Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında radikal İslamcı bireylere ilişkin bilgi paylaşımı konusundaki anlaşma sol muhalefetin tepkisini çekiyor. Die Linke anlaşmanın içeriğine dair önceden bilgilendirme yapılmamasını sert bir dille eleştirirken, Yeşiller ise ABD’ye verilen taahhütlerin açıklanmasını istiyor.

Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, 3 günlük ABD ziyareti kapsamında ‘terör şüphelilerinin’ bilgilerinin paylaşılmasını da içeren işbirliği anlaşmasını da imzalamıştı.İki ülke arasında ‘tehlikeli’ olarak belirlenen radikal İslamcıların bilgilerinin paylaşılacağı anlaşmayla, ‘Terörle Mücadele İşbirliği’ adıyla yapılacak ortak çalışmalar kapsamında şüpheli olarak belirlenen bireylere ait bilgiler de paylaşılacak.

Bilgi paylaşımına dair işbirliğinde şüpheli bireylerin seyahatlerinin takip edilmesi ve özellikle mültecilerin arasına karışıp karışmadıkları tespit edilmeye çalışılacak.

MUHALEFETİN BİLGİLENDİRİLMEMESİNE TEPKİ

Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) üyesi bakanın imzaladığı anlaşmaya karşı muhalefetteki Sol Parti (Die Linke) ve Yeşiller ise sert eleştirilerde bulundular.

Die Linke Milletvekili Martina Renner, ABD ile varılan anlaşmanın içeriğinin muhalefetten saklanmasına tepki gösterirken, bu durumun ‘problematik’ olduğunun altını çizdi. Renner, anlaşma metninin içeriğine dair kendilerine bilgi verilmemesini eleştirdi.

‘ABD’YE HANGİ TAAHHÜTLER VERİLDİ?’

Yeşiller Meclis Grubu Başkanvekili Konstantin von Notz ise, ABD ile ‘terör şüphelilerine’ dair bilgi paylaşımının doğru olduğunu, ancak tam olarak ‘ABD’ye tam olarak hangi taahhütlerin verildiği’ konusunda açıklama yapılması gerektiğini söyledi.

ABD’YLE İŞBİRLİĞİ 2013’TEN BU YANA TARTIŞMALARIN ODAĞINDA

Almanya ile ABD arasındaki işbirliği 2013 yılında ortaya çıkan Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı’na (NSA) ait gizli belgeler nedeniyle tartışmalı bir hale geldi. NSA’nın Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerindeki dinleme ve takiplerinin yanı sıra Bad Aibling’deki istihbarat üssünden NSA’yla yapılan bilgi paylaşımı ortaya çıkmıştı.

NSA, internet üzerinden e-mail adresleri, telefon numaraları ve bilgisayarların kullanıcılarını tesbit etmeye yarayan IP adreslerini takip etmek için BND'ye bazı belirleyici sözler ihtiva eden 'selektör' (seçici) listeleri vermişti. Bu listelerle dev bilgi yığınları arasında tarama yapılarak şüpheli bilgiler ortaya çıkarılıyordu.

Ancak Almanya söz konusu istihbarat paylaşımında Alman vatandaşlarına ait bilgilerin ayrıldığını ve sadece diğer ülkelere ait bilgilerin paylaşıldığını savunmuştu.

Almanya’da ‘İslamcı terörist potansiyeline’ dahil edilen bireylerin sayısı bin 100 olarak tahmin edilirken, şiddet eylemlerine girişme riski olan bireylerin sayısı ise 470 olarak verildi. Son olarak, başta DAİŞ olmak üzere Suriye ve Irak’taki çetelere katılan İslamcıların sayısı 800 olarak verilmiş, bu bireylerin üçte birinin tekrar Almanya’ya döndükleri duyurulmuştu.