İran, Umman Denizi’nde tatbikat yapacak

İran ordusu, cumartesi günü Umman Denizi ve Hint Okyanusu'nun kuzey sularında askeri tatbikatlar gerçekleştirecek.

Devlet televizyonuna göre tatbikatlardan sorumlu İran ordusunun yardımcı koordinatörü Amiral Habibullah Seyyari, Zülfikar 1403 isimli askeri tatbikatın cumartesi günü Makran kıyısı, Umman Denizi ve Hint Okyanusu’nun kuzeyinde başlayacağını söyledi. 

Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşünden bu yana Tahran, büyük çaplı askeri tatbikatlar, yeni ekipmanların tanıtımı ve ele geçirilemez olduğu iddia edilen yeraltı askeri üsleriyle güç gösterilerini artırıyor. 

Tahran, aynı zamanda on yıllardır gerilim konusu olan nükleer programı hakkında müzakerelere başlamak için Batılı ülkelere, özellikle de ABD’ye sinyaller gönderiyor.

Amiral Seyyari, cumartesi günkü tatbikatların “kara, hava ve denizden gelen her türlü tehdide karşı savunma ve caydırıcılık kapasitesini güçlendirmeyi” amaçladığını belirtti.

Seyyari, “İran’ın çıkarlarına yönelik herhangi bir saldırı sert bir yanıtla karşılaşacaktır” diye uyardı.

Son haftalarda İran, ülke genelinde, özellikle nükleer tesislerin yakınlarında askeri tatbikatlar gerçekleştirdi.

ABD Başkanı Donald Trump, 5 Şubat’ta yaptığı açıklamada İran ile bir “barış anlaşması” yapmaktan yana olduğunu ifade etmiş ancak İran’ın “nükleer silaha sahip olamayacağını” belirtmişti. İran, 1979 İslam Devrimi’nden bu yana ABD’nin düşmanı konumunda. 

Irna haber ajansına göre perşembe akşamı, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, hükümetinin ABD ile “müzakere edeceğini” söylemekle birlikte, “Bizi hem yaptırımlarla baskı altına alıp hem de füze ya da silah sahibi olmamamızı söyleyip aynı anda müzakerelerden bahsedemezler” ifadelerini kullandı. 

Geçen hafta, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İslam Cumhuriyeti’ni Ortadoğu’daki “en büyük istikrarsızlık kaynağı” olarak nitelendirmişti. 

İran’ın stratejik konularda en yüksek karar mercii olan Ayetullah Ali Hamaney, şubat başında yaptığı açıklamada hükümete Washington ile “müzakere yapmama” çağrısında bulunmuş ve böyle bir adımın “tedbirsizlik” olacağını savunmuştu.