3 kentte hasta tutsaklar için duyarlılık çağrısı

İstanbul, Ankara ve İzmir'de hasta tutsaklara ölümün dayatıldığı belirtildi, kamuoyuna duyarlılık çağrısı yapıldı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, “F Oturumu” eyleminin 504’üncüsünü Taksim’de bulunan dernek binasında yaptı. Komisyon üyeleri bu hafta Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan 51 yaşındaki Adnan Öztel’in durumuna dikkat çekti. Açıklamanın yapıldığı salona “Hasta mahpus Adnan Öztel serbest bırakılsın” pankartı asıldı.
İHD Hasta Tutuklular Komisyonu üyesi Mehmet Acettin, "Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulan 51 yaşındaki Adnan Öztel’in ileri derecede behçet hastası olup bu hastalığa bağlı olarak ileri derecede görme kaybı ve diş problemleri yaşamakta ancak halen gerekli tedaviler uygulanmamaktadır” diye belirtti.
Öztel’in cezaevine girmeden önce sağlık sorunun olmadığını belirterek, “16 ay boyunca tanı konulamamış, gözündeki ödem için ilaç vermekle yetinilmiştir.  2011 yılı sonunda, Behçet hastalığı şüphesiyle tetkiklerinin yapılması için hastaneye gelmesi istenmiş ancak hapishane yönetimi ancak 5 ay sonra Öztel’i hastaneye götürmüştür. Tedaviye geç başlanması hastalığın hızla ilerlemesine ve gözlerinde ciddi hasarlar oluşmasına neden olmuştur. Son 6 aydır, hastalığı uygulanan tedaviye yanıt vermediğinden, ölümcül yan etkileri olan yeni bir tedaviye başlanmıştır” diye aktardı.
Diş sorunları nedeniyle acil diş tedavisi olması gerektiğini söyleyen Acettin, “Diş sorunu çözülmediği sürece göz tedavisi yanıt vermiyor, oysa bu yeni başlanan tedavi son şansı. Her yol denendi tek çare bu son tedavi. Aksi durumda kalıcı körlük yaşayacak. Göz tedavisi için sürekli hastaneye gitmesi gerektiği için sürekli karantina uygulanıyor. Bu nedenle bir yıldır hücrede yalnız tutuluyor. Diğer karantina hücrelerinin kapıları açılırken Adnan Öztel’in kapıları açılmıyor. Bu ayrımcı uygulama nedeniyle psikolojisi çok bozuk, sürekli stres altında ve stres behçet hastalığını besliyor” diye belirtti.
Öztel’in sağlığı yanında yaşamının da tehdit edildiğine dikkat çeken Acettin, hasta tutuklunun tedavi edilmesi için serbest bırakılması gerektiğini belirtti. Acettin, “Tedavi hakkının sağlanması, sağlık ve yaşam hakkının korunması için pandemi de dikkate alınarak, Öztel’in ve tüm hasta tutukluların serbest bırakılması gerekmektedir.  Hasta tutukluların, haklarının korunması için yetkilileri göreve, kamuoyunu duyarlılığa çağırıyoruz” diye çağrıda bulundu.


