GÖRÜNTÜLÜ

Prof. Dr. Cavalli: Dünya örnekleri PKK’ye silah bırakma diyor!

Prof. Dr. Franco Cavalli, Türk devletinin PKK’ye silah bırakma çağrısını değerlendirerek, hiçbir garanti olmadan silah bırakmanın anlam taşımadığını, sürecin garantisi olmadığını ve dünya örneklerinin PKK’ye ‘silah bırakma’ dediğini belirtti.

FRANCO CAVALLI

İmralı Ada Hapishanesi’nde 26 yıldır ağır işkence ve tecrit koşullarında tutulan Önder Apo, Kürt sorununun demokratik çözümü için yoğun bir çaba gösteriyor. Önder Apo, 23 Ekim’de DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan ve 28 Aralık’ta DEM Parti İmralı Heyeti ile yaptığı görüşmeler sonucunda, kamuoyuna gönderdiği mesajlarında çözüme hazır olduğunu dile getirdi.

Önder Apo’nun çözüme dönük samimi girişimleri, her kesimde yeniden bir umut yaratırken, Türk devletinin bu süreçte hala Kürt halkına yönelik savaş politikalarına devam etmesi ve kullandığı dil, sürece dair endişeleri artırıyor. Yaptığı çalışmalarla dünyaca tanınan İsviçreli bilim insanı, insan hakları savunucusu ve siyasetçi Prof. Dr. Franco Cavalli, Kürt sorununun çözümü etrafında yeniden başlayan gelişmeleri ANF’ye değerlendirdi.

‘ABDULLAH ÖCALAN TEMEL AKTÖR, ÖZGÜRLÜĞÜ ÇÖZÜM GETİRİR’

Kürt sorununun siyasi çözümüne yönelik tartışmaların yeniden başlamasının önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Cavalli, Türk devletinin şimdiye kadar ortaya koyduğu tutumun çözümden uzak olduğuna dikkat çekti.

Önder Apo’nun Kürt sorununun çözümünde temel bir aktör olduğunu söyleyen Prof. Dr. Franco Cavalli, “Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü, Kürt sorununun çözümü için kesinlikle merkezi bir öneme sahip. Bu rol, Nelson Mandela’nın Güney Afrika’da oynadığı rolle kıyaslanabilir. Mandela’nın serbest bırakılması, Güney Afrika’daki Afrikalılara karşı uygulanan diktatörlüğün, yani apartheid rejiminin sona ermesine yol açan temel unsurdu. Eğer Mandela serbest bırakılmasaydı, muhtemelen o noktaya ulaşmak mümkün olmazdı. Aynı şekilde, Kürt halkının hakları meselesini çözmeye başlamak için temel koşulun Öcalan’ın serbest bırakılması olduğunu düşünüyorum” diye konuştu. 

‘BİR TARAFTA SAVAŞ DİĞER TARAFTA ÇÖZÜM OLMAZ’

Türk devletinin tutumundan kaynaklı çözüme dair yaşanan tartışmaları anlamakta zorluk çektiğini dile getiren Prof. Cavalli, şunları ifade etti: “Yapılan tartışmaları anlamak oldukça zor.

Türk devleti bir yandan Rojava’ya karşı her zamankinden daha sert bir tutum sergiliyor ve Öcalan’a gerçekten konuşma ya da özgürce hareket etme imkanı tanımıyor. Diğer taraftan, çözüme dönük böylesi çok küçük tartışmalar yaşanıyor. Türk devletinin bu tutumu göz önüne alındığında, yaşananların bir tür tiyatro olduğunu düşünüyorum.

‘AMAÇ DİRENİŞİ VE DESTEĞİ KIRMAK’

Bence yaşananlar, Türk devleti tarafından Batı’da Kürt halkının mücadelesini ve Rojava’daki demokrasiyi destekleyen herkesi sakinleştirmek için hazırlanmış bir gösteri. Bu tiyatro ile şu mesajı vermek istiyorlar: ‘Bakın, biz kendi aramızda tartışıyoruz, o kadar da kötü değiliz.’

Bu benim yorumum ve doğru olup olmadığından emin değilim, çünkü elimizde çok az güvenilir bilgi var. Benim izlenimim, bu durumun Kürt direnişini ve Batı’daki ilerici kamuoyunun Kürt halkının mücadelesine giderek artan desteğini zayıflatmaya yönelik bir oyun olduğu yönünde.”

