Buldan: Siz çökeceksiniz!

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "HDP, Ülkeyi çöküşten kurtaracak en güçlü demokratik alternatiftir" diyerek, iktidara "Siz çökeceksiniz, HDP direnişiyle büyüyecek" diye seslendi.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin haftalık olağan grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Toplantıya Gülistan Doku’nun ailesi de katıldı.

Buldan, konuşmasına Dünya Anadili Günü'nü kutlayarak başladı. Buldan, "İnkâr nedeniyle Türkiye’de birçok dil kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya. Kadim dillerin köklerinin üzerinde yeşermesi için mücadeleyi sürdüreceğiz" dedi.

'HDP EN GÜÇLÜ ALTERNATİFTİR'

Buldan'ın konuşmasının öne çıkan bölümleri şöyle:

"İki gün önce Mersin kongremizi gerçekleştirdik, çok büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik, çok büyük bir kalabalıkla gerçekleştirdik. Bir önceki hafta da İzmir kongremizi yaptık. Demokrasi ve halk şölenine dönüşen kongrelerimiz de göstermektedir ki; HDP Türkiye’nin dört bir yanında büyüyen bir umuttur! HDP, korku duvarlarını yıkan toplumsal cesarettir! HDP, Türkiye’yi içine sürüklendiği çöküşten kurtaracak en güçlü demokratik alternatiftir! Onurlu bir barışın da, demokratik çözümün de, adaletin ve demokrasinin de teminatı HDP’dir!

Bir toplumu ve ülkeyi çökertmenin ilk yolu önce umudu çökertmektir! Dikkat ederseniz, AKP-MHP iktidarının tüm politikaları halkın umudunu hedef almaktadır. Cezaevlerinde ölüme terk etme politikasıyla insanların umut hakkını yok etmeye çalışıyorlar! Tahliye edilmesi gerekirken cezaevinde tutulan hasta tutsakların ölüm haberleri gelmeye devam ediyor. İçeriden sağ çıkma umudu ağır saldırı altındadır. Açlıkla, yoksullukla, işsizlikle insanların refah içindeki bir gelecek umudunu hedef alıyorlar. Tecritle, çözümsüzlük ve çatışma siyasetiyle barış umudunu saldırı altında tuttuklarını görüyoruz! Hak ve özgürlükleri hedef alarak demokrasi umudunu söndürmek istiyorlar. Bunun farkındayız. Hukuksuzluğa yayarak, adalet umudunu karartmak istiyorlar.

'DOKU AİLESİ'NİN ÇIĞLIĞINA KAYITSIZ KALMAYIN'

780 gündür kayıp olan Gülistan Doku’nun ailesi bugün Meclis’te, burada bizimle, aramızdalar. Karanlıkta bırakılan Gülistan’ın bulunması için Meclis’i göreve çağırmak üzere ailemiz burada. Feryatlarının duyulmasını istiyorlar. Bu feryat hepimizin ortak çığlığıdır. Buradan ben de bir kez daha soruyorum: Gülistan Doku 780 gündür nerededir? Buradan parlamentoyu göreve çağırıyorum, göreve davet ediyorum. Bu ailenin çığlığına kayıtsız kalmayın! Karartmaya ortak olmayın diyorum! Arkadaşlarımız yarın bir araştırma önergesi vererek Doku’nun kaybolmasının araştırılması yönünde bir teklifte bulunacak. Burada bütün partilere sesleniyorum, bu araştırma önergesini destekleyin ve araştırma komisyonu kurulsun.

ÇÖKERTME POLİTİKALARI

Evet, kayıpların üzerini karartmaya çalışan, adalet arayışlarının önüne duvar ören iktidar, tüm bu hakikatlerin açığa çıkmaması için bir şey daha yapıyor. Medyayı baskılayarak, sosyal medyayı engelleme planları yaparak, toplumu tümüyle nefessiz bırakmayı planlıyorlar.  Tüm bu çökertme politikasıyla tüm ülkeyi, tüm toplumu hedef almış durumdalar. Çökertme politikasına karşı direnen herkesi hedef alıyorlar.  Bugün iktidarın bu politikasının önündeki en büyük engel; HDP ve demokrasi güçleridir. Kadınlardır, emekçilerdir ve HDP’nin yürüttüğü demokratik siyasettir! Barış siyasetidir. Yarattığı büyük değişim inancıdır! Toplumun demokratik örgütlenmeleridir. Kadınların mücadelesidir.

