Çocukların ekran başında çok kalması beyinde değişime yol açıyor!
ABD’de yapılan geniş kapsamlı bir araştırma, uzun süre telefon, tablet veya video oyunu kullanan çocukların beyinlerinde değişiklik meydana geldiğini gösteriyor.
ABD’de yapılan geniş kapsamlı bir araştırma, uzun süre telefon, tablet veya video oyunu kullanan çocukların beyinlerinde değişiklik meydana geldiğini gösteriyor.
Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, günde 7 saatten fazla akıllı telefon, video oyunu veya tablet kullanan çocukların beyinlerinde değişiklik yaşanıyor.
9-10 yaşlarında 4 bin 500 çocuğun beyninin incelendiği araştırmaya göre, bu tür ekranlı aletleri kullanan çocukların beyninde haz alma duygusundan sorumlu olan dopamin salınımı artıyor. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR) sonuçlarının incelendiği araştırmada, çocukların beyinlerinde farklı izlerin olduğu tespit edildi.
Araştırmada yer alan Dr. Gaya Dowling, akıllı telefon, video oyunları veya tabletleri aşırı kullanan çocukların beynindeki serebral korteks adlı örtünün daha erken bir biçimde inceldiğini gördüklerini söyledi. Serebral korteks, 5 ayrı lobdan beyne yollanan bilgileri işlemesiyle biliniyor.
Dowling, serebral korteksteki büzülmenin normal şartlarda yaşlanma süreci olarak bilindiğine dikkat çekerken, çocuklarda görülenin tam olarak kötü bir durum olup olmadığını henüz tespit edemediklerini kaydetti. Dowling, korteksteki incelmenin söz konusu aşırı ekran bağımlılığıyla bağını ortaya çıkarmaya çalıştıklarını da belirtti.
60 Minutes adlı Fransa’da yayınlanan programa konuşan bir başka uzman Dr. Kara Bagot ise, aynı zamanda haz alma hormonu olarak da bilinen dopaminin özellikle akıllı telefon kullanımı halinde aşırı salındığına dikkat çekti. Akıllı telefonların bağımlılık yaratma etkisine değinen Dr. Bagot, ekran karşısında aşırı kalınmasının dopamin salınımını stimüle ettiğine işaret etti.
Araştırma kapsamında toplamda 11 bin çocuğun Instagram hesaplarına baktıkları esnada beyin MR’ları çekildi. Araştırmada, özellikle sosyal medya kullanımı isteğinin, bireyin kendisiyle ilgilenme ihtiyacından ziyade saplantılı bir biçimde ve birdenbire gerçekleştiğine dikkat çekiliyor.