İstanbul’daki Adalet Nöbeti’ne polis saldırısı: 11 gözaltı

İstanbul’da tutsak yakınlarının sürdürdüğü Adalet Nöbeti’ne saldıran polis 11 kişiyi gözaltına aldı.

Her hafta düzenlenen eylemin 36’ncısı Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde yapıldı.

Tutsak yakınları, hasta ve infazı yakılan tutsakların serbest bırakılması, cezaevlerindeki keyfi ve sistematik hak ihlallerine son verilmesini istiyor.

Adalet Nöbeti’ne Tekirdağ 2 No’lu F Tipi’nde tek kişilik bir hücrede tutulan ağır hasta tutsak Erdal Özel'in ablası Kumri Akgül ve Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’ndeki Hatice Calhan’ın annesi Zeynep Calıhan katıldı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, Anadolu Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER) yöneticileri, HDP il ve ilçe yöneticilerinin de aralarında olduğu çok sayıda kişi eyleme destek verdi.

Türk polisi eylem öncesi Çağlayan Meydanı’nı ablukaya alarak, Kağıthane Kaymakamlığı’nın eylem ve etkinlik “yasağını” öne sürdü.

Eylemi engellemeye çalışan polis, tepki gösteren eylemcileri de ablukaya alarak, saldırdı.

Tutsak aileleri, “Bizim adalet aramamız suç mu? Biz buraya adalet için gelmişiz, eğer bu suçsa bu suçu her zaman işleyeceğiz” diye tepki gösterdi.

Polis saldırı ardından Zeynep Calıhan, Kumru Akgül, Emine Arslan, Şahin Kızılkaya, Feryat Sakallı, Sebahattin Halli, Şafi Erol, Evin Genç,  Adalet Ünlü, Emrullah Şenyüz ve Zemine Gökçe’yi gözaltına aldı.

HDP Milletvekili Musa Piroğlu, polis şiddeti ve gözaltılara tepki göstererek, işkenceyle gözaltına alınmanın bugün bütün sokaklara yayıldığını belirtti.

Piroğlu şöyle konuştu: “Tutsak yakını anneler sürekli gözaltına alınıyor, hapishanedeki sorunların dile getirilmesi engelleniyor. Hasta tutsakların seslerinin kısılması, annelerin darp edilmesi bu ülkenin vicdanına yönelik bir saldırıdır. Sustukça, kabul ettikçe, sessiz kaldıkça bu abluka büyümeye devam edecek. Hapishanelerde hasta tutsaklar öldürülüyorsa, bu zulüm varsa, bile bile cinayete kurban ediliyorsa, bunun sorumlusu artık biziz. Bunun sorumlusu sessiz kalan halkın kendisidir. Bu çağrı, bu halkın kendisinedir. Bu anneleri biz burada yalnız bıraktığımız sürece, bunu yaşamaya devam edeceğiz. Hapishanelerdeki ölümlere sessiz kaldıkça sokakta ölmeye devam edeceğiz. Bu zulüm ve zorbalığa karşı herkesi seslerini yükseltmeye, hasta tutsakların yanında olmaya çağırıyoruz.”