Foruma katılan ve görüşlerini Deutsche Welle radyosuyla paylaşan İtalyan Kültür Derneği (ACRI) Başkan Yardımcısı Filippo Miraglia, Pozzallo’daki karşılama merkezinin mülteciler için uygun olmadığına dikkat çekti.

İlk başvuruların yapıldığı merkezin özellikle çocuk yaştaki çocukların kalmasına uygun olmadığının altını çizen Miraglia, koşulların İtalyan yasalarına aykırı olduğunu vurguladı.

Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM) verilerine göre İtalya’ya bu yılın başından itibaren giriş yapan 33 bin kişinin büyük çoğunluğu zor şartlarda yaşamaya mecbur bırakılıyor. Bu mültecilerin sorunlarına odaklanılması gerektiğini söyleyen IOM İtalya Direktörü Federico Soda, başvuruların incelenmesi ve statü verilmesi gibi konularda oldukça ağır işleyen bir bürokrasi olduğuna dikkat çekiyor.

Yunanistan’a gelen mültecilerin büyük kısmının savaşların olduğu Suriye, Irak ve Afganistan gibi ülkelerden geldiğini hatırlatan Soda, Afrika ülkelerinden gelen mültecilerin ise daha farklı ‘profilleri’ olduğunun altını çiziyor. Çoğunluğu gençlerden oluşan Afrikalı mültecilerin iltica gerekçelerinin çeşitliliğine dikkat çeken Soda, bu nedenle İtalyan makamların başvuruların sonlandırmakta zorlandığını belirtiyor.

Başvuruların cevaplanmasının uzaması nedeniyle binlerce mülteci kampları terk ederek başka kentlere veya kırsal bölgelerdeki tarımsal alanlarda iş bulmaya çalışıyor.

PSİKOLOJİK YARDIMDA CİDDİ EKSİKLİKLER VAR

IOM yöneticisine göre, Afrika’dan gelen mültecilerin büyük çoğunluğu birden fazla ülkeyi geçerek İtalya’ya ulaşıyor ve birçoğunun gerçek manada varmak istediği bir hedef ülke bulunmuyor. Bu kişilerin yüzde 80 kadarının ise yol güzergahında fiziki şiddet ve işkenceye maruz kaldığı tahmin ediliyor.

Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü (MSF) üyesi Flavia Calo, bugüne kadar görüştüğü yüzlerce mültecinin benzer sorunlarla karşılaştığını söylerken, kimileri için Akdeniz’de yapılan yolculuğun ‘belki de en kolay tecrübe’ olduğuna dikkat çekiyor. Calo, mülteci kabul merkezlerindeki psikolojik destek hizmetlerinin yetersizliğine işaret ederken, mülteci kamplarının bu gerçeklere uygun olarak hazırlanması gerektiği görüşünde.