Aralık ayında, Güney Londra'daki Croydon istasyonu yakınlarındaki bir test kamerası, ölüm tehditleri, banka dolandırıcılığı ve hırsızlık vakalarında on şüphelinin tutuklanmasına öncülük etti.

Polislikten Sorumlu Devlet Bakanı Chris Philp, yaptığı açıklamada yüz tanıma sisteminin "yüksek öncelikli" olduğunu belirterek, bu teknolojinin kullanımının suçla mücadelede potansiyeli olduğunu savundu. Ancak, bu teknolojiyi kötüye kullanımı önlemek için harekete geçmeye çağıran milletvekilleri bulunuyor.

Milletvekilleri, yüz tanıma sistemlerinin yanlış sonuçlara yol açtığını ve 14 yaşındaki bir öğrencinin tutuklanmasını içeren 65'ten fazla asılsız polis müdahalesinin yaşandığını belirtiyor. 

Ayrıca, bu teknolojinin özel alanda kullanılmasının kişisel özgürlükleri ihlal edebileceği ve alışveriş yapmaktan caydırabileceği ya da müdahaleci durumlarla karşılaşmaya neden olabileceği endişelerini dile getiriyorlar.

Yüz tanıma teknolojisinin savunucuları ise hırsızlık ve şiddet olaylarında düşüşe neden olduğunu ileri sürerek, bu teknolojinin toplumun güvenliği için önemli bir araç olduğunu savunuyorlar.

Sivil haklar savunucusu Big Brother Watch'tan Mark Johnson, yüz tanıma teknolojisini "Orwellvari bir kitlesel gözetleme aracı" olarak nitelendiriyor. Bu teknolojinin kötüye kullanılmasına karşı denetim eksikliği konusundaki endişeler, özellikle göstericilerin yüzlerinin tanınmasının muhaliflere karşı nasıl kullanıldığına odaklanıyor.

Birleşik Krallık'ta, yüz tanıma sistemlerinin kullanımına ilişkin mevcut yasaların düzenlendiği konusunda içişleri bakanlığı ısrar ederken, Avrupa Parlamentosu Haziran 2023'te halka açık yerlerde otomatik yüz tanıma sistemlerinin yasaklanması çağrısında bulundu. Birleşik Krallık'taki bazı milletvekilleri, yüz tanıma sistemlerinin Parlamento onayı almadan kullanılmasının kitlesel gözetim olduğunu savunuyor ve bu konuda daha sıkı önlemler alınması gerektiğini ifade ediyorlar.