Güney Afrika’da kurtarma operasyonu sona erdi: En az 78 ölü
Güney Afrika’nın Stilfontein bölgesinde bulunan terk edilmiş bir altın madeninde gerçekleşen kurtarma operasyonu trajik bir bilanço ile sona erdi.
Güney Afrika’nın Stilfontein bölgesinde bulunan terk edilmiş bir altın madeninde gerçekleşen kurtarma operasyonu trajik bir bilanço ile sona erdi.
Yetkililer, yasadışı madencilik yapan 246 kişinin kurtarıldığını, ancak en az 78 kişinin yaşamını yitirdiğini açıkladı. Polisin verdiği bilgilere göre, mahsur kalan tüm madenciler ve cesetlere ulaşıldı. Ancak gerçek ölü sayısının daha yüksek olabileceğinden şüpheleniliyor.
YAMYAMLIK İDDİALARI
Güney Afrika haber kanalı SABC News, madende yamyamlık belirtilerine rastlandığını ve bazı madencilerin hayatta kalabilmek için arkadaşlarının vücutlarından parçalar yedikleri yönünde iddialar olduğunu bildirdi. Polisin aktardığına göre, mahsur kalanlar çoğu açlık ve susuzluk nedeniyle yaşamını yitirdi.
AYLARCA MAHSUR KALDILAR
Olay, Johannesburg’un yaklaşık 150 kilometre güneybatısındaki terk edilmiş Stilfontein madeninde yaşandı. Madende Ekim ayından bu yana mahsur kalan yüzlerce kaçak madenci, karanlıkta ve kaynak yetersizliğiyle mücadele etti. İlk başta işçilerin ailelerinin yiyecek ve su getirmesine izin verilse de, yasadışı madencilikle mücadele etmek isteyen yetkililer madeni kapattı ve işçileri aç bırakarak yeraltından çıkmaya zorladı. Bu karar, insan hakları örgütleri tarafından sert bir şekilde eleştirildi.
TUTUKLAMALAR
Madencileri kurtarmak için başlatılan operasyon, trajik manzaralarla karşılaştı. Madenden çıkan işçilerin son derece zayıf düştüğü görüldü. Kurtarılan işçiler hemen ardından yasadışı madencilik yaptıkları gerekçesiyle tutuklandı.
Güney Afrika, uzun yıllardır yasadışı madencilikle mücadele ediyor. Ancak yoksulluk ve umutsuzluk, özellikle Zimbabve, Lesotho ve Mozambik gibi komşu ülkelerden gelen belgesiz göçmenleri bu terk edilmiş madenlere sürüklüyor. Stilfontein’de yaşanan trajedi, bu sorunun insani boyutlarını ve hükümetin mücadeledeki zorluklarını bir kez daha gözler önüne serdi.
İnsan hakları örgütleri ve bölgedeki yerel topluluklar, hükümeti yasadışı madenciliğe karşı daha insani çözümler bulmaya çağırırken, bu trajedinin bir daha yaşanmaması için uluslararası toplumun da sorumluluk alması gerektiğini vurguluyor.