Çiçek: Tecrit hukuksuzluğuna derhal son verin

HDP İstanbul İl Örgütü, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Şişli Merkez Camii’nin önünden kitlesel açıklama yaptı.

Barış Annelerin ön saflarda yerini aldığı açıklamada Adalet Bakanlığı’na çağrıda bulunan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Cengiz Çiçek, İmralı Cezaevi’ndeki çifte standart ve hukuksuzluğun derhal sona gerektiğini söyledi.

HDP İstanbul İl Örgütü, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve DTK Eşbaşkanı ve HDP Milletvekili Leyla Güven öncülüğüne devam eden süresiz ve dönüşümsüz açlık grevlerine dikkat çekmek için Şişli Camisi önünde kitlesel açıklama yapıldı.

Polis ablukası altında gerçekleşen açıklamada, açlık grevindeki siyasi tutsakların aileleri ve barış anneleri ön saflarda yerini aldı. Sık sık, “Leyla Güven onurumuzdur”, “Bijî berxwedana zindanan” sloganlarının atıldığı eylemde, ilk açıklama Rize Kalkandere L Tipi Cezaevi’mde tecride karşı açlık grevinin 38 gününe giren siyasi tutsak Serhat Karsu’nun ablası Aynur Taş tarafından yapıldı.

BU ZULÜM BİTMELİ

Kardeşinin fotoğrafını taşıyan Taş, bu zulmün derhal sonlanmasını istedi. 1 Mart’tan bu yana açlık grevinde olan kardeşi Serhat’ın tekli hücreye atıldığını aktaran Taş, tutsaklara tecrit içinde tecrit yaşatıldığına işaret etti. Gözyaşlarına boğulan abla Taş, şöyle konuştu: “Çocuklarımız bedenlerini ölüme yatırdılar. Çocuklarımızın cezaevinde ölmelerini istemiyoruz. Yeter anneler ağlamasın. Kardeşimin suçu nedir 130 yıl hapis cezası verdiniz? Kardeşim Kürt olduğu ve kendi halkının haklarını savunduğu için cezaevinde. Cezaevlerinde kalan hiçbir siyasi tutuklu suçlu değildir. Hepimiz Serhat’ız; Serhat’ın binlerce kardeşi var. Ölümler dursun yeter yeter barış istiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a seslenen Taş, “Eğer senin vicdanım varsa bize ses vermelisin. Bu zulüm yeter. Eğer Cumhurbaşkanı bu zulmü görmüyorsa sen bir anne olarak görmelisin. Kürtler üzerinde süren bu zulüm bitmelidir; bunu kabul etmiyoruz” dedi.

SONUNA KADAR ARKALARINMDAYIZ

Maraş Cezaevi’nde 1 Mart’ta bu yana açlık grevinde olan siyasi tutsak Ramazan Sebuktekin’in annesi Fatma Sebuktekin, oğlu ve direnişte olan tutsakların sesini duyurmak için ellerinden ne geliyorsa onu yapacaklarını vurguladı.

Oğlu Ramazan’ın 15 yaşındayken cezaevinde girdiğine dikkat çeken acılı anne, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’a şöyle seslendi: “Soruyorum size bizin çocuklarınız henüz 15 yaşındayken zindana atılsa ne yapardınız? Bizim çocuklarımız, gençlerimiz bedenlerini ölüme yatırmış ama tek bir ses yok.” Direnen tutsakları sonunda kadar desteklediklerini kaydeden Sebuktekin, “Sonuna kadar arkalarındayız. Açlık grevi talebi karşılana kadar onların sesine ses olacağız” diye konuştu.

