Fransa İçişleri Bakanlığı'na göre ülke genelinde yaklaşık 75 bin kişi eylemlere katıldı. Organizatörlerden biri olan CGT sendikası X üzerinde yaptığı açıklamada eylemlere 150 bin kişinin katıldığını belirtti.

Anayasa Konseyi 25 Ocak'ta metni tamamen ve beklenmedik bir şekilde sansürlemezse, aralık ortasında özellikle aşırı sağcı RN partisinin oylarıyla kabul edilen metin hızla yürürlüğe girecek.

Bu yasaya karşı ilk etapta 201 tanınmış isim tarafından başlatılan eylem çağrısına çok sayıda çevreden destek geldi.

Ülke genelinde yapılan protesto eylemlerinde göç yasası "aşırı sağın" ideolojik zaferine benzetildi.

Gösterilerin en büyüğü Paris’te gerçekleşti. Polise göre Paris’teki yürüyüşe 16 bin kişi, CGT’ye göre ise 25 bin kişi katıldı. Ülke genelinde 160’ı aşkın merkezde gösteri planlandı. Valiliklere göre Rennes'de 2.700, Nantes'da 3.000, Bordeaux'da 2.500, Strasbourg'da 1.800 ve Lyon'da 3.500 kişi eylemlere katıldı.

CGT genel sekreteri Sophie Binet, "Bu yasa, toprak hakları konusunda 1789'dan bu yana ve sosyal korumanın evrenselliği açısından 1945'ten bu yana Fransız ilkelerinden bir kopuştur" dedi.

Aralarında kültür dünyasının önde gelen isimlerinin de bulunduğu eylem çağrıcıları Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'dan yasayı yürürlüğe koymamasını istiyor.

Paris’te Sosyalist Parti Birinci Sekreteri Olivier Faure, bu yasa ile "aşırı sağın fikirlerine asma köprüyü açan" Fransız hükümetini eleştirdi.

Aralarında Manon Aubry (LFI), Marine Tondelier (Ecologistes), Olivier Faure (PS) ve Fabien Roussel'in (PCF) de bulunduğu çok sayıda sol kanat lideri, "aşırı sağın fikirlerine köprüleri açan" hükümeti kınadı.

Bu yasa hem siyasi hem de ulusal tercihler açısından aşırı sağa doğru bir kayış olarak değerlendirildi.

AŞIRI SAĞIN İDEOLOJİK ZAFERİ

"Göçü kontrol altına almak ve entegrasyonu geliştirmek" amacıyla hazırlanan yasa tasarısı 19 Aralık 2023 tarihinde kabul edildi. İçişleri Bakanı ve tasarının fikir babası Gérald Darmanin "Fransızları koruyan" bu metin olduğunu savunurken, aşırı sağın lideri Marine Le Pen tasarının kabul edilmesini "hareketi için ideolojik bir zafer" olarak değerlendirdi.

YABANCILARIN YAŞAM KOŞULLARI KÖTÜLEŞECEK

Metinde sosyal yardımlara erişimin sıkılaştırılması, göç kotalarının belirlenmesi veya “yasadışı ikamet suçunun” yeniden yürürlüğe konması gibi birçok tartışmalı önlem yer alıyor.

Milletvekilleri ve kamuoyu arasında en fazla çekince uyandıran tedbirlerden biri yabancı öğrencilerle ilgili. Bu öğrencilerden, kurslarının sonunda ve oturma izinlerinin süresi dolduğunda ülkeyi terk etmelerini sağlamak için bir "geri dönüş garantisi" vermeleri istenecek.

Uluslararası Af Örgütü'nden Agnès Callamard ve Jean-Claude Samouiller, Le Monde gazetesinde yayınlanan makalelerinde bu geriye çeken metnin sığınmacıların ve aynı zamanda bölgeye yasal olarak yerleşmiş olan yabancıların yaşam koşullarını önemli ölçüde kötüleştireceğine belirtti.