Son bilimsel keşiflere göre zamanda yolculuk mümkün
Bilim insanları zamanda yolculuğun mümkün olduğunu, hareketlerin tersine çevrilebileceğini ve zamanın her zaman doğrusal olmadığını kanıtladı.
Bilim insanları zamanda yolculuğun mümkün olduğunu, hareketlerin tersine çevrilebileceğini ve zamanın her zaman doğrusal olmadığını kanıtladı.
Einstein'ın görelilik teorisine göre, 'zamanda yolculuk' yapmanın tek yolu ışıktan daha hızlı seyahat etmek ve etrafınızdaki zamanın daha yavaş geçtiğini görmek olurdu.
Ancak Till Bohmer ve Thomas Blochowicz tarafından yapılan yeni bir araştırma, zaman yolculuğunun günümüzde mikroskobik düzeyde gerçekleştiğini gösteriyor.
Nature Physics adlı bilimsel dergide yayınlanan basın açıklamasında, Almanya'daki Darmstadt Teknik Üniversitesi'nden iki araştırmacı şunları söylüyor: "Her gün deneyimlediğimiz geri döndürülemezlik, başka bir doğa yasası olan termodinamiğin ikinci yasası aracılığıyla devreye giriyor. Bu, bir sistemdeki düzensizliğin sürekli arttığı anlamına gelir. Ancak kırık bir fincan kendini tekrar bir araya getirmeyi başarırsa düzensizlik azalacaktır."
Başka bir deyişle, termodinamiğin ikinci yasası zamanda geriye gitmeyi teknik olarak imkansız kılıyor.
Bu durum şöyle ifade edilebilir: Günlük hayatımızda birçok geri döndürülemez süreç görebiliriz. Sert bir yüzeye düşen bir bardak geri döndürülemez bir şekilde kırılır. Sıcak ve soğuk suyu karıştırmak bir ara sıcaklık üretir, ancak bunun tersi mümkün değildir (iki sıvı artık ayrılamaz). Bu geri döndürülemezlik kavramı nedeniyle, bizim ölçeğimizdeki sistemler artık ilk durumlarına geri dönemezler. Ancak başka bir bakış açısından araştırmacılar, Newton'un klasik mekaniğin üç yasası gibi hareket denklemiyle ilgili temel doğa yasalarının teorik olarak zaman içinde tersine çevrilebilir olduğunu öne sürüyorlar.
Araştırmacı ekip, moleküllerin cam veya plastik içindeki hareketlerini inceledi ve daha sonra bu hareketlerin belirli bir açıyla gözlemlendiğinde zaman içinde tersine çevrilebilir olduğunu fark etti.
İki bilim insanı, zamanın sanıldığı gibi tam olarak doğrusal davranmadığını keşfetti. Bu şöyle açıklanıyor: "Cam ve plastik, moleküllerin bir araya gelmesinden oluşur. Parçacıklar sürekli hareket halindedir ve bu da onların tekrar tekrar yeni konumlara kaymalarına neden olur. Sürekli olarak daha elverişli bir enerji durumu ararlar, bu da malzemenin özelliklerini zaman içinde değiştirir: cam yaşlanır".
Pencere camı gibi bazı malzemelerin “yaşlanmasının” milyarlarca yıl sürdüğünü de belirtmek gerekiyor.
Buraya kadar olağandışı bir şey yok. Ancak çalışma, "malzemenin zamanının, malzemenin moleküllerinin ne kadar hızlı yeniden organize olduğuna bağlı olarak farklı bir hızda geçtiğini" iddia ediyor.
Cam yapılar lazer ışığı kullanılarak, cam örneklerinin itilmesi ve yeni düzenlemelere dönüşmesi ile gözlemlendi. Bu görüntüleri inceleyerek, dalgalanmaların zaman içinde nasıl değiştiğini, başka bir deyişle malzemenin iç saatinin ne kadar hızlı işlediğini hesaplayabildiler.
Sonuç olarak Bohmer, "Ancak bu, malzemelerin yaşlanmasının tersine çevrilebileceği anlamına gelmiyor" diyor. Aksine, sonuç maddi zaman kavramının iyi seçildiğini doğruluyor, çünkü maddenin yaşlanmasının geri döndürülemez kısmını ifade ediyor.
Danimarka'daki Roskilde Üniversitesi'nden araştırmacılar da moleküler dalgalanmaların istatistiksel analizinde yer aldı. İki ekip bazı etkileyici sonuçlar keşfetti. Bu moleküler dalgalanmaların teorik olarak maddi zaman açısından tersine çevrilebilir olduğunu iddia ediyorlar. Bu, maddi zamanın tersine işlemesi durumunda değişmemeleri gerektiği anlamına geliyor. Bu araştırmacılara göre, keşifleri bir malzemenin yaşlanmasının geri döndürülemez kısmının daha iyi anlaşılmasını sağlıyor. Maddi zaman ölçeğinde bir malzemedeki parçacıkların birçok küçük hareketinin, zaman içinde yaşlanmasına katkıda bulunmadığına dikkat çekiyorlar. Bu çalışmada fizikçiler cam ve plastik olmak üzere iki malzeme sınıfını incelediler.
Araştırmacıların hala "maddi zaman açısından gözlemlenen tersine çevrilebilirliğin ne ölçüde doğanın fiziksel yasalarının tersine çevrilebilirliğinden kaynaklandığını açıklığa kavuşturmaları" gerekiyor.