'KUMPASLARLA ORTAK GELECEK HEDEFLENİYOR'

Bu yüzden HDP’ye ve tüm toplumsal muhalefete karşı planlı bir saldırı politikası yürütüyorlar. Kobanî Kumpas Davasını ve siyasi intikam amaçlı kapatma davasını bunun için devreye soktular. Demokrasi, adalet ve barış umutlarını yok etmeyi amaçladıklarını gayet iyi biliyoruz. Bu kumpasların tek hedefi tabi ki HDP değildir. Ortak gelecek inancını bir bütün olarak hedeflemiş durumdalar. Demokratik siyaset zemini hedefleyen bu iktidarın bu girişimlerine asla prim vermeyeceğiz ve mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz! Sandıktan elde edemeyecekleri sonuç için yargı kumpaslarına, siyasi operasyonlara bel bağlayan bir iktidar var karşımızda. Merkezi düzeyde bunları yaparken yerelde de her gün parti il, ilçe binalarımızı, yöneticilerimizi, halkımızı hedef alıp saldırıyorlar. Saldırı, baskın, gözaltı ve tutuklamayla geçmeyen bir gün neredeyse yoktur.

SALDIRILAR VE SİYASİ SOYKIRIM OPERASYONLARI

Geçen hafta biliyorsunuz Adana-Yüreğir ilçe binamıza saldırı gerçekleşti. Bu saldırı da tıpkı İzmir il binamızda Deniz Poyraz yoldaşımızın katledildiği İzmir saldırısının bir devamıdır. İstanbul-Bahçelievler’deki silahlı ve bıçaklı saldırı gibi, özellikle 2015’ten bu yana belli odaklar tarafından yürürlüğe konulan planlı-sistematik saldırıların bir parçasıdır. Yine Bingöl Karlıova’da ve daha birçok yerde sabahın köründe evlere baskın yaparak insanlarımızı darp ettiler. Arkadaşlarımızı hukuksuz bir şekilde tutukladılar. Bu saldırıların amacını gayet iyi biliyoruz. Korkutma, sindirme, toplumu susturma ve iktidarın politikalarına boyun eğdirmedir. Parti binalarımıza yapılan baskınlar, düzenlenen saldırılar, açılan kumpas davaları ve hukuksuz tutuklamalar aynı zamanda iktidarın bir seçim çalışmasıdır. Yürüttüğü bir seçim kampanyasıdır! İktidarın talimatıyla hukuku çiğneyerek o baskınları düzenleyenler, iktidarın siyasi militanlarıdır ve AKP adına seçim çalışması yürütmektedirler.

'SİZ ÇÖKECEKSİNİZ'

Bu ülkeyi soyup soğana çevirenlere, mafyaya, tetikçilere, kadın katillerine IŞİD’lilere böylesi baskın ve operasyonların yapıldığını görmedik ve buna hiç tanık olmadık! Suç örgütleri ortalıkta cirit atarken, onlara dokunulmazken, sürekli HDP’yi hedef alanlar aynı suçlular ittifakının ortağıdır. Bu kadar net söylüyorum, net ifade ediyorum. Tabi siyasi hikâyeleri kalmayınca HDP’ye saldırarak bir hikâye oluşturmak istediklerini biliyor ve görüyoruz. Buradan bir kez daha söylüyorum: Hiç boşuna uğraşmayın! Bize karşı yürüttüğünüz siyasi operasyonlardan da, özel politikalarınızdan da bir iktidar hikâyesini çıkartamayacaksınız! Size çıkacak tek bir hikâye vardır. O da, iktidarınızın çöküş hikâyesi olacaktır. Bu hikâye; kumpaslarınızın fiyasko hikâyesi olacaktır. Siyasetinizin iflas hikâyesi olacaktır. Zoru başaran, imkânsızı gerçekleştiren HDP ise, gerçek başarı hikâyesini yazmaya devam edecektir. Direnişin hikâyesini, cesaretin hikâyesini yazmaya devam edecektir. Siz hukuksuzluklarınızla, kumpaslarınızla çökeceksiniz. Ama HDP direnişiyle, mücadelesiyle, ittifaklarıyla yükselmeye, büyümeye, siyaseti belirlemeye devam edecektir!

