HTŞ, 29 Ocak’ta Şam’da bir "zafer" konferansı düzenledi. Bu konferans, Colani'yi yeni devlet başkanı olarak seçti ve geçici yasama konseyi atama yetkisi verdi. Aralarında hiç kadının olmadığı, neredeyse tamamının çetelerden oluştuğu konferans bileşimi, yeni iktidarda da kritik görevler üstlenecek. Başka bir tabirle geleceğin Suriye'sini bu çeteler yönetecek.
Colani'ye yetki veren ve yeni Suriye iktidarında yer alanların bileşimi ilginç bir durumu oraya çıkardı. Ne Colani'ye yetki veren konferans bileşiminde ne de yeni iktidarda Sünni Araplar dışında kimse yok. Kürtler, Aleviler ve Dürziler ne konferansa çağrıldı ne de yeni iktidarda isimleri geçiyor. Böylece Colani, daha başından Suriye'yi fiilen üçe, dörde bölmüş oldu.
Dikkat çeken diğer bir nokta da kritik mevkilere getirilmesi düşünülen isimlerle ilgili. Colani'nin zafer konferansına çağırıp kendisini devlet başkanı ilan ettirdiği bileşimde yer alanların çoğu cihatçı grupların komutanları. Daha da ilginci, çoğunun savaş suçlarına bulaşmış olmaları, arananlar listesinde yer almaları.
Örneğin Suriye'nin yeni ordusunda general sözü verilenlerden Fehim İsa, bu isimlerden biri. ABD'nin yaptırım listesindeki Süleyman Şah Tugayı'nın lideri olarak biliniyor. Emrindeki çeteler halen Rojava'ya dönük saldırılarda aktif olarak yer alıyor. Özellikle Efrîn'de yağmalama, insan kaçırma, işkence ve tecavüz suçlarından sorumlu tutuluyor.
Bir diğer savaş suçlusu ise Ahrar el-Şarkiya grubunun lideri Ebu Hatem Şakra. Gerçek adı Ahmed İhsan Fayyad el-Hayes olan Şakra, Kürt siyasetçi Hevrîn Xelef’in vahşice infaz edilmesi başta olmak üzere birçok sivilin katledilmesiyle suçlanıyor. Şakra, 2018’den itibaren yüzlerce tutuklunun idam edildiği Halep dışındaki Ahrar el-Şarkiya hapishanesini komuta etti. Aynı zamanda Êzidî kadın ve çocukların kaçakçılığı ile fidye ve gasp işleriyle de bağlantılı olduğu biliniyor. Süleyman Şah Tümeni Komutanı Muhammed Cesim, diğer adıyla Ebu Amşa ve Hamza Tümeni Komutanı Seyf Polat da yeni iktidarda yer alan diğer tartışmalı isimler arasında.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Colani’nin kendisini cumhurbaşkanı ilan ettiği konferansa sert tepki gösterdi. Yönetim, yaptığı açıklamada bu konferansı "yasa dışı" olarak tanımladı ve alınan kararların ancak ulusal bir toplantıda belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Özerk Yönetim, Suriye'nin geleceğinin sadece belirli bir grubun değil, tüm etnik ve dini bileşenlerin ortak karar mekanizmasıyla şekillendirilmesi gerektiğini başından beri savunuyor ve bunun için çaba harcıyor. Bu nedenle yapılan açıklama, HTŞ'nin Suriye'deki diğer grupları yok sayan ve savaş suçlularını etrafına toplayan tavrına bir tepki niteliğindeydi.
Dikkat çeken bir diğer unsur ise Colani'nin ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye yerine Suudi Arabistan'a yapması oldu. Bu ziyaret, yeni geçiş hükümetine uluslararası destek arayışının bir parçası. Bu kapsamda Suudi Arabistan yeni Suriye iktidarı için kilit bir finans kaynağı olarak görülüyor. Colani, geçiş hükümetinin finansal istikrarını sağlamak ve uluslararası alanda meşruiyet kazanmak adına bölgede etkin olan aktörlerden destek arayışında.
Gelinen aşamada HTŞ lideri Colani’nin oluşturduğu Şam iktidarı, Suriye'nin fiilen bölünmüş olduğunu kabul etmek anlamına geliyor. Çünkü bu iktidar, sadece belirli cihatçı grupları ve onların destekçilerini kapsıyor. Kürtlerin, Alevilerin ve diğer grupların dışlanması, Suriye'nin geleceğini daha karmaşık hale getirmiş durumda.
Yeni Suriye, bir birleşme sürecine mi girecek yoksa daha çok parçalanacak mı? Önümüzdeki günlerde bu sorunun cevabı netleşmeye başlayacak.