Mezopotamya İnançlar Platformu’ndan krizlere alternatif çözümler

Mezopotamya İnançlar Platformu Ortadoğu’da yaşanan krizlerin aşılması ve alternatif çözümler sunmak amacıyla çalıştay düzenledi.

Mezopotamya Dinler ve İnançlar Platformu, Almanya’nın Lohn kentinde inançlar platformu serisinin devamı olarak ‘Ortadoğu’da yaşanan krizlerin aşılması ve çözüm önerileri’ konulu çalıştay düzenledi.

Avrupa Êzidi Toplumu Koordinasyonu merkezinde düzenlenen Çalıştaya Platformu oluşturan kurumların temsilcileri katıldı.

Çalıştayın programında “Ortadoğu’da dogmatizm, devletler tarihinde iktidar ve din”, “ Ortadoğu’da mücadele ve Demokratik Modernite Başlangıcı”, “Ortadoğu’da toplumsal değerler ve eşit yaşam”, “ Demokratik İnanç” başlıklı paneller var.

Çalıştay, Osman Şahin’in moderatörlüğünü yaptığı ‘Ortadoğu’da dogmatizm, devletler tarihinde iktidar ve din’ konulu panel ile başladı. 

FEDA adına Aziz Tunç, Avrupa Êzidi Toplumu Koordinasyonu adına Xanê Aga ve Civaka Îslamîya Kurdistan adına Mele Salih Botî panelist olarak yer aldı.

Panelde konuşan Aziz Tunç, Dinlerin tarihsel gelişiminin toplumsal ihtiyaçları ve topluma hizmet gelişimi ile paralel geliştiğini belirterek, “Din insana özgün bir eylemdir. İnanmak sadece insanın yapabileceği bir eylemdir” dedi.

Tunç, tek tanrılı dinlerin Zerdüştlükten başlayarak, İslamiyet’e kadar hepsi toplumdaki olumsuzluklara karşı mücadele ile başladığını söylerken, “İnsanlığa ait değerleri savunarak güçlendiler. Ancak içinde din iktidar üreten ve buna paralel sorunlar yaratan bir pozisyona sokuldu. İktidarların aparatı haline getirilmeye başlandı” diye ekledi.

“Eğer din kendi çıkış yani özgün koşullarına dönüşmesini sağlandığında olumsuz bir rolde olmayacak” diyen Tunç, düşünmek ve geliştirmenin insana özgü olduğuna dikkat çekti. Tunç, “Dinin kendisi hiçbir koşulda ortaya çıkarken olumsuz bir şey talep etmiyor. Ama iktidarın kullanma biçimi sonucu topluma karşı bir olguya dönüştürmüştür. Dinlerin çıkışı ve gelişimi olumludur” şeklinde konuştu.

Kurdistan İslam Toplumu adına konuşan Mele Salih Boti “ Kutsal kitapların tümü insanlar için gelmiştir” derken, daha sonra din adı altında kandırma dönemi başladığını söyledi.

Boti, “Bugün Ortadoğu da milyonlarca Kürt din adı altında kandırılıyor. Kurdistan dört zalim ve inkârcı devlet tarafından işgal edilmiş. Halkımız kırımlara, asimilasyona tabi tutulurken din adı kullanılıyor. Kürt halkı Nuh Peygamberin kavmidir. Bugün Cudi’yi bombalamak günahtır.  Çünkü Meke, Medine ve Kudüs nasıl kutsalsa Cudi’de o derece kutsaldır. Nuh Peygamberin mekanıdır.  Kürt halkının iki önemli kutsalı var biri Dini ikincisi ulusudur. Buna göre dinimize ve ulusumuza sahip çıkalım” ifadelerini kullandı.

 

Xanê Agal, Ortadoğu toplumunda en önemli sorunun kadın sorunu olduğunu kaydederek, “Yaşam eşit bir şekilde kadın ve erkek üzerinde inşa edilmiştir. İnsanlığın neolitik çağı anne ve kadın çıkışlıdır” diyerek kadının rolüne ve çarpıtılan tarihe dikkat çekti.

Xanê Agal, “Kadının doğaya ve yaşama katkısı inkâr edilmesi ve geri plana atılması herkese kaybettirdi. Kadını bu şekilde nasıl geri attılar. Bu din adına yaptırdılar. Kadını Allah bu şekilde yaratılmış tezi ile bunu yaptılar. Bugün asıl sorun bu. Ortadoğu’da en büyük dogma, kadın inkarıdır” vurgusunda bulundu.

Çalıştay,  ‘Ortadoğu’da mücadele ve Demokratik Modernite Başlangıcı’ konulu panel ile devam etti. Moderatörlüğünü Xatê Geyikçi yaparken, CÎK adına Hafız Turhallı, FEDA adına İmam Canpolat, Avrupa Êzidi Koordinasyonu adına Osman Ergin panelist olarak katıldı.

Panelde konuşan İmam Canpolat, çalıştayın önemine atfen “Düşmanın bizi parçalamasına karşı bir araya gelerek, gücümüzü birleştirerek ve özgür bir yaşam için mücadele etmemiz son derece önemlidir” dedi.

Canpolat konuşmasında, Kapitalist modernitenin Ortadoğu ve Kurdistan’da yarattığı tahribatını anlatarak, bu sistemin komünal yaşamı nasıl ortadan kaldırdığını ve bu karşı yeni modernitenin nasıl yerleştirileceğinden bahsetti. 

İmam Canpolat, tarım ve ekonomik yaşamın başlangıcının Mezopotamya olduğunu belirterek, Kapitalist sistemin Ortadoğu’da geçmişinin yeni olduğunu ve buna alternatif olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği Demokratik Modernitenin önemini örneklerle anlattı.

Avrupa Êzîdi Koordinasyonu adına konuşan Osman Ergin ise Ortadoğu’da insanlık tarihinde ilklerin yaşandığını belirterek, Ortadoğu tarihinin yabancılar tarafından yazıldığını ve bu tarihi değil ancak saklı ve özgün tarihinin ortaya çıkarılması gerektiğinin altını çizdi.

Devlet olgusu başta olmak üzere tarihe geçen birçok anlayışın başlangıcının Ortadoğu olduğuna dikkat çeken Ergin, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ‘Nerede kaybettiysen orada bulursun’ sözünün bu çarpıtılmış tarihinin özgünlüğünü ve doğrusu ortaya koymak için önemli bir anlayışın ortaya koyması için önemli olduğunu söyledi.

Ergin Ortadoğu ve Kurdistan’ın özgün inanç ve tarihinin anlaşılması ve toplumsal yaşama aktarılmasının örneklerinin Kürt Özgürlük Hareketi ve Önderi’nin öncülüğünde Rojava ve Şengal’de yaşama geçirildiğine değindi.

Diğer bir panelist CÎK Genel Başkanı Ahmet Hafız Turhallı ise tarihte sürekli iki anlayışın geliştiğini birinin iktidar diğerinin ise ona itiraz eden anlayış olduğunu belirterek, “İki sistem biri işgalci diğeri ise ona karşı gelen ve itiraz eden düşünce, anlayış ve ideoloji. Buna bazen peygamberler, bazen liderler bazen de liderler öncülük etmiştir. Bu itirazı dilendirmişler” dedi.

Turhallı, “Din adına yapılanlar ve söylenenler tekçilik anlayışın yarattığı sorunlara itiraz edilmiştir. Sistem hangi şekil ile kendini yerleştirmek istiyor. Peygamberler, liderler hepsi temiz bir inanç ile çıkmış. Bu güzel ahlakı topluma sunmuşlar” diye ekledi.

Din adına oluşan sistemlere İslam dinide örnekler vererek anlatan Turhallı, bu sisteme karşı gelen tüm dini liderlerin, imamların katledildiğine işaret etti.