Wan’da Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) ile tutsak ailelerinin öncülüğünde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı “Özgürlüğe ses ver” eylemi kapsamında Sanat Sokağı’nda basın açıklaması yapıldı. “Tecride son ver” pankartının açıldığı açıklamaya, “Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını ve Ailelerini Kaybedenlerle Dayanışma Derneği(MEBYA-DER), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Tevgera Jinên Azad (TJA), DEM Parti Gençlik Meclis üyelerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
AKP-MHP iktidarının hapishaneleri toplumu sindirme aracı olarak kullandığını belirten TUHAY-DER yöneticisi Emin Şeker, “Cezaevleri, toplumsal muhalefeti susturmak amacıyla demokratik siyaset mücadelesi verenleri, gazetecileri, akademisyenleri ve düşünce özgürlüğünü kullananları susturma aracına dönüşmüş durumdadır. Tutsak aileleri olarak bu tecrit, baskı ve sindirme politikalarını kabul etmiyoruz, bu iktidarı bu haksız politikalardan vazgeçmeye çağırıyoruz. Mahpusların dil, inanç, sağlık ve yaşam, bilgi, yayın edinme, aile ve avukat ziyareti haklarının korunması gerekmektedir. Cezaevlerinde tutulan yaşlı, hasta, engelli, çocuk, kadın ve mülteci tutsakların çoklu ayrımcılığa, ötekileştirmeye ve hak ihlallerine maruz kaldığı bilinmelidir” dedi.
‘OHAL HUKUKU KALICI HALE GETİRİLMİŞ DURUMDADIR’
İnfazını tamamlayan birçok tutsağın tahliyesinin engellendiğine dikkat çeken Şeker, “Neredeyse her gün, her yerde ‘Özgürlüğe ses verin’ ve ‘tecride son verin’ çağrılarını yapıyoruz. Çünkü Türkiye cezaevlerinde OHAL hukuku ülkede kalıcı hale getirilmiş durumdadır. Cezaevi Gözlem ve Denetim Kurulları keyfi, hukuksuz ve yasadışı kararlara imza atmaktadır. Tahliyesi gelmiş yüzlerce tutsak keyfi bir şekilde verilen disiplin cezaları bahane edilerek 3 ay, 6 ay hatta 1-2 yıl cezaevinde fazladan tutulmaktadır. İktidarın atadığı bu memurlar bir yargı mercii gibi, bir mahkeme gibi hüküm belirlemektedir. Bu uygulamayla AKP’nin personelleri yargının yerine geçip adaletsizlik dağıtmaktadır” diye konuştuç
‘İMRALI’DAN 44 AYDIR HABER ALINMIYOR’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük geliştirilen tecrit politikasının her geçen gün derinleştiğini vurgulayan Şeker, görüşmek için yapılan bütün başvuruların yanıtsız bırakıldığını hatırlattı. İmralı Adası’ndan yaklaşık 44 aydır haber alınmadığının altını çizen Şeker, şöyle devam etti: “Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Cezaevi’ne 600’e yakın aile ve avukat görüşü başvurusu yapılmıştır. Bu hafta içerisinde dahi yeni avukat ve aile görüş talepleri yapılmıştır. Ancak yapılan tüm bu başvurular ya yanıtsız bırakılmıştır ya da gerekçesi belirtilmeyen ‘disiplin cezaları’ ile reddedilmiştir. İmralı cezaevinde tutulan Sayın Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’a ilişkin de benzer bir hak ihlalinin yaşandığı, görüş, ziyaretçi, spor ve açık hava egzersizlerine çıkma haklarının ihlal edildiği, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) raporlarıyla ortaya çıkmış ve tecridin devam ettiği ifade edilmiştir.”
Eylem, “Bijî berxwedana zindanan” ve “Bijî berxwedana İmralı” sloganları ve oturma eyleminin ardından sonlandırıldı.