ISS’de bulunan bakteri: Dünya dışında bitki yetiştirilebilir mi?
Uluslararası Uzay İstasyonu’nda tespit edilen bir bakterinin dünya dışında da bitki ekilebileceğinin kanıtı olarak gösteriliyor.
Uluslararası Uzay İstasyonu’nda tespit edilen bir bakterinin dünya dışında da bitki ekilebileceğinin kanıtı olarak gösteriliyor.
Futura Sciences’ta yayınlanan bir haberde, Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) üzerinde yapılan ‘Microbial Tracking-1’ adlı incelemenin sonuçlarına yer verildi. Julie Kern imzalı habere göre, 2015-2016 yılları arasında yapılan incelemede elde edilen örneklerde yeni bir bakteri türünün varlığı tespit edildi.
Buna göre, incelemeler sırasında alınan bakteri örneklerinin ilk başlarda üç ayrı köke ait olduğu sanılıyordu. Ancak yapılan detaylı genetik analizler sonucunda her üç bakterinin de yüzde 100 aynı köke sahip olduğu anlaşıldı. Bu bakteri türünün ise Methylobacterium ajmalii olduğu belirlendi.
Methylobacterium adlı bakterinin 25 ila 30 derece arasında büyüyen ‘Gram +’ adlı bir basil türü olduğu ve karbon kaynağı olarak da metanol ile metalimin kullanabilmesi açısından ilginç bir tür olarak kabul ediliyor.
Bu bakteri türünün dünyada havada, yerde, suda, sedimentlerde ve bitkilerin üzerinde bulunabildiği biliniyor. Bitkiler için gerekli olan ‘Rhizobiale’ bakterileri arasında yer alan Methylobacterium bilim insanlarının ilgisini daha fazla çektiği de Futura Sciences’ta verilen bilgiler arasında.
Bu bakterinin aynı zamanda vejetallerin abiyotik strese ve patojen saldırılara karşı direncinin artmasında etkili olduğu ve bundan dolayı da büyümeleri için gerekli olduğu kaydediliyor.
ISS’de bulunan Methylobacterium ajmalii’nin Dünya dışında örneğin Mars gibi bir gezegende benzeri etkisinin olup olmayacağı ise henüz kesinleştirilebilmiş değil.
NASA’lı bilim insanları ise, yoğun stresli ve kaynakların az olduğu uzay gibi ortamlarda bitkilerin yetiştirilebilmesi için gerekli olan yeni mikropların tespit edilmesinin oldukça önemli olduğunun altını çiziyor.
ISS üzerinde 6 yıldır devam eden bakteri araştırmalarından elde edilen bini aşkın eşantiyonun önemli bir kısmının henüz dünyaya ulaştırılmadığı biliniyor. Bu da gelecekte uzayda bitki yetiştirilmesine dair çalışmalar açısından önemli görülüyor.