Buradan bir kez daha net bir biçimde tane tane söylüyorum. Partimize karşı saldırılarınızla  asla bizi yıldıramayacaksınız, biz bu saldırılara asla alışmayacağız. Her gün yapılan siyasi soykırım operasyonlarınıza, il-ilçe binalarımıza düzenlenen saldırılar karşısında asla boyun eğmeyeceğiz, geri adım atmayacağız! Ne yaparsanız yapın! Başaramayacaksınız! Mersin kongremizde söyledim buradan tekrarlıyorum. HDP’siz bir Türkiye, HDP’siz bir siyaset, HDP’siz bir parlamento, HDP’siz yerel yönetimler, HDP’siz bir yaşam hayalleriniz çöp olmaya devam edecektir! HDP’nin yürüttüğü demokratik siyaset, Türkiye halklarının ortak demokratik çıkış yoludur. Bu yolu kapatmanıza asla izin vermeyeceğiz! Halkımız da, demokrasi güçleri de buna izin vermeyecektir!

'HDP'Yİ DAHA DA BÜYÜTECEĞİZ'

HDP’yi daha da büyüteceğiz, daha da genişleteceğiz, güçlendireceğiz! Sesimizin de sözümüzün de ulaşmadığı yer bırakmayacağız! Her bir ücra köşeye kadar uzanacağız. Her eli tutacağız! Her kapıyı çalacağız! Herkese selam vereceğiz! Umudu kırılan, yüzü gülmeyen insanlara umut olmaya devam edeceğiz! Yüzlerindeki gülüş olacağız! Birlikte değiştirme gücünü ve sözünü her yerde yükselteceğiz! İktidar bloku, bizim siyaset alanımızı daraltmaya çalıştıkça biz bu alanı daha da büyüteceğiz ve genişleteceğiz!  Korkmayacağız! Yılmayacağız! Cesaretli olacağız! Değişim umudunu dört bir tarafa yaymaya devam edeceğiz! HDP’yle Türkiye’yi hep birlikte ortak bir geleceğe taşıyacağız! Gelecek HDP’yle! Özgürlük HDP’yle! Hep birlikte HDP’yle diyoruz!

EKONOMİK ÇÖKÜŞ

Karanlıktan, zulümden, hukuksuzluklardan beslenen bir yönetim anlayışının ekonomiyi tabi ki iyi yönetmesi beklenemez. Aynı karanlık ekonomide de baş göstermektedir. Yüksek zamlarla, insanları beslenmeyle ısınma arasında bir tercihe zorlayan böylesi bir talan ve soygun düzeni inanın ki tarihte görülmedi. Halka her gün acı reçete içirirken, kendileri ise haksız zenginleşmeyle, israfla, yolsuzlukla, kamu kaynaklarını hortumlamaya devam ediyorlar. İnsanlarda yaşama sevinci bırakmadılar. Yüzlerde umut bırakmadılar. Yarına dair bir güven ve inanç bırakmadılar. İki yıldır süren pandemiden zaten büyük bir gelir ve iş kaybı yaşayan halkın sırtına bir de tarihin en büyük zamlarını, faturalarını, vergilerini yüklediler, yüklemeye devam ediyorlar.  Tam bir ekonomik toplumsal kırım yarattılar. Solunum cihazına bağlı bir ekonomi yarattılar! Hal böyleyken AKP Genel Başkanı çıkmış, “Ülkenin kazancından hep birlikte faydalandığımıza göre, külfeti de beraberce omuzlayacağız” diyebiliyor. Cefayı çeken emekçi yoksul halktır! Ama sefasını yaşayan ise Saray iktidarıdır! Sürdükleri sefanın faturasını halka ödettirme sinsiliği peşindeler.

Ülkenin başındaki en büyük külfet sizsiniz, siz külfet iktidarısınız!

Her 5 haneden biri karanlıkta, 6 haneden biri ocağını yakamıyor. Son bir yılda doğalgazını ödeyemeyen hane sayısı 3 milyonun üzerindedir. Yine her 6 haneden biri mutfağında ocağını yakamıyor, bu kara kışta soğukta oturmak ve uyumak zorunda kalıyor. İşsiz sayısı 10 milyonun üzerindedir. Her hanede en az bir işsiz bulunmaktadır. Her 10 haneden 9’u et alamaz durumdadır. Temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamamaktadır. Her 5 haneden 4’ü yoksulluk, her iki haneden biri açlık sınırı altında yaşamaktadır.

Halktan fedakârlık isteyeceğinize 5’li çetenize para pompalamayı bir durdurun!

'ASIL İNDİRİMİ HALK YAPACAK!'