ANKARA
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, hasta tutsakların durumuna dikkat çektiği eylemlerinin 376. haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube önünde açıklama yaptı. İnisiyatif adına açıklama yapan İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Sevil Turgut,  Tokat T Tipi Kapalı cezaevinde  bulunan 3  hasta tutuklunun durumunu aktardı.
Cebrail Vural’ın 27 yıldır cezaevinde tutulduğunu ifade eden Turgut, "Cezaevine girmeden önce TNT patlamasına maruz kaldığından dolayı akciğer hastalığı gelişmiştir. Bu sağlık sorunu nedeniyle soğuk havalarda hastalanmakta ve haftalarca yatakta kalmaktadır. 1998 yılında Yozgat Cezaevinde olduğu sıralarda Verem teşhisi konulmuştur. Midyat Cezaevinde iken de bir hafta hastanede yatmış ve bir ay da hapishanede yatakta yatmak zorunda kalmıştır. O dönemde iltihapla birlikte kan akıntısı da oluşmuştur. Sonra zatürre teşhisi konulmuş ve tedavisi yapılmadan Tokat T Tipi Kapalı Hapishanesine sevk edilmiştir” dedi
Turgut, Vural’ın cezaevine girmeden önce yaşadığı sağlık problemlerinin cezaevinde artarak devam ettiğini hatırlattı.
9 yıldır tutuklu olan Hüsnü Aşkan’nın durumunu aktaran Turgut, şunları söyledi:
"Aralık 2017 tarihinde Van’dan Tokat T Tipi Cezaevine sevk edilmiştir. Bu cezaevine getirildikten sonra sağlık sorunlarının daha da arttığını ifade etmiştir. Mide ağrısı, bağırsak ve safra kesesi kısmında sürekli ağrı, böbrek kısmında ağrı oluşmaktadır. El ve ayaklarda sürekli soğuma yaşıyor. Sürekli olarak zayıflamakta, kemikleri giderek incelmektedir. Gözlerde rahatsızlık bulunuyor. Sağ göğüs kısmında çarpıklık olması nedeniyle ciddi ağrılar çekmekte ve bel ve boyun kısmında ağrı, uyuşma, karıncalanma yaşıyor. Bu sağlık sorunları için farklı birçok ilaç kullanıyor. Özellikle mide-bağırsak, göğüs ağrısı için hiçbir düzelme olmamıştır. Ayrıca sağlığa erişimde birçok sorun yaşıyor.”
Turgut, 65 yaşındaki hasta tutsak Ömer Yaman’ın tedavisinin yapılmadığını belirterek, “Ömer Yaman’ın yüksek tansiyon hastalığı ilerleyerek devam etmektedir. Düzenli şekilde tansiyon hapı kullanıyor. Bunun yanında sürekli ve aşırı derecede el titremeleri var ve revire çıkmışsa da yaşına bağlayıp, herhangi bir tedavi yapılmamıştır. Diğer yandan kulaklarında duyma ve gözlerimde görme kaybı var. Pandemi döneminde hastane başvurusu olsa da sevk işlemi yapılmıyor” dedi.
Turgut, durumu ağır olan hasta tutsakların infazlarının ertelenmesi gerektiğini ifade etti.


İZMİR 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nde rehin tutulan Siyasetçi Aysel Tuğluk'un durumuna dikkat çekti. Konak'taki eski Sümerbank önünde yapılan açıklamada, "Ağır hasta mahpuslar ölüyorlar, Susma" pankartı açıldı. Açıklamaya İHD'lilerin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay ve İzmir Barış Anneleri Meclisi üyeleri de katıldı.
İHD İzmir Şube Yöneticisi Ayşenur Kizaroğlu, cezaevlerinde sistematik olarak hak ihlallerinin yaşandığını belirterek, "Hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin önlenmesi için yürüttüğümüz mücadelenin talepleri ülkeyi yönetenler tarafından büyük bir dirençle karşılanmakta, hapishanelerden gelen ihlal bildirimleri, ihlallere her geçen gün yenilerinin eklendiğini göstermektedir. Nitekim şartlı tahliye ve denetimli serbestlik haklarının keyfi olarak engellenmesi, infaz yakma ve çıplak arama ile daha da ağırlaşan hak ihlalleri ve sistematik hale getirilen ağır tecrit, S Tipi Hapishanelerle başka bir boyut kazanmış bulunmaktadır” diye belirtti.
Tuğluk’un yaşamı boyunca birçok hukuksuzluğa maruz kaldığını ifade eden Kizaroğlu, “Genç bir siyasetçi olan Tuğluk, uzun ve meşakkatli siyasal yaşamı boyunca sayısız zorluğa göğüs germiş, birçok hukuksuzlukla karşı karşıya kaldı. Bunların hepsini mücadelesinin bir parçası görerek sabır ve metanetle karşılamıştır. Ancak sevgili annesi Hatun Tuğluk'un 13 Eylül 2017 tarihinde ölümünün yol açtığı acı daha dinmeden yaşadığı kabulü imkânsız olaylar, yaşamına yeni yükler getirmiştir” ifadelerini kullandı.
Tuğluk'un ciddi sağlık sorunlarının olduğunu aktaran Kizaroğlu,  Tuğluk'un cezasının ertelenmesinin gerektiğine dair raporlara rağmen serbest bırakılmadığını kaydetti. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından hazırlanan rapora değinen Kizaroğlu, "Aysel Tuğluk’un; ‘demans’ hastalığından muzdarip olduğu, hayatını sürdürmek için ikinci kişilerin yardımına ihtiyaç duyduğu açık biçimde belirtilmiştir. Kurul, ceza infaz kurumu koşullarında yaşamını yalnız biçimde idame ettiremeyeceğine vurgu yaparak, cezasının infazının ertelenmesi gerektiğini dile getirmiştir. Bu tartışma götürmeyen tıbbi hakikate rağmen Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı;  Adli Tıp Kurumu 3’üncü İhtisas Kurulu’nun ,  'hayatını yalnız biçimde idame ettirebileceği' vurgusu taşıyan tıbbi dayanaktan yoksun raporunu esas aldı. Bunun sonucunda 3 Eylül 2021 tarihinde infaz erteleme talebini reddetti” dedi.
Kizaroğlu, kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaptı.