AP Türkiye raporunu genel kurulda değerlendirdi

Avrupa Parlamentosu (AP) son bir yıllık durumu değerlendirdiği Türkiye raporunu genel kurulda tartıştı.

Avrupa Parlamentosu (AP) son bir yıllık durumu değerlendirdiği Türkiye raporunu genel kurulda tartıştı.

Avrupa Birliği üyesi Türkiye’nin bir yıllık durumunu değerlendirdiği Türkiye raporunu genel kurulda ele aldı. Genel Kurul’da konuşan AP Türkiye Raportörü Kati Piri tarafından hazırlanan raporun bugün öğleden sonra oylanması bekleniyor.

Raporun tartışma oturumunda da Avrupa Birliği Dönem Başkanı Hollanda adına Savunma Bakanı Jeanine Hennis-Plaschaert konuştu. Kürt sorununun politik olduğunu ve çözümünün de müzakere yolu ile barış masasına dönerek, olmasından yana olduklarını belirten Hennis-Plaschaert, “Türk hükümetine bu bağlamda çağrı yapıyoruz” dedi.

Hennis-Plaschaert “Kürt meselesi, temel insan hakları, hukuk devleti, basın ve ifade özgürlüğü konularında yaşananlar göz önünde bulundurulduğunda AB Konseyi olarak Türkiye'deki gelişmelerden endişe duymaktadır” diye devam etti.

Avrupa Komisyonu adına da Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişlemeden sorumlu Komiser Johannes Hahn konuşma yaptı.

Kürt sorununun yeniden çatışmalı zemine kaymasının kendilerine endişeye sevk ettiğini vurgulayan Hahn, AB’nin Kürt sorununun çözüme kavuşmasını desteklediğini de belirterek, hukuk devleti ilkelerinin Türkiye’de olmasını şart koşmaları gerektiğini de söyledi.

AB’nin “Bu müzakereler dursun” dediği ana kadar bu ilişkinin böyle devam edeceğini de vurgulayan Hahn, Türkiye’nin temel insan hakları bazında yapması gereken çok şey olduğunu da sözlerine ekledi.

Türkiye’nin AB’nin stratejik bir partneri olduğunu, bunun jeo-stratejik konumu gereği olduğunu da kaydeden Hahn, vizelerin kaldırılması konusunu hızlandırmaları gerektiğini ancak, bunun üyelik anlamına falan gelmediğini de vurguladı.

AP Türkiye Raportörü Kati Piri de, Türkiye’nin birbirine ihtiyacı olduğunu kaydetti. “Fakat bizi endişelendiren ciddi sorunlar da var. Reformların artık ciddi yapılmasını bekliyoruz. Daha fazla fırsatlar kaçırılmamalı” diyen Piri, Kürdistan’daki gelişmelerden ciddi endişe duyduklarını da sözlerine ekledi. Kürt meselesinin politik bir mesele olduğunu, çözümünün de askeri değil, politik olması gerektiğini söyleyen Piri, “Bölgede olağanüstü hal var, sokağa çıkma yasakları var bunlar hemen kaldırılmalı. Son 4-5 aydır 400 bin kadar sivil Kürt şehirlerinden göç etti. Aydınlar, akademisyenler üzerine yapılan baskılar asla kabul edilemez ve verilen cezalar geri çekilmeli” diye konuştu.

Hıristiyan Grup’tan Renate Sommer de, “Kürt meselesinin çözümü, genel insan haklarına uyumda Türkiye’de geriye gidiş var. Türkiye ile mülteciler sorunu, yeni fasıllar vs. deyip AB'ye üyeliği konuşmanın zamanı değil şimdi” dedi.

Muhafazak Reformculardan Marc Demesmaeker Erdoğan’ın otoriter biri olduğunu, Türk hükümetinin Kürt meselesini artık terörle yönettiğini söyledi. DAİŞ vb. ilişkilerinin bilindiğini de kaydeden Demesmaeker, bunlara karşı en önde savaşan Kürtlere karşı ise savaş ilan ettiğini belirtti.

Liberal Demokrat Grup’tan Alexander Graf Lambsdorff, Türkiye’nin artık AB’ye üye olacağına inanan pek kimsenin olmadığını vurguladı. Türkiye ile bazı konularda işbirliği yapabileceklerini, fakat üyelik ortamı ve uyum reformlarının öldüğünü belirten Lambsdorff, “Yeterinde cesaretimiz olmadığından bu süreç öldü demiyoruz. Bay Erdoğan'ın tavırlarına bakın ve ne duruma gelindiğini görün. Türkiye ile başka türlü bir ilişki olabilir fakat artık AB üyelik sürecini bir tarafa atma zamanıdır” diye konuştu.

Sol Birlik Grubu’ndan Takis Hadjigeorgiou, Kürdistan’da şehirlerin boşaltıldığını, insanların göç ettirildiğini, Kürt meselesinin kalıcı bir şekilde çözümünün gerektiğini kaydetti. Böylesi bir ortamda PKK’nin terör örgütleri listesinden çıkarılmasının Kürt sorununun çözümüne yardımcı olacağını da sözlerine ekledi.

Yeşiller grubundan Bodil Valero, “Bugün üyelik sürecine destek verdiğim Türkiye’yi başarılarından dolayı kutlamak isterdim. Fakat Kürt meselesi başta olmak üzere, her şey öylesine kötüye gidiyor ki, Kürt bölgesinde çatışmalar durmaksızın yükseliyor. Halbuki biz taraflar arasında müzakere yöntemi ile çözüm bekliyorduk. Şu an ise tarafların birisinin temsili Sayın Öcalan ile görüşmeler tam bir yıldır kesilmiş durumda. Kendisinden haber alınamıyor. Bir adada tecrit altında tutuluyor ve avukatları dahi ailesi ile görüştürülmüyor. Buna son verilmeli. Taraflar arasında müzakere yöntemi ile Kürt meselesinin çözü için barışçıl ve adil bir çözüm bekliyoruz” dedi.

Oturumda çok sayıda milletvekili söz alıp, Türkiye ve Kürdistan’daki durumu değerlendirdi.