptıklarına seyirci ve sessiz kalmamaları gerekir. Bu AKP-MHP yönetimindeki Türk devleti, tarihteki ecdadlarının yaptığı suçları da katlayarak, daha büyük insanlık suçu işlemektedir. Buna karşı sadece sessiz değil, tavırsız kalan devletler, Kürt halkı nezdinde insanlık suçuna ortak sayacaktır.

Bu çağdaş denilen dünyada, bu kadar insanlık suçu işlemeye karşı bigane ve tavırsız kalmanın dünya insanlığı tarafından artık asla kabul görmemesi gerektiği inancındayız.

Biz KOMAW olarak, imkanlarımız ölçüsünde mazlum ve mağdur halkımızla birlikte olacağımızı tekrar tekrar belirtiyoruz.”