İslam Masası: İslam dünyası gerçeklerle yüzleşmeli, özeleştiri vermeli

HDP Halklar ve İnançlar Komisyonu bünyesindeki İslam Masası toplantısında konuşan HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, İslam dünyasını gerçeklerle yüzleşmeye ve özeleştiri vermeye çağırdı.

HDP Halklar ve İnançlar Komisyonu bünyesinde faaliyet yürüten İslam Masası, İslam’da Emek, Barış ve Adalet Kampanyasının dördüncü buluşmasını Meletî’de gerçekleştirdi.

Buluşmaya İslam Masası Eş Sözcüleri Diba Keskin, Emin Ay din alimleri, STK temsilcileri, milletvekilleri Hüda Kaya ve Ömer Faruk Gergerlioğlu ve çok sayıda kişi katıldı.

1400 YILDIR KADINLARIN EVE KAPATILMASININ DAYATILMASINI KABUL ETMİYORUZ

Toplantıda konuşan Diba Keskin, Halklar ve İnançlar Komisyonu bünyesinde İslam Masası, Alevi Masası ve Halklar Masası’nın olduğunu belirterek, “Halkların isteğine göre bu çalışmaları artırıyoruz. Bu ülkede, bu coğrafyada yaşayan bütün herkesin inancını, fikrini, hayat tecrübesini özgürce yaşayabilmesinin koşullarını yaratmak için HDP çalışıyor ve bunu herkese yaymak istiyor” dedi.

“İslam Masası olarak 1400 yıldır bağnaz alimlerin dayattığı gibi kadınların eve kapatılmasını kabul etmiyoruz” diyen ….  “İslam Masası kadının özgürce toplumda var olmasını savunuyor ve bizler de bunun için mücadele ediyoruz. Biz toplumu tarif ederken sadece erkekler üzerinden tarif etmenin yanlış olduğunu düşünüyoruz. Erkeğin fikri nasıl değerliyse kadının da fikri ve varlığı önemlidir ve böyle var olmalıdır” ifadelerini kullandı.

6 yaşındaki çocuğun zorla evlendirilmesine de tepki gösteren…. “Ey bu gök kubbeyi camilerle dolduran, ey minareleri göklere doğru uzatan erkek alimler; siz bu nikahı kıydınız. Orada Fatiha'yı nasıl okudunuz? Bunun sorgulanması lazım. Bu olay kınanması gereken, kabul edilmeyen bir olaydır” diye tepki gösterdi.

Mücadelelerinin sadece “kadın mücadelesi” olmadığını ifade eden … “Mücadelemiz sesi duyulmayan, kapıların arkasına kapatılan herkes için geçerlidir. Hristiyanlar için de, Aleviler için de geçerlidir” şeklinde konuştu.

GERGERLİOĞLU: İSLAM DÜNYASI PERİŞAN HALDE

HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, İslam dünyasının perişan halde olduğunu ve gençlerin Batı’ya kaçtığını belirtti.

Gergerlioğlu, “Bu ülkede, bu dünyada hepinizin bir karar vermesi lazım. Bu ülke böyle gitmez, bu dünya böyle gitmez. Bu İslam dünyası böyle gitmez. Bu ülkenin büyük çoğunluğu Müslüman, fakat İslam’ın emrettiği adalet anlayışından uzak. İslam dünyası perişan bir halde, öylesine perişan bir haldeyiz ki Türkiye’den gençler kaçıyor. İslam dünyası Batı'ya kaçıyor” dedi.

Adaletin terk edildiğini ve zulmün mesken edildiğini kaydeden Gergerlioğlu, “Allah, adaleti emreder. Allah zulmü, baskıyı, tahakkümü, kimlikçiliği değil; adaleti emreder. İşte onu kaybettiğimiz an bu hale düştük” diye belirtti.

KÜRTLERİ SAVUNMAK İÇİN KÜRT OLMAK GEREKMİYOR

“Gelin bir muhasebe yapalım. Ülkede adalet terk edildiği için insan hakları ihlalleri oluyor. Adalet terk edilmesiydi bu ülke bu halde mi olurdu?” diye ekleyen Gergerlioğlu, “Kürtlerin hakkını savunmak için Kürt olmak mı gerekiyor?” diye sordu.

Gergerlioğlu, “Ben Kürt değilim, Türküm ama insanım. Kürt meselesindeki haksızlıklara karşı mücadele etmek için adil bir insan ve vicdanlı olmak yeter” vurgusunda bulundu.