‘PKK’YE SİLAH BIRAK DEMENİN HİÇBİR ANLAMI YOK’

Türk devletinin PKK’ye silah bırakma çağrılarını da değerlendiren Prof. Cavalli, dünya örneklerinin PKK’ye ‘silah bırakma’ dediğini söyledi. Hiçbir garanti olmadan PKK’ye silah bırak çağrısı yapmanın hiçbir anlam ifade etmediğini belirten Prof. Cavalli, şöyle devam etti: “Şu anda, eğer Kürt savaşçıları adına karar vermem gerekseydi, bu sürecin başarılı olacağına dair hiçbir garanti olmadığını ve böylesi bir durumda silah bırakmayı tartışmanın anlamsız olduğunu söylerdim. Çünkü devletin verdiği hiçbir garanti yok.

Hiçbir garantinin olmadığı bir durumda silahların bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum. Şu anda, Erdoğan'ın Rojava üzerinde henüz mutlak kontrolü elde edememesinin tek nedeni, Kürt savaşçılarının direnişidir. Eğer Kürt savaşçılarının silahlı mücadelesi olmasaydı, Rojava çoktan kaybolmuş olurdu, bu kesin.

Her zaman silahları bırakmak ve barışa kavuşmak daha iyi olur, ama bunun sadece küçük bir tiyatro olmadığından ve sonunda tamamen bir felakete yol açmayacağından emin olunmalıdır. Çünkü silahlar bir kez bırakıldığında, diğerleri gelip söyledikleri belirsiz vaatleri yerine getirmezse, her şey biter.

‘DÜNYA ÖRNEKLERİ PKK’YE SİLAH BIRAKMA DİYOR’

Dünyada ulusal kurtuluş mücadelesi veren savaşçılara, silahlarını bırakmaları karşılığında demokrasi vaat edilen birçok örnek var. Örneğin, Orta Amerika'da ve dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi; hatta isterseniz, İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda, Nazi faşizmine karşı savaşan tüm direnişçiler, toplumun adalet kriterlerine göre reform yapabileceklerini düşünüyorlardı. Ancak bir yıl sonra Amerikalılar, Soğuk Savaş ile geldiler ve dediler ki: ‘Yaptıklarınız için çok teşekkür ederiz, ama şimdi bitti, artık biz yönetiyoruz.’

Yani benim izlenimim şu ki; şu anda Rojava, Kürtler, dünya ve demokrasiye inanan herkes için bu sürecin olumlu olacağına dair ciddi bir garanti yok. Tüm bunlar göz önüne alındığında, karar verecek olan ben olsaydım, derdim ki, hayır, silahlarımızı korumak zorundayız.”

‘ÇÖZÜM ABDULLAH ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜYLE GELİR’

Silah bırakmanın gerçek bir demokratik çözümün ardından yaşanabileceğine dikkat çeken Prof. Franco Cavalli, “Mandela örneğini göz önünde tutarak silahları bırakma durumu, ancak Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşması, ardından Rojava’ya giderek halkı ve hareketiyle birlikte Kürt meselesinin nasıl çözüleceğine dair ciddi tartışmaları yapmasından sonra gelişecek sürecin ardından gerçekleşebilir. Ama Sayın Öcalan’ı şu anda olduğu gibi, tamamen insani olmayan koşullarda hapiste tutmak ve ardından belirsiz bir şekilde küçük bir tiyatro yaparak ‘hayır, hayır, biz bunu çözeceğiz, silahlarınızı verin ve biz bunu halledeceğiz’ demek, bence kesinlikle ciddiye alınacak bir şey değil ve bu tuzağa düşmemek gerekir” diye vurguladı.

PROF. DR. FRANCO CAVALLI KİMDİR?

Franco Cavalli, İsviçreli tanınmış bir onkolog ve siyasetçidir. 1942 yılında İsviçre’de doğan Cavalli, özellikle kanser araştırmaları ve tedavisi alanındaki çalışmalarıyla bilinir. Onkoloji alanındaki uzmanlığı ve uluslararası düzeydeki katkıları sayesinde dünya genelinde tanınan Cavalli, sadece tıbbi alanda değil, aynı zamanda siyasi alanda da aktif bir figür. İsviçre Sosyalist Parti’nin bir üyesi olan Cavalli, bir dönem parlamenterlik olmak üzere, uzun yıllardır siyaset içerisinde aktif olmaya devam ediyor.

Union for International Cancer Control (UICC) ve European Society for Medical Oncology (ESMO) gibi birçok uluslararası kuruluşta liderlik pozisyonunda da yer alan Cavalli, yaptığı çalışmalarla Amerika Kanser Araştırmaları Derneği başta olmak üzere birçok prestijli ödüle de layık görüldü.