Colemêrg için nöbetteler: Ya direneceğiz ya direneceğiz!

İstanbul'daki nöbete katılan Sebahat Tuncel, tecrit ve kayyum rejiminin aynı odaktan beslendiğine işaret ederek, “Türkiye mafya düzenine dönmüştür ve demokratik düzen ortadan kalkmıştır. Bu yüzden herkesin kayyum rejimine karşı çıkması gerekiyor" dedi.

İRADE GASPINA KARŞI NÖBET

Colemêrg Belediyesi’ne el konulmasına karşı İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri öncülüğünde Beyoğlu'nda başlatılan nöbet eylemi devam ediyor

Nöbete, siyasetçi Sebahat Tuncel, Özgür Kadın Hareketi (TJA), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) İstanbul Kadın Meclisi, İstanbul Barış Anneleri İnisiyatifi, Adalet Nöbeti Anneleri, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Emekliler Sendikası (Emekli-Sen), Devrimci Gençlik Dernekleri de katıldı.  

Eylemde, Emekli Sen Esenler Şube Başkanı Abdullah Yıldırım, Devrimci Gençlik Dernekleri adına Esma Gültekin, varlığı yok sayılmak istenen Kürt halkının yanında olduklarını ifade ederek, asıl kayyumun iktidara atanması gerektiğini söyledi.

‘TÜRKİYE 7 YILDA MAFYA DÜZENİNE DÖNDÜ’

Sebahat Tuncel söz aldığı sırada ise meydan “Jin jiyan azadî” sloganıyla yankılandı. 7 yılda Türkiye'de çok şeyin değiştiğini ifade eden Tuncel, kayyum uygulamalarının faşizm olduğunu söyledi. Kayyumun sadece Kürt halkının seçtiği belediye başkanlarına atanmadığını; Türkiye demokrasisine atandığına işaret eden Sebahat Tuncel, “Türkiye mafya düzenine dönmüştür ve demokratik düzen ortadan kalkmıştır. Bu yüzden herkesin bu kayyum rejimine karşı çıkması gerekiyor. Kürt halkı devletin bütün baskı politikalarına rağmen sandığa gidiyor ve oyunu kullanıyor ama devlet uydurma gerekçelerle arkadaşlarımızı tutukluyor. Mesnetsiz gerekçeler ve davaların hepsi hikaye” dedi.

‘YARGI İKTİDARI KORUYOR’

Türkiye'de demokratik bir hukuk düzeni olmadığını, tamamen keyfi uygulamalar olduğunu kaydeden Sebahat Tuncel, “Her an herkes yargı eliyle bertaraf edilebilir. Yargı bağımsız değil, Kürtlere, kadınlara, sosyalistler karşı bir silah olarak kullanılıyor. Yargı, Türkiye’de halkı ve yoksulu korumuyor tam tersine iktidarı, devleti koruyor. Yargı eliyle alınan tüm kararlar adil kararlar değil, aksine iktidarın muhalefete yönelik kullanılan bir baskı aracı haline gelmiştir. Yüz yıldır yargı, Kürt halkına karşı bir silah olarak kullanılıyor. İstiklal mahkemelerinden, devlet güvenlik mahkemelerine, ağır ceza mahkemelerinden özel yetkili mahkemelere kadar hep bu uygulama devam etmiştir. Dolayısıyla yargının verdiği karar hukuki değildir, anayasanın yok sayılmasıdır. Türkiye’de ikili hukuk uygulanıyor” şeklinde konuştu.

‘EN ÇOK BATININ SES ÇIKARMASI LAZIM’

Türkiye’de ikili hukuk uygulanmasının temel nedeninin Kürt sorunu olduğunu vurgulayan Sebahat Tuncel şöyle devam etti: “Kürt meselesi çözülmeden Türkiye'de gerçek anlamda demokrasi barış ve özgürlüklerden bahsedilemez. Bu sadece Kürtlerin meselesini değil hepimizin meselesidir. 2015 yılından bu yana Türkiye demokrasisine kayyum atanmıştır. Buna en çok batının ses çıkarması lazım. Kürt halkı yüz yıldır direniyoruz bizim elimizde bir seçenek var; direnmek. Ya direneceğiz ya direneceğiz. Bu onursuzluğu kabul etmeyeceğimize göre direneceğiz. Bu nedenle batıdaki yoldaşlarımızın yapacağı şey, Kurdistan’daki halkın direnişine anlamlı bir cevap vermektir. Bunun yolu barıştan geçer, Kürt sorununu çözmekten geçer.”

‘TECRİT VE KAYYUM REJİMİ AYNI ODAKTAN BESLENİYOR’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki mutlak tecrit uygulamalarına dikkati çeken Tuncel, konuşmasını, “İmralı’daki mutlak tecrit ve izolasyon politikasıyla kayyum rejimi aynı odaktan besleniyor. Kürt sorununun çözümsüzlüğü Türkiye’yi karanlığa sürükledi. İnsanlar açlığa ve yoksulluğa mahkum ediliyor. Ekolojik yıkım almış başını gidiyor. Bütün bunlar yürütülen savaş politikalarından bağımsız ele alınamaz. Kimse ‘bu sadece Kürtlerin sorunudur, onlar çözsün’ diyemez çünkü bunun sonuçları sizin sofranızı, sizin yaşadığınız alanları da ilgilendiriyor. Bu yüzden bunu iyi görmek ve kayyum rejimine birlikte mücadele etmek gerekiyor” diyerek tamamladı.

MERSİN 

Mersin Akdeniz Belediyesi önünde haftada bir gün gerçekleştirilen nöbet eylemi sürüyor. Nöbete birçok siyasi parti, sendika temsilcisi ve çok sayıda halk katıldı. “Kayyum halkın iradesine gasptır. Demokrasiye vurulmuş darbedir” pankartının açıldığı eylemde sık sık, “Bijî berxwedana Colemêrgê” sloganı atıldı.

Nöbette konuşan Barış Annesi Tenzile Baydar, tüm annelere seslenerek, “Barış anneleri olarak biz barışı getireceğiz, tecridi kaldıracağız, bu kayyumu kaldıracağız. Çünkü biz anneyiz, yüreğimiz yanıyor” ifadelerini kullandı.

’14 TEMMUZ BUGÜNLERİ ANLATIYOR’

Sanatçı Kadir Çat ise demokratik ülkeler için darbe zihniyetinin bir işkence olduğunu belirtti. Çat, “Kayyumlar, demokratik bir ülke için yaşamın katledilmesidir. Kayyumların olmadığı, darbelerin olmadığı bir ülkede özgürce yaşayabilmek adına anneler, gençler, çocuklar olarak hep beraber sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Bir an önce Hakkari’deki kayyumun kalkması, belediyenin tekrar halka teslim edilmesini istiyoruz ve alacağız. 14 Temmuz geliyor. 14 Temmuz da aslında tam da bugünleri anlatıyor. Darbecilere karşı Diyarbakır Zindanında direnen halkın çocukları var. Kemal Pirlerin başlatmış olduğu ölüm orucu var. Onlar da işkencecilere karşı, darbecilere karşı direnmişler. Buradan 14 Temmuz direnişini selamlıyoruz” diye belirtti.

Nöbet eylemi, birçok sanatçının seslendirdiği stranlarla sürdü.