İstekli: Bağımsız bir heyet inceleme yapmalı

ÖHD İstanbul Şubesi Eşbaşkanı Gürkan İstekli, yapılması gerekenin kimyasal görüntülerin araştırılmasını isteyen insanları hedef almak yerine, bağımsız bir heyetin inceleme yapmasını sağlamak olduğunu söyledi.

Güney Kürdistan’da gerillalara yönelik kimyasal silah saldırısına dair görüntüleri izleyen ve konu hakkında hekim görüşünü belirten TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın ve özgür basın emekçilerinin hukuksuz bir biçimde tutuklanmasına yönelik tepkiler sürüyor. ANF’ye konuşan Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Eşbaşkanı Gürkan İstekli, peş peşe yapılan bu tutuklamaların ifade özgürlüğünün önündeki iktidar engelinin geldiği noktayı özetlediğini vurguladı.

‘BAĞIMSIZ BİR HEYETİN İNCELEME YAPMASI SAĞLANMALI’

Gözaltıların ve tutuklamaların kimyasal silah kullanımına dair görüntülerin ortaya çıkması ve kamuoyunda ciddi bir tepkiye neden olmasının ardından geliştiğini hatırlatan İstekli, bu durumun dile getirilen şüpheleri güçlendirdiğine dikkat çekti.

Yapılması gerekenin bu görüntülerin araştırılmasını isteyen insanları hedef almak yerine, bu silahların kullanılıp kullanılmadığına dair tarafsız ve bağımsız bir heyetin inceleme yapmasını sağlamak olduğunu hatırlatan İstekli, “Eğer bu silahların kullanıldığını kesin ve net ifadelerle reddedebiliyorlarsa o zaman bu çağrıyı yapmaları gerekir. Ancak buna karşı söz kuran TTB Başkanı Fincancı, avukatlar, gazeteciler hedef gösteriliyorsa demek ki ortada şüpheleri güçlendiren ciddi bir sorun var” dedi.

‘HANGİ HABERİ TAKİP EDECEĞİNE BASIN KARAR VERİR’

Toplumun bu meselenin üzerine daha çok eğilmesi gerektiğini belirten İstekli, “Eğer yurtdışından kendi iradesiyle gelmiş ve ifade vermeye hazır olan bir insanı gözaltına alıp tutuklayacak kadar ileri bir boyuta gitmişse durum, bu ortada işlenmiş bir suç olduğu iddiasını güçlendirir, bunun üstünü örtmeye dönük bir girişim olduğunu gösterir” dedi.

Kürt gazetecilerin peş peşe hedef gösterilip tutuklanmasına da tepki gösteren İstekli, basının hangi haberi takip edeceğine, hangi haberi yazacağına sadece basının karar verebileceğinin altını çizdi.

‘BU KUMPASLARA YABANCI DEĞİLİZ’

Burada yöneltilen “basın komitesi” suçlamasına yabancı olmadıklarını ifade eden İstekli, geçmişte de KCK adı altındaki operasyonlarda aynı avukatlara, basına, siyasetçilere aynı kumpasların kurulduğunu anımsattı.

Cemaatin taktiklerini bugün hükümetin Kürtlere ve muhaliflere karşı kullandığını vurgulayan İstekli, artık bu kumpasların kamuoyu nezdinde de bir inandırıcılığının kalmadığını kaydetti. Gazetecilerin gözaltına alınma şeklinin tamamen hukuka aykırı olduğunu hatırlatan İstekli, açıkça işkence yapıldığını ve işkence suçunda da zaman aşımı olmadığını vurguladı.

‘TOPLUMUN SESSİZLİĞİNDEN GÜÇ ALIYORLAR!’

İstekli, özellikle seçime yaklaştıkça şiddetin ve faşizmin dozunun bu kadar artırılmasının toplumdan birçok hakikatin gizlendiği anlamına geldiğine işaret etti. Hukuksuzluklar, manipülasyonlar ve dezenformasyonlar üzerine kurulmuş bir iktidarın bu tür zorba yöntemleri uygulamasının kimse için bir sürpriz olmadığını kaydeden İstekli, seçime yaklaştıkça da saldırıların şiddetinin daha da artacağını belirtti. Dayatılan bu hukuksuzluğa ve zulme herkesin yüksek sesle karşı gelmesi gerektiğinin de altını çizen İstekli, “Unutulmamalıdır ki bu hukuksuzluğu uygulayanlar toplumun sessizliğinden güç alıyor. Bir düşünürün ifade ettiği gibi faşizm, ışıktan korkar. Sesimizi yükselttikçe bu hukuksuzluklar, bu uygulamalar gerileyebilir. Biz hukukçular olarak sonuna kadar bu keyfi uygulamaların karşısında olacağız” diye konuştu.