Serxwebûn’un 513. sayısı çıktı

Serxwebûn gazetesinin 513’üncü sayısı, ‘Rêber Apo, PKK’ye yenilmezlik iksiri içirdi’ manşetiyle okuyucularına ulaştı.

SERXWEBUN

Serxwebûn gazetesi, 513. sayısında ağırlıklı olarak Ortadoğu merkezli 3. Dünya Savaşı’nın tarihsel arka planıyla birlikte güncel durumu tespit ederek, önümüzdeki döneme ışık tutuyor.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın savunmalarından alınan “Kapitalist modernitenin hegemonik saldırısı ve Ortadoğu krizi” başlıklı yazıyla, kendileri sorun ve krizin kaynağı olan güçlerin çözüm gücü olamayacağının altı çiziliyor. Yazıda, bu güçlerin dincilik ya da milliyetçilik argümanları ile geleneksel tarihe sığınarak neden çözüm gücü olamayacakları derinlemesine ele alınıyor.

MUSTAFA KARASU SÜREN SAVAŞI YAZDI

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu’nun “3. Dünya Savaşı Kürdistan ve Ortadoğu merkezli sürüyor” başlıklı yazısında, on yıllardır süren 3. Dünya savaşının nedenleri ele alınıyor. Yazıda 3. Dünya Savaşı, küresel kapitalist sistem içerisine alınamayan güçlerin bu sistem içerisine alınma savaşı olarak tanımlanıyor. Kapsamlı değerlendirmelerin olduğu yazıda, ABD-Avrupa ile güç mücadelesi içerisine giren Çin’in küresel kapitalizm koşullarından en çok yararlanan güç olduğu bu yüzden de Rusya-NATO savaşında Rusya’ya ne açık ne de kapalı desteğinin olmadığı; NATO’nun da bu savaşı Ukrayna üzerinden vekalet savaşı biçiminde sürdürdüğü belirtiliyor

SAVAŞIN TARİHSEL SÜREÇLERİ

PKK Yürütme Komite Üyesi Duran Kalkan ise “Üçüncü Dünya Savaşı, Uluslararası Komplo ve Kürt özgürlük mücadelesinin önemi” başlığıyla kaleme aldığı yazıda, I.ve II. Dünya savaşlarını, başlama nedenleri ve sonuçlarıyla ele alıyor. Kalkan, her bakımdan ağır tahribatlara yol açan 1. Dünya Savaşı’nı esas olarak İngiliz ve Alman sermaye tekelleri arasındaki paylaşım savaşı olarak değerlendiriyor. Kalkan, İttihat ve Terakki yönetiminin de hesaplarına işaret ediyor. 

PKK Yürütme Komite Üyesi Duran Kalkan “Köleleşme öz savunmayı kaybetmeyle başlamıştır” başlıklı diğer yazısında da, savaş olgusunu tarihsel süreçler açısından ele alıyor. Bunlardan birincisini, gasp, sömürü ve baskının aracı olarak kullanılan saldırı savaşları, ikincisini ise bu saldırılar karşısında varlığını ve özgürlüğünü korumayı ifade eden meşru savunma savaşları olarak değerlendiriyor. Kalkan, özgür yaşamak ve var olabilmek için saldırganlığın olduğu ortamda güçlü bir savunma yapmanın gerekliliğini, tarihsel ve güncel örneklerle analiz ediyor. 

HÊLÎN ÜMİT, TARİHSEL FIRSATLARA DİKKAT ÇEKTİ

PKK Merkez Komite Üyesi Helîn Ümit, “Kazanan Kürt halkı ve özgürlük olacaktır” başlıklı yazısında, 3. Dünya Savaşı koşullarında Kürt halkı ve özgürlük mücadelesinin, kadın özgürlüğüne dayalı demokratik ve ekolojik modernite sistemini kuracak şansı yakaladığını, Kürt halkı ve kadınların kazanacakları yeni bir dünya olduğunu belirtiyor. Güncel siyasal gelişmeleri de değerlendiren Ümit, yapısal krizin çözümsüzlüğünün yeni sistem arayışlarını güçlendireceğini vurguluyor. 

SABRİ OK, ULUSLARARASI KOMPLO’YU ANLATTI

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok, “Özgürlük Hamlesi büyütülerek başarıya ulaştırılmalı” başlıklı yazısında, Uluslararası Komplo’nun 26. yılında komploya karşı 10 Ekim 2023’te başlatılan “Önder Apo’ya Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” hamlesinin büyütülerek başarıya ulaşması gerekliliğinin altını kalın çizgilerle çiziyor. Yazıda, komplonun neden ve nasıl gerçekleştiği sorularının yanıtlarının yanında, komploya karşı mücadelenin başarıya ulaştırılması için uluslararası antikapitalist mücadelenin yükseltilmesinin perspektifleri de yer alıyor. 

DILZAR DÎLOK, ÖZ SAVUNMANIN ZORUNLULUĞUNU YAZDI

PKK Merkez Komite Üyesi Dilzar Dîlok, “Yaşamak ve insan olmak istiyorsan öz savunma esastır” başlıklı yazısında, günümüzde giderek artan ve boyutlanan şiddet sarmalı karşısında tek çözümün, her boyutuyla ve yaşamın her alanında öz savunma bilincinin ve örgütlüğünün geliştirilmesi olduğunu güncel örneklerle irdeliyor. Özellikle kadına yönelik saldırıyı tüm saldırıların zirve noktası olarak ele alıyor, şiddet sarmalı sahipleri olan kapitalist modernist sistem ve bölgedeki gerici sistemlere karşı öfkenin gerekliliği üzerinde duruyor.

CEMAL ŞERİK, BASINI VE BASIN ŞEHİTLERİNİ YAZDI

PKK Merkez Komitesi Üyesi Cemal Şerik, “Özgür Basın saldırılara büyüyerek cevap veriyor” başlıklı yazısında, Rosîda Mêrdîn, Gulistan Tara ve Hêro Bahadîn’in Özgür Basın'ın seçkin öncüleri, aynı zamanda Kadın özgürlük düşüncesinin, Kürdistan’ın özgürlüğü ve halkının kurtuluşunun birer öncüleri olduklarını belirtiyor.

Rênas Bêrîtan, “Fiziki-kültürel soykırımı ve asimilasyonu doğru anlayalım” yazısıyla “Beyaz Katliam” olarak nitelendirdiği kültürel soykırımı ve asimilasyona dikkat çekiyor. Türk devletinin kuruluşundaki “Ne mutlu Türküm diyene” sözünden Kürtçenin bilinmeyen bir dil olarak tanımlanmasına ve günümüzdeki müzik ve halay yasaklarına kadar geliştirilen politikaların anlamını anlatıyor. 

Serxwebûn gazetesinin bu ayki son yazısı Pîroz Nûda’ya ait. Nûda, “Var olmak mücadele etmeyi gerektirir” başlıklı yazısında, Kürdistan’da iki çizginin varlığını; yurtseverlik çizgisi ile iş birlikçi­ ihanet çizgisini verilerle ele alıyor.  İkinci çizgiyi temsil eden KDP’nin bir Kürt partisi, gücü olarak görülmemesini; artık herkesin bu ihanet çizgisi ve temsilcisine karşı durmanın gerekliliğini vurguluyor.