Berlin’de KURD-AKAD ve Civaka Azad tarafından organize edilen “Dünyayı Yeniden Düşünmek: Zorluklar, Geçişler ve Kürt Perspektifleri” konferansı, Fransa EHESS Üniversitesi Öğretim Üyesi Tarihçi ve Siyaset Bilimci Prof. Hamit Bozarslan’ın “Dünya düzeni: Statükodan yeni bir başlangıca” adlı tanıtım dersi ile devam etti.
Prof. Hamit Bozarslan, mevcut dünya düzeninin 1930’lara benzediğine işaret ederek, Kemalist rejimin Ermeni soykırımı üzerinden yükselmesine rağmen dünyada artan faşizmden kaynaklı kabul gördüğünü belirtti. Bozarslan şöyle dedi: “Dünyanın bugünkü halinin 1930’larla benzer yönleri var. O dönem demokrat olmayanlar kendilerini demokrat olarak tanıttı. Örneğin Kemalist rejim, Ermeni soykırımı üzerinde yükselip İtalyan faşist Mussolini tarafından kabul gördü. Hitler faşizmi de Avrupa’da yer alıyordu. O dönem Avrupa devletleri Kemalist rejim Hitler ve Mussolini ile işbirliği yapmasın diye işbirliği yaptı. Avrupa devletleri Kemalist rejimi kabul etti.
TÜRKİYE, İRAN, RUSYA MAFYALAŞTI
Mafya ve paramiliter yapıları nedeniyle İran, Türkiye, Rusya arasındaki benzerliğe de vurgu yapan Bozarslan, “Bugün de Ortadoğulu devletler mafyalaştı, paramiliter yapılar var. Türkiye’de Jandarma Özel Harekat ve Polis Özel Harekat gibi yapılar var. Cihadist yapılar var ve devletin parçası olmuşlar. Her üç devlette burjuvazi de yok olmuştur. Marx’ın bahsettiği anlamda burjuvazi sonucu yok. Zenginler yok demiyorum, bazı zenginler var. Rusya’da oligarklar, İran’da binyad var. Türkiye’de ise beşli çete var. Bunlar kendi toplumlarını değiştiriyorlar. Toplumun beyni ile oynuyorlar. Rusya iki günde bitireceğini söyledi ama 700 gündür savaş sürüyor. Türkiye’de ekonominin kötüleşmesi hakkında kimse konuşmuyor. İran, 16 milyar dolar askeriyeye ayırıyor ama kimse sorgulamıyor. Toplum yeniliyor, toplum kaybediyor.”
RUSYA KÜRTLERİ CEZALANDIRMAK İÇİN İŞGALE AÇTIĞI EFRÎN’İ SELEFİLERİN KARARGAHINA DÖNÜŞTÜRDÜ
Prof. Hamit Bozarslan, Rusya’nın Kürtler ile olan ilişkisine de değindi. Konuşmasında Efrîn örneğini veren Bozarslan, Efrîn’in Türk devleti tarafından Rusya’nın yardımı ile işgal edildikten sonra cihatçıların merkezi haline geldiğini söyledi. Bozarslan, “Efrîn meselesinde Rusya, Kürtleri Amerika ile işbirliği yaptığı için cezalandırmak istedi. Böylece Efrîn, selefi İslamcıların karargahına dönüştü. Kerkûk’te benzer bir süreç yaşandı. Karabağ’da Türkiye ve İsrail, Aliyev’e destek verdi. Rusya da Ermeniler demokrasi istediği için cezalandırdı. Ayrıca bugün 1980’lere benziyor.”
KÜRTLER ARASINDA ULUSAL BİRLİK YOK
Son olarak devletlerin yaşadığı krizin toplumlara etkisine de işaret eden Prof. Bozarslan, “1980’lerde yaşanan kriz, bugün toplum krizine dönüştü. Sadece devletler krizi yaşanmıyor. Toplumlar da birbirinden uzaklaşıyor. Kürtler açısından perspektif ne olur? Şayet Biden iktidarda kalırsa Rojava ve Başûr Kürtleri açısından koruyucu rolü oynayabilir. Ayrıca Rusya ve İran, Türkiye’nin Ortadoğu’da hakim olmasını istemez. Bu yönlü göstergeler var. Kürtler yaşadıkları ülkede haksızlığa uğradıkları için diğer devletlerle işbirliğine gidiyor. Kürtler arasında ulusal birlik yok. Başta da Irak’ta. Baştaki Kürt güçleri, kendi aralarında işbirliği kuramıyor. Rojava ile Başûr Kürtleri de işbirliği yapamıyor. İran’da da durum öyle. Oradaki Jin Jiyan Azadî Hareketi diğer parçalarla ilişkide bulunamadı. Kürtler bir araya gelemediği için dünyaya da ortak sesle hitap edemiyorlar” ifadelerini kaydetti.