Protestolar sürüyor: İradeye saygı anayasal bir zorunluluk

İrade gaspının protesto edildiği eylemlerde, “iktidarı bu tür antidemokratik ve hukuk tanımaz uygulamalardan derhal vazgeçmeye çağırıyoruz. Kendilerine muhalefetim diyen kesimlerin de ses çıkarmasını öneriyoruz” denildi.

Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan'a hapis cezası verilerek görevinin gasp edilmesine karşı birçok kentte protesto eylemleri düzenlendi.

Adana Emek ve  Demokrasi Güçleri, İnönü Parkı'nda yaptıkları açıklamayla irade gaspını protesto etti. Polis ablukasında yapılan açıklamaya çok sayıda kişi katıldı.

Ortak basın metnini İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Başkanı Avukat Yakup Ataş okudu. Ataş, BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in "çalışma hürriyetin ihlali" ve "suç işlemeye tahrik" iddiasıyla tutuklanmasına tepki gösterdi.

Ülkede en başat haklardan olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile ifade özgürlüğü konusunda çok büyük sorunlar yaşandığını belirten Ataş, yurttaşın hukuk güvenliğinin kalmadığını ifade etti. İradeye saygı göstermenin anayasal bir zorunluluk olduğunu belirten Ataş, "Üç dönemdir halkın iradesini belediyelerine kayyum atayarak ve seçilmiş belediye eş başkanlarını görevden alarak yok sayan iktidar, bu sefer de halkın vermediği yetkiyi yargı eliyle ya da bakanlık tarafından kararlar aldırarak kayyum zihniyetine devam yolunu seçmiştir. Türkiye’de halkın seçim iradesine yönelik müdahaleler artık olağan bir uygulamaya dönüşmüştür. Son olarak Wan Büyükşehir Belediyesine kayyum atanması, demokratik hukuk devleti anlayışı ile hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Seçimle göreve gelen belediye başkanlarının, yargı süreci tamamlanmadan ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadan görevlerinden alınması hukuk devletinin en temel ilkelerine açıkça aykırıdır" dedi.

Ataş, şöyle devam etti: "Adana Emek ve Demokrasi güçleri olarak bütün toplumsal sorunların barışçıl şekilde çözülmesi gerektiğini ifade ediyor ve iktidarı bu tür antidemokratik ve hukuk tanımaz uygulamalardan derhal vazgeçmeye çağırıyoruz. Ayrıca kendilerine muhalefetim diyen kesimlerin de bu konuda duyarlı olmasını, ses çıkarmasını, talep yükseltmesini öneriyoruz. Son olarak iktidarı, halkın seçme hakkına, iç hukukta ve uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklere saygı duymaya davet ediyoruz. Yine bir uygulama haline gelen ve seçmen iradesini tanımamak olan kayyum politikalarına derhal son verilmesini talep ediyoruz."

EMEP MYK Üyesi Halil İmrek de işçi grevlerinin yasaklanması, başta gazeteciler olmak üzere muhalif kesimlere dönük baskı, gözaltı ve tutuklamalara tepki göstererek örgütlü mücadele çağrısı yaptı.

 RIHA

Riha Emek ve Demokrasi Platformu da Haliliye ilçesinde bulunan Topçu Meydanı'nda açıklama yaptı. Açıklamaya platform birleşenlerinin yanı sıra DBP ve DEM Parti il örgütü temsilcileri, Riha Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile çok sayıda kişi katıldı.

"Halkın iradesi gasp edilemez, kayyuma geçit yok" pankartının açıldığı açıklamada Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Kemal Yüksekkaya söz aldı. Wan halkının iradesine sahip çıktığını belirten Yüksekkaya, Wan halkının yanında olduklarını kaydetti.

Yargının silah olarak kullanıldığına dikkat çeken Yüksekkaya, kayyumun darbe olduğunu sözlerine ekledi. Kayyum politikasının demokrasi ile bağdaşmadığını söyleyen Yüksekkaya, "Aynı yöntem ile farklı sonuç beklemek ancak çözümsüzlüğü derinleştirir. Halk baskı karşısında susmaz. Wan halkının onurlu mücadelesini selamlıyoruz" diye konuştu. 

Eylem, "Kayyum talan e, berxwedan jiyan e" sloganları ile son buldu.