Dinazor türlerinin yok oluş sürecine dair yeni araştırma

Dünyaya çarpan dev bir asteroidin yol açtığı felaketler ya da dev volkanlar nedeniyle yok olduğu düşünülen dinazorların bilinen felaketlerden çok çok önce yok olmaya başladıkları savunuluyor.

Dünyaya çarpan dev bir asteroidin yol açtığı felaketler ya da dev volkanlar nedeniyle yok olduğu düşünülen dinazorların bilinen felaketlerden çok çok önce yok olmaya başladıkları savunuluyor.

İngiltere’nin Reading Üniversitesi’ne bağlı bilim insanlarınca yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, günümüzden yaklaşık 65 milyon yıl önce yok oldukları düşünülen dinazor türlerinin yaşadığı felaket gerçekte çok daha öncesine dayanıyor. Dünyaya çarpan dev bir asteroit nedeniyle ya da Hindistan’daki dev volkan patlamaları yüzünden yok olduğu tahmin edilen dinazorların birçok türünün bu asteroit çarpmasından milyonlarca yıl önce yok olmaya başladığı savunuluyor.

Proceedings of the National Academy of Sciences’ta yayınlanan ve Manabu Sakamoto tarafından yönetilen araştırma kapsamında yüzlerce dinazor türüne ait veriler incelendi. Buna göre, 66 milyon yıl önceki astereoid çarpmasından 24 ile 53 milyon yıl kadar önce başlayan bir yok olma süreci vardı.

Günümüzden 100 ile 119 milyon yıl öncesinde başlayan bu süreçte birçok dinazor türü yok olmaya başlarken, yok olan türlerin yerine daha az sayıda tür ortaya çıkıyordu.

Araştırmaya göre, bu süreçte sadece Hadrosaurus ile Ceratopsidae gibi ot obur dinazor türlerindeki üreme oranında artış yaşanıyordu. Bu iki türün tüm dinazorların yüzde 14’ünü oluşturdukları tahmin ediliyor.

Dinazorların bilinenden çok daha önce yok olmaya başlamasına neyin neden olduğuna açıklık getirilemeyen araştırmaya göre, yoğun volkan faaliyetleri, iklimsel değişimler veya hızlı artan hayvan türleriyle gelişen ekolojik enteraksiyonlar ihtimaller arasında gösteriliyor.

Ayrıca, deniz seviyelerindeki yükselmenin ise yeni türlerin ortaya çıkmasına neden olmuş olabileceği de kaydedildi. Buna göre, deniz seviyelerindeki yükselme nedeniyle sular altında kalan kara parçalarında izole halde kalınması sayesinde yeni türlerin ortaya çıkması mümkün oldu.