BU SÜREÇTE ADALETE OLAN İNANCIMI YİTİRDİM

Fransa Strasbourg’da tecride karşı 14 aktivistle birlikte açlık grevi eyleminin 112’inci gününe geride bırakan KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç’un Yüksel Koç’un ablası Cahide Yıldırım, kardeşinin ve beraberindeki açlık grevi eylemcilerin durumun giderek kötüleştiğine dikkat çekti. Üç gün, üç gece Adalet Bakanlığı’nın önünde nöbet tuttuğunu aktaran Yıldırım, ancak tek bir muhatap bulamadığını belirtti. Bu süreçte adalete olan inancını tam yitirdiğini vurgulayan Yıldırım, “Her gün cezaevlerinden ölüm haberleri geliyor. Bu haberler yüreğimizi dağlıyor. Ana akım medyadan bunları hiç yazmıyor. Yeter ne istiyorsunuz bizden? Çocuklarımızın direnişini de mi savunmayalım” diye feryat etti.

ÇİÇEK: HUKUK HERKESE LAZIM

HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Cengiz Çiçek ise, Türkiye cezaevlerinde tecride karşı 5 aya aşkındır açlık grevlerinin devam ettiğini hatırlatarak sözlerine başladı. Anayasanın, yasaların infaz kanunlarının herkes için geçerli olduğunu vurgulayan Çiçek, bu yasaların tek bir cezaevinde uygulanmıyorsa bunun sorumlusunun ülkeyi yönetenlerin olduğunu belirtti. İmralı Cezaevi’nde yıllardır bu hukuksuzluğun, bu yasa tanımazlığın sürdüğüne işaret eden Çiçek, şunları kaydetti:

“Bugün zindanlarda bedenini açlığa yatıranlar ülkeyi yönetenlere yasalara uygulamaya davet ediyor. Temel talebimiz hukukun her yerde tesis edilmesine yönelik bir talep. Hukuk herkese lazım. Bu ülkenin geçtiği siyasal süreçleri hepimiz tanık olduk. Dün hukuku elinde bulunduranlar, bugün hukuka muhtaç duruma düştüler. O yüzden tarafı ve görüşü ne olursa olsun bir ülkede yasa ve hukuk varsa bu hukuk herkese eşit ve adil uygulanmak zorunda.”

ADALET BAKANLIĞINA ÇAĞRI: ADALETİ SAĞLAMAK ZORUNDASINIZ

Hukuk temelinde ortaya çıkan bu eşitsizlik ve haksızlığın bir gün herkesi tehdit altında alacağının uyarısında bulunan Çiçek, kriminalize edilmeye çalışılan tecridi kaldırım talebe bütün demokrasi güçlerinin kulak kabartmasını gerektiğinin altını çizdi. “Annelerin canları yandıkça, öfkeler biriktikçe olan bu topraklara olacak” diyen Çiçek, Adalet Bakanlığı’na çağrıda bulundu: “Ülke cezaevlerinde bile çifte standart varsa bunu sorgulaması gereken bizler değil, bu ülkeyi yönetenlerdir. Türkiye cezaevlerindeki adaleti, eşitliği sağlamak zorundasınız. Sayın Öcalan üzerindeki gayri hukuki uygulamalar derhal son bulmalı; avukatları ve ailesiyle görüşmesi sağlanmalı ve yasalarda doğan tüm hakları derhal tanınmalıdır. Bu yasasızlık uygulamalarına derhal son verilmeli. Bu ülkeye barış gelecekse o da eşitlikle olacak.”

‘BU ŞARKI YARIM KALMAYACAK’

Son olarak, İrlanda’da Bobby Sands ve arkadaşlarının yaptığı açlık grevine atıfta bulunan Çiçek, “İrlanda'da açlık grevinde bulunan Bobby Sands ve arkadaşlarını anlatan bir kitap var, 'yarım kalmış bir şarkı' der. Evet, İrlandalı devrimcilerin kendi yaşamları belki yarım kaldı. Ama kolektif demokrasi mücadelesinde o şarkılar hiçbir zaman yarım kalmayacak. Biz hapishanelerde süresiz dönüşümsüz açlık grevine giren arkadaşlarımızın hayatının son bulmaması, onların şarkılarının yarım kalmaması için mücadele edeceğiz” dedi.