Adana'da açıklama: Tutsakların yaşam hakkı açıkça ihlal ediliyor

Adana Barosu, İHD ve ÇHD, tutsakların yaşam hakkının açıkça ihlal edildiğini belirtti, "ağız içi arama" uygulamasının da son bulmasını istedi.

Adana Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Adana Şubesi, Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerine ilişkin cezaevi önünde açıklama yaptı. Eyleme Adana Baro Başkanı Avukat Semih Gökayaz, ÇHD 2'nci Başkanı Ümit Büyükdağ, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Akdeniz Adana Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AATUHAY-DER), Akdeniz Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AYKAY-DER) ve çok sayıda kişi katıldı.

Gökayaz, "ağız içi arama" uygulamasına son verilip, hasta tutsakların hastane sevklerinin yapılması gerektiğini söyledi.

Cezaevinde keyfi uygulamaların olduğunu belirten Büyükdağ, tutsakların yaşam hakkının açıkça ihlal edildiğini ifade etti.

Ataş, Anayasa’nın ve Türkiye’nin de bir parçası olduğu evrensel hukukun mutlak olarak yasaklamasına rağmen işkence, kötü muamele, ve insanlık onuruna aykırı davranış olgusunun 2022 yılında da Türkiye’nin en başat insan hakları sorunları olmaya devam ettiğini vurguladı.

'İNSANLIK ONURU ÇİĞNENİYOR'

Bu uygulamalardan birinin de uzun bir süredir Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’nde uygulandığına dikkat çeken Ataş, Cezaevinde 2021 yılı Ağustos ayından bu yana tutuklulara "ağız içi arama" uygulamasının dayatıldığını, bu uygulamayı kabul etmeyen tutukluların tedavi ile sağlık haklarının engellendiğini söyledi. Ataş, "Tutuklular, hastaneye gitmek için jandarma tarafından teslim alınacakları bölüme gelene kadar 4 ayrı üst araması, dedektörlü arama ve X-Ray aramasından geçmiş olmalarına rağmen yine de Jandarma tarafından kendilerine ağız içi araması dayatılmaktadır. Bu uygulamanın jandarma personeli tarafından yapılıyor oluşunu ve ağızlarında herhangi bir eşya bulunduğu yönünde bir şüphe olmamasına rağmen uygulanmak istenmesini keyfi ve insanlık onuruna aykırı bulan tutuklular bu uygulamayı kabul etmemektedirler. Ağız içi aramayı kabul etmeyen tutuklular hakkında ‘aramayı kabul etmedi’ şeklinde tutanak tutularak hastaneye sevk edilmemektedirler” diye belirtti.

Yasal düzenlemelerde ancak çok özel koşullarda uygulanabileceği belirtilen ağız içi arama gibi istisnai uygulamaların son yıllarda mevzuat hükümleri gerekçe gösterilerek yaygın bir şekilde uygulandığını belirten Ataş, uygulamaların keyfi olarak kullanıldığını söyledi. Adana Kürkçüler F Tipi Cezaevi'nde uygulanan ‘ağız içi’ uygulamanın herhangi bir ciddi ve makul bir emare olmamasına rağmen jandarma tarafından gerçekleştirilmesinin bu uygulamanın son derece keyfiyet barındırdığını dile getiren Ataş, şunları söyledi:

"Herhangi bir kriter göz önünde bulundurulmadan, sistematik bir şekilde uygulanması nedeniyle de artık tutuklu ve hükümlüler açısından insan onurunu, kişi bütünlüğünü hedef alan, acı verici, aşağılayıcı, onur kırıcı bir fiil olarak icra edildiğini göstermektedir. Yine bu uygulamayı kabul etmeyenlerin hastane sevkleri gerçekleştirilmediği için Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde bulunan onlarca hastanın da uzun bir süredir tedavisi yapılmamaktadır.

Kürkçüler Cezaevi’nde kalp, kanser, kist, beyne pıhtı atması, ülser vb. birçok kronik hastalığı olan onlarca hasta tutuklu ve bulunmaktadır. Bu nedenle ‘ağız içi arama’ uygulaması başta hasta tutuklular olmak üzere tüm mahpusların sağlık ve tedavi hakları önünde de ciddi bir engel olarak bulunmakta ve sağlık durumu ağır olan hasta mahpusların yaşam hakları açısından biz hukukçuları endişelendirmektedir."

Yaşanan bu uygulama hakkında Cezaevi Savcılığı ve Adana Valiliği ile görüşmeler gerçekleştirildiğini ancak herhangi olumlu bir sonuç ise alınamadığını belirten Ataş, "Yaşanan bu süreç nedeniyle bugün bir kez daha Kürkçüler Cezaevi İdaresi’ni, Adalet Bakanlığı’nı, Sağlık Bakanlığı’nı ve tüm yetkilileri sorumluluk almaya, keyfi ve mevzuata aykırı olarak uygulanan ‘ağız içi arama' uygulamasını sonlandırmaya, mahpusların sağlık ve tedavi hakları önündeki tüm engellere son vermeye çağırıyoruz" diye belirtti.