İltica ve göç politikası, eylül ayı başında yapılan iki bölgesel seçimde rekor sonuçlar elde eden aşırı sağcı AfD partisinin güçlü yükselişiyle Almanya'daki tartışmaların merkezine geri döndü. AfD, Thüringen'deki seçimleri kazanarak bölgesel parlamentodaki en büyük siyasi güç haline geldi.
İçişleri Bakanı Nancy Faeser yaptığı açıklamada yeni önlemlere atıfta bulunarak “Yasadışı göçe karşı sert tutumumuzu sürdürüyoruz” dedi.
Fransa, Lüksemburg, Hollanda, Belçika ve Danimarka ile yapılacak kontroller 16 Eylül'den itibaren altı ay süreyle uygulanacak.
Bu kontroller mevcut durumda Polonya, Çek Cumhuriyeti, Avusturya ve İsviçre sınırlarında uygulanmakta olan kontrollere ek olarak gerçekleştirilecek.
Hükümet, Solingen'de DAİŞ tarafından üstlenilen saldırıdan iki hafta sonra, bu tedbirleri “İslamcı terörizm ve sınır ötesi suçların mevcut tehditlerine karşı iç güvenliği korumak” için gerekli görüyor.
Geçtiğimiz hafta Münih'teki İsrail Başkonsolosluğuna yönelik bir saldırı girişimi, radikal dincilere sempatisiyle bilinen 18 yaşındaki Avusturyalı bir genç tarafından gerçekleştirilmişti.
İçişleri Bakanlığı, Schengen bölgesinde serbest dolaşım kurallarını ihlal eden istisnai tedbirler olduğu için Avrupa Birliği yetkililerini bilgilendirdiğini açıkladı.
KOMŞULARLA İLİŞKİLER GERGİNLEŞEBİLİR
Ancak bu sert tutum Almanya ile komşuları arasındaki ilişkileri gerginleştirebilir zira iktidardaki koalisyon da pazartesi günü yaptığı açıklamada Almanya'nın sınırlarından geri çevrilen göçmen sayısını arttırmak istediğini bildirdi.
İçişleri Bakanı Gerhard Karner'in Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesine yaptığı açıklamalara göre Avusturya, “Almanya'dan geri çevrilen insanları kabul etmeyeceği” uyarısında bulundu.
Muhafazakar muhalefet CDU birkaç gündür hükümeti, sığınmacıların Almanya'da iltica başvurusu yapmalarına izin verilmeden geldikleri AB ülkesine geri gönderilmelerini içeren bu son derece tartışmalı uygulamadan daha fazla yararlanmaya çağırıyor.
Berlin hükümeti, “Avrupa hukukuna uygun” yasal bir çözüm üzerinde çalıştığını ifade ediyor.
BAZI SIĞINMACILARA YARDIMLAR GERİ ÇEKİLDİ
İltica politikası konusunda zaten hararetli olan tartışmalar, ağustos sonunda Almanya'nın batısındaki Solingen'de 26 yaşındaki bir Suriyeli gencin üç kişiyi öldürmesiyle daha da alevlendi. Saldırgan sınırdışı edilmesi gerekenler arasındaydı. Ancak edilmemişti. Bu saldırının ardından hükümet, Almanya'ya gelmeden önce başka bir AB ülkesine giriş yapmış olan sığınmacılara yapılan yardımların geri çekileceğini duyurdu.
HÜKÜM GİYENLERE YÖNELİK SINIRDIŞILAR HIZLANDIRILIYOR
Hükümet ayrıca cezai hüküm giymiş mültecilerin sınır dışı edilmesini de hızlandırmak istiyor. Ağustos sonunda Almanya, Taliban'ın Ağustos 2021'de iktidara geri dönmesinden bu yana ilk kez, suçtan hüküm giymiş 28 Afgan'ı ülkelerine geri gönderdi. Bir yıl önce Almanya, sığınma başvurularının sayısındaki keskin artış nedeniyle sınır kontrollerini sıkılaştırmıştı.
Yeşiller ve Liberallerle birlikte kurulan hükümetin başındaki Sosyal Demokrat Olaf Scholz, pazar günü yaptığı açıklamada eski Muhafazakâr Şansölye Angela Merkel'in benimsediği kucaklayıcı politikaya atıfta bulunarak, izlediği sert tutumla “göç yönetiminde son on ya da yirmi yılın en büyük değişikliğini gerçekleştirdiğini” söyleyerek övünmüştü.
2015-2016 göç krizi sırasında Avrupa'nın en büyük ekonomisi olan Almanya, çoğu Suriyeli olmak üzere bir milyondan fazla mülteciyi kabul etti. Rusya'nın Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgalinden bu yana Almanya, ülkelerinden kaçan yaklaşık bir milyon Ukraynalı sürgünü kabul etti. Mültecileri kabul etmek pek çok yerel otoriteyi zorluyor.