Gergerlioğlu, “Adalet mefhumunu alıp başımızın üstüne koymamız lazım. Şu anda tam bir soykırım yaşatılıyor KHK ile ihraç edilen yüzbinlerce insana, hiçbir çözüm de bulunmuyor. Seni ezerim diyor; Kürdü ezerim, atarım, bombalarım, hiçbir şey diyemezsin, diyor. Atarım işinden, seni terörist ilan ederim, kimse bana bir şey diyemez, diyor” ifadelerini kullandı.

İSLAM DÜNYASI GERÇEKLERLE YÜZLEŞMELİ, ÖZELEŞTİRİ VERMELİ

İslam dünyasının gerçeklerle yüzleşmeye ve özeleştiri vermeye çağıran Gergerlioğlu şunları söyledi:

“Ne yazık ki muhafazakar toplum buna ses çıkarmıyor. Dün muhafazakar toplumun da ağzında atalarımızın dini söylemi vardı. 28 Şubat 1997 neden çıktı? O zamanlar yaşanan dehşet verici bir hal vardı, Fadime Kalkancı olayı vardı. İslami camianın özeleştiri yapması gereken bir hal vardı. Muhafazakar camia komplodur, Müslümanlara iftira atılıyor, dediler. O zaman bu özeleştiri yapılmadığı için 6 yaşındaki bir çocuğun nikahının kıyıldığı haberiyle ortalık sarsılıyor. Özeleştiri yapmazsan, başına bu gelir. Sen gerçeklerle yüzleşmek zorundasın. Bu ülke ve İslam dünyası böyle gitmez, ya bu rezaletten kurtulacağız ya bu yanlışlıklarla derin bir muhasebe yapacağız ya bunları reddedeceğiz, ya da aynı hali yaşayacağız.

Demokrasinin İslam'a aykırı olduğunu söylüyorlar. Demokrasi, katılımcılık ve paylaşımcılıktır. Neresi İslam'a aykırı? Biz neden kendimizi yenileyemiyoruz? Bunun hesabını yapalım. İslam dünyası zamanında bütün dünyaya örnek olurken neden şimdi bütün dünyanın dibine düştü? Bu ülke neden bu hale düştü? Bunun muhasebesini yapmak zorundayız. Bu ülkedeki bu yanlışlara karşı mücadele ediyoruz. AKP-MHP zulüm iktidarına karşı mücadele ediyoruz. Her kesimiyle Sünni'siyle, Alevi'siyle, dindarıyla, dinsiziyle, Kürd'üyle, Türk'üyle herkese diyoruz ki adaleti, barışı birlikte yükseltelim. Bu dini istismar eden AKP ve MHP’nin eline bırakmayalım. AKP değil bunlar, Zulümat Partisidir bunlar, zulümat bakanı var; bütün bu zulümlerin sorumlusudur. Yine de utanmadan ağızlarından Allah, din, kitap düşmüyor. Sünni bir Müslümanın en büyük görevi Alevi kardeşinin, Ermeni kardeşinin haklarını savunmaktır; ateist bir insanın yanında olmaktır, cinsel yönelimi ve kimliği ne olursa olsun o insana saygı duymaktır. İlla tüm dünya bizim gibi olmak zorunda mı? Bırakın insanlar farklı farklı olsun. Gelin öze dönüşü sağlayalım.”

KAYA: DİN İSTİSMARI VAR

HDP Milletvekili Hüda Kaya ise şöyle konuştu: "Bir insanın yüreğinde ne kadar cenneti yaşatırsanız o kadar cennetliksiniz. Bir toplumun yaşamını ne kadar cehenneme çeviriyorsanız o kadar cehennemliksiniz (…) İnsanlığın ortak değerlerine karşı savaş açmışlar. Tüm kötülükleri kurnazlıkla gizlemeye çalışıyorlar. Ebetteki barışa düşmanlık ve kötülük son 20 yılda ortaya çıkmadı. Ama binlerce yılın getirdiği bir kötülük yapma anlayışı var. Din istismarı var. İşine geldiği zaman din, vatan ve bayrak kamuflajına sığınarak kötülüklerini gizliyorlar. Sarayların ışıkları yansın diye garibanların çocuklarını cepheye süren zihniyetler, dün aynıydı bugün de aynıdır. Kendi çıkarları için tabutlardan ve kandan beslenenler bugünkü iktidarın şahsında nasıl mücessem bir politikaya dönüştüğünü görüyoruz.”