Buradan tüm yurttaşlarımıza da sesleniyorum: Sizden fedakârlık isteyen bu iktidara cesaretle en güçlü cevabı verelim ve hep birlikte diyelim ki 'Hayır biz fedakârlık yapmayacağız. Siz soygunu durduracaksınız' diyelim. Biliyorsunuz; algı yaratmak için çıkıp bir gün KDV’yi indirdik diyorlar. Diğer gün, elektrikte, suda indirim yapacağız diyor! Fiyatlar artmaya devam ediyor. Ben de bu zam iktidarına diyorum ki hiç merak etmeyin! Seçimlerde en büyük indirimi halkımız yapacaktır, sizi iktidardan indirecektir! Sizi o koltuklarınızdan bir bir indirecek ve alaşağı edecektir! Yalanınıza da, talanınıza da, haramınıza da son verecektir! Gelişinizle yok ettiğiniz, söndürdüğünüz umutlar, gidişinizle gerçeğe dönüşecek ve ülke en büyük demokrasi baharını yaşayacaktır!  İşçiler, emekçiler bugün Türkiye’nin dört bir tarafında direnişini ve mücadelesini yükseltmekte ve büyütmektedir.

Mücadele ettikçe kazanacağız! Kazandıkça büyüyeceğiz!

DEMOKRASİ İTTİFAKI

Kürt sorunundan demokrasi sorununa, Alevi toplumunun sorunlarından emek sömürüsüne, kadınlardan gençlere varıncaya kadar tüm toplumsal sorunlar ortak sorunlarımızdır. Çözüm de ortaktır. Yolumuz da ortaktır. Kendisi de bir ittifak partisi olan partimiz demokrasi ittifakını büyütmek için hayata emekten ve demokrasiden bakan güçlerle, toplumsal muhalefetle bir araya gelmekte ve ittifakı büyütme yollarını aramaktadır. Hep birlikte ezildiğimize, hep birlikte zulme uğradığımıza göre, kurtuluşu da ancak hep birlikte, yan yana durarak, omuz omuza gelerek başarabiliriz. Demokrasi İttifakı, mücadele ittifakı karanlıktan aydınlığa giden yolun birleşmesidir. Yeni bir yaşam kurmak isteyenlerin ittifakıdır. Bu ittifakın en güçlü sahibi elbette ki halkımızdır, halklarımızdır.

Başka bir Türkiye mümkündür ve bunu hep birlikte başaracağız."

KARDEŞ DOKU: TESLİM OLMAYALIM

Gülistan Doku’nun kardeşi Aygül Doku ise şunları söyledi:

Ö"ncelikle 781 gündür kız kardeşim Gülistan Doku nerededir sorusunu burada sorma fırsatı verdiği için HDP’ye teşekkür ederim. Biz Gülistan’ı bugün değil teslim olduğumuz gün karanlıkta bırakmış olacağız. Biz Gülistan Doku’yu bulmadan bize karanlığı yaşatanlar adalet önünde hesap vermeden teslim olmayacağız. Bugünlerin hesabını hepsinden teker teker soracağımızdan kuşkuları olmasın. Kısaca şunu söylemek istiyorum. 5 Ocak'ta bize bir telefon geldi, kızınız yok denildi. kentin mülki idare amiri Tuncer Soner, 'Kızınız intihar etti, çocuğum üzerine yemin ederim ki size cenazesini vereceğim' dedi. 

Tuncer Soner dönemin valisi. İlla kızınız intihar etti dedi. Hadi öyle diyelim. Gülistan Doku intihar ettiyse savcılığın bizzat gönderdiği kriminal belgesi sonucunda suya atılan bir nesnenin olmadığı belirtiliyor. İkincisi bu çocuğun baş şüpheli Zainal Abarakov gözaltına alınmadı. Defalarca dile getirdik, korunuyor dedik, sesimizi duyuramadık. Baş şüphelinin annesi Cimere dilekçe yazmış ve “Benim oğlum bizzat valinin eliyle Rusya’ya gönderildi” demiş. Bütün savcılara çağrımdır, vicdani olarak düşünsünler, bir düşünsünler mülki amirinin görevi baş şüphelinin kentten çıkışını engellemek mi yoksa kendi eliyle çıkarmak mıdır?

Ben bu acıya teslim olduğum gün öleceğim. Ama şunu bilin ben size bunun hesabını sormadan ant olsun ki ölmeyeceğim."